KADIN
Suriye Kadın Meclisi: Efrîn'de 119 kadın kaçırıldı
Efrin'de insanlık dışı uygulamaların arttığını belirten Suriye Kadın Meclisi, şimdiye kadar en az 119 kadının kaçırıldığını ve kadınların cinsel saldırı ya da tacize maruz kaldığını belirtti.
Suriye Kadın Meclisi, TSK ve desteklediği ÖSO çetesinin Efrin'de halka uyguladığı zulme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Qamişlo'da bulunan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomatik İlişkiler Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıya, çok sayıda meclis üyesi kadın katıldı.
Suriye Kadın Meclisi Genel Koordinatörü Lîna Berekat'ın yaptığı açıklamada, Suriye halklarının taleplerinin bölgesel ve uluslararası devletlerin direk ya da çete gruplarına olan destekleri ile bölgesel bir savaşa dönüştürüldüğünü belirtti. Berekat, Türkiye'nin bölgede yürüttüğü Osmanlı politikaları ile Suriye savaşının derinleşmesine neden olduğunu kaydetti. Berekat, "Türkiye Suriye'nin farklı merkezlerinde yıllar boyunca sürdürdüğü işgal saldırıları ve çete gruplarına desteği ile yüz binlerce sivilin katledilmesi ve göç etmesine sebep oldu" dedi.
'TÜRKİYE KALICILAŞMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR'
Türkiye'nin Cenevre, Astana ve Soçi gibi Suriye savaşının çözüm görüşmelerinde sürekli yıkıcı taraf olduğunu dile getiren Berekat, "Türkiye çatışmasızlık bölgeleri ya da gözlem noktaları adı altında Suriye topraklarını işgal etmektedir. Gerçekleştirilen çözüm görüşmelerinde de bu işgalini meşrulaştırmak ve kalıcı hale getirebilmek için her yolu denemektedir" diye konuştu.
'DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞTİRİLİYOR'
Türkiye ve ÖSO çeteleri Suriye'deki politikalarının Efrin'e yönelik insanlık dışı saldırılar ile sürdürdüğünü belirten Berekat, hak ihlallerine dikkat çekti. Berekat, Türkiye'nin denetimine geçirdiği bölgelerde demografik yapıyı değiştirerek, "Türkleştirme" politikaları yürüttüğüne vurgu yaparak, "Cerablus, Bab ve Ezaz ile gözü doymayan Türkiye, Efrîn'den sonra gözünü İdlib'ten Hama'ya kadar süren bölgeye dikti. Buraları da işgal ederek topraklarına katmak istemektedir" dedi.
'EN AZ 119 KADIN KAÇIRILDI'
Efrin'de en büyük yönelimin kadınlara yönelik olduğunu belirten Berekat, şu ana kadar en az 119 kadının kaçırıldığını ve kadınların cinsel saldırı ve tacize maruz kaldığını vurguladı.
Berekat, Türkiye ve desteklediği ÖSO gruplarının Efrin'deki uygulamalarını şöyle sıraladı: "Etnik baskı, katliamlar, kadın haklarına yönelim, esirlere işkence ve öldürülmeleri ile şehit cenazelerine saldırı, kanun dışı yargılamalar, talan ve gasp, kitap ve tarihi belgelerin yakılması, dini mabetlerin tahrip edilmesi ve bombalanması, sivillerin kaçırılması ve katledilmesi, çocukların kaçırılması, mezarlıkların bombalanması, Heyva Sor Merkezi ve Avrîn Hastanesi'nin bombalanması, Meydankê barajının yanı sıra elektrik ve su üretim tesislerinin bombalanması, değirmen ve fırınların bombalanması, yasak silahların kullanması, sivil konvoylarının bombalanması ve sivillerin canlı kalkan olarak kullanılması."
Efrin'de savaş ve insanlık suçu işlendiğinin altını çizen Berekat, saldırıların başladığı 20 Ocak tarihinden itibaren 56'sı kadın ve 46'sı çocuk olmak üzere 259 sivilin öldürüldüğünü; 104'ü kadın, 155'i çocuk olmak üzere 707 sivilin de TSK'ye ait savaş uçaklarının bombardımanlarında yaraladığını belirtti. Berekat, yüz binlerce Efrinlinin de zorla yaşam alanlarından çıkarıldığını söyledi.
Türkiye ve bağlı grupların Efrin'deki uygulamalarını kınayan Berekat, uluslar arası kurum ve kuruluşlara şu çağrıyı yaptı:
"-Uluslararası örgütlenmeler, kurum ve topluma Suriye'de yaşanılanlar karşısında sessiz durmaktan vazgeçmeleri ve sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Yine Recep Tayyip Erdoğan Efrîn başta olmak üzere Suriye'deki hak ihlallerinin ortaya çıkarılarak savaş suçlusu olarak mahkeme karşısına çıkarılması ve Suriye'deki savaşta rol oynayan ve işgal hareketlerinde bulunan devlet ve tarafların cezalandırılması çağrısı yapıyoruz.
-Türkiye ve çetelerinin sivillere yönelik Efrîn'deki askeri eylemleri ve uygulamalarının kınanmalıdır.
-Suriye'deki hukuk ve sivil kurumları, Türkiye'nin Efrîn'deki hak ihlalleri ve savaş suçlarının belgelenmesi ortak bir çalışma yürütmelidir.
-Efrîn'den zorla çıkarılan yüz binlerin geri dönüşü için koşullar yaratılmalı ve mal ve mülklerinin talan edilmesinin önüne geçilmelidir. Ayrıca Türk devletinin Efrîn ve köylerinde yerleştirdiği mayınlar bir an önce kaldırılmalıdır.
-İlgili uluslararası kurum ve kuruluşlar Efrîn halkının temel yaşamsal, ekonomik ve insani ihtiyaçlarını bir an önce karşılamalıdır.
-İşgalcilerin etnik soykırım gerçekleştirebilmek için gerçekleştirdiği milliyetçi saldırılar karşısında hukuki çalışmalar yürütülmeli ve halkların bir daha böyle saldırılar ile karşılaşmayacağı garanti edilmelidir. Yine bölgede sürdürülen demografik yapıyı değiştirme siyasetinin önü kapatılmalıdır."