24 Eylül 2024 Salı

Sinbo direnişi 150. gününde

Sinbo fabrikası önünde direnişinin 150. gününde Dilbent Türker'le dayanışmak; kadına yönelik şiddet, direnişe yönelik saldırı ve İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline karşı eylem yapıldı. 

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Dilbent Türker'in Kod 29'un kaldırılması talebiyle Haramidere'de bulunan Sinbo fabrikası önünde sürdürdüğü direniş 150. gününde. 

Fabrika önünde kadına yönelik şiddet, direnişe yönelik saldırı ve İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline karşı Sinbo fabrikası önünde eylem yapıldı. Eyleme, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), BDSP, DGD-Sen, İşçi-Emekçi Kadın Komisyonu, SML Etiket direnişçileri, Ekmek ve Onur destek verdi.

Serbest kürsüde yapılan konuşmalarda direnişin yanında olunacağı belirtildi. 

'KADIN DÜŞMANLIĞINI DENİZ'İN KATLEDİLMESİNDE GÖRDÜK'
Söz alan bir kadın işçi 150. gününde direnişi selamlayarak şunları ifade etti: "Kadın düşmanlığının örneğini Deniz'in katledilmesinde ve Dilbent'e saldırıda gördük. Deniz Poyraz emekçiydi, kadındı, doğayı insanı seven bir yoldaşımızdı. Asıl terörist sizin kurumlarınızda yetiştirdiğimiz milislerdir. 'Terörist' görmek istiyorsanız aynaya bakın."

TOMİS adına basın metnini okuyan direnişçi Dilbent Türker, sermaye iktidarının pandemiyi fırsata çevirerek saldırılarını arttırdığına dikkat çekti. Türker, işçilerin açlık ve yoksullukla boğuşurken, Sinbo patronu da içinde olmak üzere sermayedarların destek ve teşviklerle büyüdüğüne işaret etti.

'SERMAYENİN TEMSİLCİLERİ İŞÇİ KADINLARIN ÜZERİNDE SÖMÜRÜYÜ ARTIRIYOR'
Kadın işçi ve emekçilerin yaşamlarının her alanında saldırıların hedefi olduğunu belirten Türker, "Çifte sömürü kıskacındaki kadınlar fabrika ve iş yerlerinde, sokakta, okulda ve evde kısaca her yerde şiddet ve baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. Kadını ikinci cins olarak gören gerici politikaların etkisiyle kadın cinayetleri kitlesel boyutlara ulaşıyor. AKP-MHP iktidarı ise bu politikaların uygulayıcısı olarak her geçen gün artan kadına yönelik şiddetin gerçek faili olarak karşımızda duruyor. Sermayenin temsilcisi olan AKP-MHP aynı zamanda işçi kadınların üzerindeki sömürüyü, fabrikalardaki taciz ve mobbingi arttıran politikaları derinleştiriyor" dedi. 

Türker, şöyle devam etti: "Bizler bu saldırılar karşısında sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bu politikalara karşı hem fiili hem de hukuki olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Başta işçi-emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçiler ile tüm duyarlı kesimleri yanımızda durup taraf olmaya, dayanışmaya hem fiili hem de hukuki mücadelemizi büyütmeye davet ediyoruz."