24 Eylül 2024 Salı

Sosyalistlerden direniş ile dayanışmayı büyütme çağrısı

ESP, SKM ve SGDF üyeleri dönüşümlü açlık grevlerinin 12.gününde DAF, Devrimci Hareket, Bianet ve ÖHP'yi ziyaret etti. Gerçekleştirilen ziyaretlerde tutsakların sesinin dışarıda daha çok öne çıkması gerektiği vurgulandı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF= üyelerinin dönüşümlü açlık grevi 12. gününde devam ediyor.
 
Açlık grevi heyeti bugün ilk olarak Devrimci Anarşist Faaliyeti (DAF) ziyaret etti.
 
Açlık grevinde olan SGDF Üyesi Makbule Özdemir, Leyla Güven ve 7 bin tutsağın tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olduğunu hatırlattı, "Yarın ölümler olabilir, dışarıdan bir destek onlar için çok önemli, dışarıdan onların sesine ses katabilmek için  dönüşümlü açlık grevi yapıyoruz" dedi.
 
DAF: SOMUT OLARAK DAYANIŞMAK İSTERİZ
 
DAF adına söz alan Hüseyin Civan, Tutsaklarla Dayanışma İnsiyatifi'nin içerisinde olduklarını kaydetti ve ekledi: "Nasıl bir ihtiyaç varsa ona göre hareket etmeye çalışıyoruz. Somut anlamda nasıl bir dayanışma içerisinde olabilirsek oluruz? Biz de bu mücadeleyi olabildiğince yükseltmeye çalışıyoruz. Buna benzer mücadele içerisinde olan farklı coğrafyalarda olan yoldaşlarımızla da durumu paylaşılıyoruz. Meselenin politikligi önemsenmiyor. Meselenin ne kadar politik olduğunu hissettirmek gerekiyor. Dayanışmanın ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Elimizden gelen neyse yapmak isteriz."
 
Diğer bir açlık grevi eylemcisi Aygül Akyüz, geçtiğimiz günlerde Gebze Hapishanesi önünde direnen tutsak annelerini ziyarett ettiklerini söyledi. Akyüz şunları söyledi: "8 annenin neler yapabileceklerini Gebze'de gördük. 8 annenin direncini biz de gösterebiliriz. Leyla Güven'den sonra en iyi direnç onlarda. Benim ağabeyim de tutsaklardan biri, açlık grevinin 61. gününde. Tutsaklardan her birinin durumu kritik. Ağabeyimi açlık grevinden sonra çok daha iyi görüyorum. Bedenini açlığa adamış ama içindeki ümit, heyecan bambaşka bir yere gelmiş. Dışarıda eylemlerinin nasıl yansıdığını soruyorlar. Bir farkındalık yaratabiliriz. Tutsaklar umut ediyorlar. İnsanlar sadece Leyla Güven'in ve birkaç kişinin açlık grevinde olduğunu sanıyor. 15 tutsak bugün itibariyle eylemlerini ölüm orucuna çevirdiler.  Tecrit sadece Öcalan'ın tecridi değil. 1996'da, 2000'de yaşadıklarımızı yine yaşamak istemiyoruz."
 
DEVRİMCİ HAREKET: BU SESİ DUYURMALIYIZ 
 
Açlık grevi eylemcileri daha sonra Devrimci Hareket üyelerini Önder Babat Kültür Merkezi'nde ziyaret etti. Burada konuşan açlık grevinde olan ESP Üyesi Ümit Yıldız ise şöyle konuştu: "Tecrit hayatın her alanında var. Bizler kurumları ziyaret ederek, mücadeleyi ortaklaştırmak istiyoruz."
 
