23 Kasım 2024 Cumartesi

SKM: 1 Eylül'de daha fazla umut, daha fazla mücadele için direnişe

1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin açıklama yapan SKM, "Tüm dünya halklarının barış içinde, bir arada, özgür ve eşitçe yaşama isteğinin sokaklarda, meydanlarda yankılandığı ezilenlerin mevzisidir 1 Eylül" diye belirtti.
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin açıklama yayınladı. Açıklamada, "Tüm dünya halklarının barış içinde, bir arada, özgür ve eşitçe yaşama isteğinin sokaklarda, meydanlarda yankılandığı ezilenlerin mevzisidir 1 Eylül. Kadınların sömürüsüz, katliamsız, adil, eşit ve özgür bir dünya özlemini umutla, direnişle, isyanla savunmasının tarihidir" denildi.
 
AKP-MHP faşist erkek egemen blokunun tüm ezilenleri kanla terbiye etmeye çalıştığı, tecavüz kültürünün bir ürünü olarak halklara tahakkümün rızasını dayattığı bir yılı daha geride bırakılarak 1 Eylül'e gidildiği kaydedilen açıklamada, "Geride kalan bir yılda yine halklara işgal ve savaş, tüm ezilenlere daha fazla zulüm, kadınlara ise ölüm reva görüldü. Kapitalizmin mali krizinin tetiklediği ekonomik krizle işçi ve emekçiler zam, vergi soygunuyla, yoksullukla daha derin bir uçuruma sürüklendi. Bu krizin kadınlara daha fazla işsizlik, ucuz emek sömürüsü, 'yoksulluk ve işsizlik cinneti' adı altında kadına yönelik daha fazla şiddet ve katliam getireceği açıktır. Bunun yanı sıra, krizin faturasını halklara ödetmek isteyen Saray rejiminin savaş ödenekleri, savaş çığırtkanlığı ve işgal politikalarıyla krizin faturasını daha da büyüteceği gözler önündedir" diye belirtildi.
 
Krizin ve savaşın faturasının kadınlara kesildiği vurgulanan açıklamada, "Savaş alanlarında 'kadın çocuk demeden gereğini yapacağız' diyen, işsiz ve savaşçı yığınları yaratmak için 'üç değil beş çocuk yapın' çağrıları yapan, savaş alanlarında kadın bedenlerine işkence ve tecavüzü reva gören, kadınların Cumartesi gibi kazanılmış mevzilerine vahşice saldıran erkek egemen tekçi faşist zihniyetin pratikleri hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır" denildi.
 
SKM açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Ancak bunun karşısında direnen, vazgeçmeyen ve boyun eğmeyen kadınların zılgıtları dinmiyor. Bazen beyaz tülbentiyle, bazen elinde kaybettiği evladının fotoğrafıyla, bazen erkek şiddetine 'artık yeter' dediği bir bıçakla, bazen demokratik mevzileri savunduğu için esir alındığı zindanda bir sloganla... Kadınların adalet, eşitlik, özgürlük ve barış için isyanı sürüyor. İsyanın ve kadın dayanışmasının gücüyle Türkiye'den Kürdistan'a, Ortadoğu'dan tüm dünyaya umutla ve dirençle kazanımlarımızı savunmak, erkek egemenliğine karşı mücadeleyi büyütmek ve faşizmi alt etmek için daha fazla direniş, daha fazla umut, daha fazla mücadele!"