23 Kasım 2024 Cumartesi

SES: Şirketleri değil insan hayatını kurtarın

Ekonomik kriz bahanesiyle sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklara ilişkin basın toplantısı düzenleyen SES, AKP'ye göre kişinin hastalığı hayati tehlike arz etmiyorsa tedavi olmayı hak etmediğini belirterek "Çünkü onun ameliyatı için harcanacak parayla kurtarılmayı bekleyen büyük şirketler vardır" dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), ekonomik kriz bahanesiyle sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklara ve sağlık emekçilerinin sorunlarına dair genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
 
Basın açıklamasını SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara okudu. Kara, krizin AKP'nin ekonomik ve siyasal tercihlerinin sonucu olduğunu belirterek kriz öncesi ekonomik büyümeden ve refahtan pay alan ülkenin yoksul emekçilermiş gibi "Hepimiz aynı gemideyiz" söylemleriyle krizin faturasını emekçilere ödetmeye çalıştığını ifade etti.
 
AKP'nın 16 yılını özel sektör borçlanmasını 10, hane halkı borçlanmasını 83 kat arttırarak, borçlanmaya dayanan bir ekonomik ve inşaat sektöründeki aşırı büyümeyle geçirdiğini ve bunun sonucunda kamuya ayrılan payın giderek azaldığını söyleyen Kara, "Kamu kurumlarının bütçeden aldığı pay, AKP'nin siyasi tercihlerine göre belirlendi. Eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe bütçeden ayrılmayan pay Diyanet İşleri Başkanlığı'na ve Savunma Bakanlığı'na aktarıldı" dedi.
 
İŞKUR'A VERİLEN 21 MİLYON NEREDE?
 
"2017 yılında Diyanet İşleri'ne ayrılan 7,8 milyar TL ile dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık gibi siyasal islamcı örgütlere aktarılan 3,7 milyarın toplamı, 2018 bütçesinde öngörülen savunma harcamalarının yüzde 19,3'üne, eğitime ayrılan kaynağın yüzde 11,4'üne, Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 28'ine karşılık gelmektedir" diyen Kara, Sayıştay raporlarına göre birçok usulsüz ve denetimsiz harcama yapıldığını ve İŞKUR tarafından ücret ödemesi için gönderilen 21 milyon 793 bin lira ortadan kaybolduğunu söyledi.
 
"Bir taraftan, elektriğe, doğalgaza, suya ve bütün temel tüketim malzemelerine zam gelirken diğer taraftan da ücretlerimize göz dikilmekte, ekmeğimiz elimizden alınmaktadır. Öyle ki, stajyer öğrencilerin, intörnlerin hastanelerde ücretsiz yemek yemesi Sağlık Bakanlığı'nın emri ile yasaklanmıştır. Geleceğin sağlık ve sosyal hizmet emekçileri bugünden açlığa mahkum edilmektedirler" diyen Kara, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin döner sermayeden aldıkları payın kısıldığını belirtti.
 
ÜCRETLER YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA
 
Üniversite Hastaneleri'nin büyük bir bölümünde döner sermaye ödemelerinin sıfırlandığını, nöbet ücretlerinin ödenmediğini ve sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ücretlerinde 2015 temmuzundan bugüne ortalama 270 dolar ile 373 dolar arasında kayıp yaşandığını söyleyen Kara, açlık sınırının bin 857 TL, yoksulluk sınırının 6 bin 424 TL olduğu bu koşullarda ekonomik krizin faturasının emekçilere ödetildiğini söyledi.
 
"Kamudan yapılacağı duyurulan 60 milyon tasarrufun 10 milyonunun sosyal güvenlik alanından yapılacak olması; emekli, yaşlı, engelli ücretlerinin ödenmesini, ilaç ve malzeme giderlerinin karşılanmasını olumsuz etkileyecektir, aynı zamanda da sosyal yardımlar da olabildiğince daralacaktır" diyen Kara, ilaca ulaşımda sıkıntılar yaşanmaya başladığını dile getirdi.
 
AKP: ÖLÜMDEN ÖNCE AMELİYAT VAR
 
Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi tedavi seti bittiği için plazmaferez hastalarını kabul edemediğini, Ordu İl Sağlık Müdürlüğü "kalp kapak ve kalp pili ameliyatı yapmayın" talimatını ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimliği'nin elektif ameliyat yapılmamamsı yönündeki talimatını Kara, "Bir fıtık boğulduğunda, kalp damar tıkanıklığı yüzde 70'i geçtiğinde, safra kesesi hastalığı sarılığa neden olduğunda, kalp ritim bozukluğu kapak değişimi yapılmadığı, pil takılmadığı için pıhtı oluşup felce neden olduğunda ancak o zaman insanlar sağlık hizmeti almayı hak etmektedir" dedi.
 
ŞİRKETLERİ DEĞİL İNSAN HAYATI KURTARACAĞIZ
 
Elektif ameliyatın keyfi ameliyat demek olmadığını ve kişinin sağlıklılık durumunu korumak demek olduğunu vurgulayan Kara, "Oysa verilen talimatlardan anlıyoruz ki; iktidarın mantığına göre insan sağlığının çok da önemi yoktur. Kişinin hastalığı hayati tehlike arz etmiyorsa tedavi olmayı hak etmemektedir. Çünkü onun ameliyatı için harcanacak parayla kurtarılmayı bekleyen büyük şirketler vardır" diye konuştu.
 
"Ya da siz ‘kriz var' diye ameliyatını ertelerken elektif durumu acile dönebilecek hastalar için ne gibi bir önlem almayı düşünüyorsunuz? Bu konuda hastaya ve bize verebileceğiniz güvence var mıdır" diye soran Kara, "Bizlere emeğimizin karşılığı, insanlara ise hakları olan sağlık ve sosyal hizmet sağlanmalıdır. Bu alanlarda yapılan harcamaların telafisi için emeğimize, sağlığımıza, sosyal yardımımıza göz dikmek yerine Sayıştay raporlarında da açıkça belirtilen çarçur edilmiş paralara göz dikebilirler" dedi.