Devrimci Hareket adına konuşan Burak Yücel ise şunları ifade etti: "Tecrit hepimizin dönem dönem yaşadığı, 19 Aralık'tan beri Türkiye'nin temel meselesi halinde. Sadece Öcalan üzerinde değil, tecrit F tipindeki tüm tutsaklar üzerinde var. İçerideki tecrit noktasında tutsakların yapabilecekleri sınırlı, bu sesi dışarı da toplumsallaştırabilmek hepsinden önemli. Bu ses halk kesimlerinden bir enerji yaratmadığı sürece sonuçları yıkıcı oluyor. Çok fazla vakit kaybetmeden tecrit sorunu gündeme alıp, memlekette yaşanmakta olan sorunlarla ilişkisini kurarak görünür kılalım. Solun geniş bir kesmi ortaklaşabilir. Acil toplantı çağrısı yapılabilir. Dışarıdakiler açısından sadece açlık grevi yapmak değil, birçok eylem biçimi var buna ses verebilecek. Birbirinden farklı ama birbirini güçlendiren noktalarda birçok şey yapılabilir."
 
BİANET: ELİMİZDEN GELDİĞİNCE HABER YAPIYORUZ
 
Açlık grevi heyeti Bianet'i de ziyaret etti.
 
Bianet Eş Genel Yayın Yönetmeni Haluk Kalafat muhalif basının ilgi gösterdiğini ama bunun yeterli olmadığını belirtti. Kalafat, "Ama tüm basının görmesi gerekiyor. Yaptığımız açlık grevi haberleri okunmuyor malesef genelde. Nasıl yayılır etrafa bilemiyoruz. Yoksa eylemin meşruluğunun tartışmasını yapmıyoruz" dedi. 
 
Diğer Eş Genel Yayın Yönetmeni Ekin Karaca ise şöyle konuştu: 
"Açlık grevi ile yaptığımız haberler daha az paylaşılıyor, insanlar korkuyorlar. Elimizden geldiğince yayınlarımız da bir şekilde yer veriyoruz. Umarım bu süreç herhangi bir olumsuzluğa yer vermeden son bulur. 
 
Aygül Akyüz burada ise şöyle konuştu: 
"Ağabeyim 18 kilo verdi ama morali motivasyonu çok iyi. Tecrit kadınların da medyanın da üzerinde. Bir tutsak ailesi olarak sizden beklentim; bu sesi daha çok duyurmanız. Ağabeyim açlık grevinde olabilir ama ben bir anneyim ve çocukları açlık grevinde olan anneleri düşünemiyorum. Anneler üzerinden haber yapılabilir. Yarın birgün onların cenazeleri çıkacak. Bu durumda toplum üzerindeki baskı daha da artacak."
 
 
ÖHP: ÇABALARINIZ ÇOK ÖNEMLİ
 
Günün son ziyaretini Özgürlükçü Hukukçular Platformu'na (ÖHP) gerçekleştiren açlık grevi eylemcileri taleplerinin Leyla Güven'in ve diğer açlık grevinde olan tutsakların sesine ses olmak olduğunu belirtti.
 
Ziyarette konuşan ÖHP İstanbul Eşbaşkanı İlknur Alcan Gebze Hapishanesi önünde tutsak annelerine polisin saldırdığı görüntüleri hatırlattı.
 
Alcan şunları söyledi:  "Annelerin iteklenen görüntülerini birçok kişi paylaştı ve farkındalık yarattı bu görüntüler. Tutsakları ziyaret ettiğimizde görüyoruz ki moralleri yüksek, tek sorunları toplumdaki sessizlikti ama yeni yeni eylemlilikler onların moralini yükseltti. Dışarıda ne olursa içeriye hemen yansıyor. Toplumun bu kadar duyarsız olduğu bir yerde bu kadar duyarlılık oluşturma çabanız çok önemli. Hukuk kurumları olarak sürecin başından beri takip ediyoruz. Meclis'te partilerin grupları ile görüştük. Şimdi baroları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Kamuoyunu ne kadar örgütleyebilirsek o kadar geri adım attırabiliriz. Biz avukatlar olarak düzenli takip ediyoruz ama sokakta bir hareket olmadı. Bu sürecin bu kadar ilerlemesi bu yüzden oldu.
 
Avukat Ruken Gülağaç ise şunları söyledi: "Gebze'de tutsaklarla çok görüşemiyoruz ama görüştüklerimizin söyledikleri kadarıyla dışarıdaki en ufak bir şey onları çok umutlandırıyor. Devlet her ne kadar umursamıyormuş gibi davransa da bu konuyu ciddiye aldığını hapishanelerden görüyoruz."