24 Eylül 2024 Salı

Şenyaşar: Bir haksızlık varsa, tarafsız kalmak insanlığa ihanettir

Urfa'da sürdürdükleri Adalet Nöbeti'ni davada adil bir yargılanma yapılmaması nedeniyle Ankara'ya taşıyan Şenyaşar ailesi, 23 gündür Adalet Bakanlığı önünde nöbette. ETHA'ya konuşan adalet arayışçısı Şenyaşar, "Adalet sağlanana kadar evimizde oturmayacağız. Biz haklıyız, talebimiz milyonların talebidir. Bir haksızlık varsa, tarafsız kalmak insanlığa ihanettir. Vicdanı olan herkesi annenin adalet mücadelesine sahip çıkmaya davet ediyoruz" dedi.

Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ve katliamdan yaralı kurtulan Ferit Şenyaşar'ın 9 Mart 2021'de Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti 846 günün ardından 16 Temmuz'da sonlandırdı.

Şenyaşar ailesi, Urfa'daki nöbeti sonlandırırken katliama ilişkin 18 Temmuz'da görülecek duruşmada adaletin sağlanmaması halinde nöbeti Ankara'ya taşıyacaklarını duyurmuş, duruşmada aile ve avukatlarının taleplerinin reddedilmesi üzerine aile 26 Temmuz'da Meclis'ten Adalet Bakanlığı'na yürüyerek nöbeti Adalet Bakanlığı önüne taşımıştı.

Şenyaşar ailesinin Adalet Bakanlığı önündeki Adalet Nöbeti 22 gündür devam ediyor. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekili Ferit Şenyaşar, katliam ve Adalet Nöbeti sürecini ETHA'ya değerlendirdi ve tüm kamuoyuna adalet mücadelesine sahip çıkma çağrısı yaptı.

'ONLARCA SORUŞTURMA AÇILDI'
Urfa'da adaletsizlikle mücadelelerinin yaklaşık iki buçuk yıl sürdüğünü hatırlatan Şenyaşar, ilk bir yıl boyunca polisin sürekli saldırdığını ve adliye önünden uzaklaştırmak için denemedik yöntem bırakmadıklarını söyledi. Urfa'daki Adalet Nöbeti süresince 3 başsavcının değiştiğini kaydeden Şenyaşar, "Her gelen başsavcı Emniyet'e talimat vererek, zor kullanarak bizi adliyenin önünden uzaklaştırmaya çalıştı. Biz de her şeyi göze alarak 'Bu haklı mücadelemizden adalet sağlanana kadar vazgeçmeyeceğiz' dedik" ifadelerini kullandı.

Bu süreçte defalarca gözaltına alındıklarını, para cezası aldıklarını ve Emine Şenyaşar hakkında 31, kendisi hakkında 14 soruşturma açıldığını ifade eden Şenyaşar, bu uygulamaların tamamen hukuksuz olduğunun altını çizdi. Her şeye rağmen adliye önünden ayrılmamakta ısrarcı olduklarını dile getiren Şenyaşar, dört buçuk yıl sonra hastanedeki katliam davasının açıldığını söyledi.

'AZMETTİREN KİŞİ MİLLETVEKİLİDİR'
Daha önce görüştükleri devlet yetkililerinin hastane içerisindeki kamera görüntülerinin devlet arşivinde olduğunu söylerken savcının "kamera görüntüleri yok" demesine dikkat çeken Şenyaşar, "Hastane davasıyla ilgili şu an iki kişi tutuklu ama bu hastane içindeki katliamı yapan sadece iki kişi değil. Azmettiren kişi milletvekilidir. Hastane içindeki kamera görüntüleri olmasa da polis araçlarının görüntülerine baktığımızda bizim yaralılarımız hastaneye girmeden milletvekili hastaneye gidiyor ve katliam bittikten sonra 45 dakika hastane içinde kalıp kendi akrabalarıyla beraber elini kolunu sallayarak hastaneden ayrılıyorlar" dedi.

Adalet Nöbeti'ne başlarken iki talepleri olduğunu dile getiren Şenyaşar; hastanedeki katliamla ilgili adil bir yargılanma yapılması, ikincisinin ise tutsak edilen kardeşli Fadıl Şenyaşar'ın tahliye edilmesi olduğunu anımsattı.

Son duruşma öncesi yaptıkları çağrıyla adaletin sağlanmaması halinde mücadelelerini Ankara'ya taşıyacaklarını söylediklerini belirten Şenyaşar, mahkeme heyetinin son duruşmada taleplerini reddetmesi ve adil bir yargılama yapmaması sebebiyle Ankara'ya geldiklerini ifade etti.

'YARGIYA MÜDAHALE EDEN BU SİYASİ ELİN DAVADAN KALKMASINI İSTİYORUZ'
Her gün Adalet Bakanlığı önünde adalet mücadelesini sürdürdüklerini dile getiren Şenyaşar, şöyle devam etti: "Adalet Bakanı'yla görüşmek istiyoruz. Adalet Bakanlığı'ndan talebimiz kesinlikle yargıya müdahale değil; yargıya müdahale eden bu siyasi elin dava üzerinden kalkmasını talep edeceğiz. Taleplerimiz tamamıyla hukuki ama maalesef Adalet Bakanlığı'nın önüne her gittiğimizde ya 'Adalet Bakanı uzun bir toplantıda' ya da 'Adalet Bakanı şehir dışında' şeklinde cevap veriyorlar. Biz de Adalet Bakanı bizimle görüşene ve haklı taleplerimizi kabul edene kadar her gün bakanlığın önüne gideceğimizi söyledik."

Ankara'daki nöbetlerinin ilk günlerinde polisin sürekli kendilerini engellemeye çalıştığına dikkat çeken Şenyaşar, ısrarları sonucu polisin de engelleme çabalarını bıraktığını söyledi. Annesi Emine Şenyaşar'ın her gün elinde "Adalet" yazılı bir dövizle bakanlığın kapısında olduğunu söyleyen Şenyaşar, "Biz istiyoruz ki bu hukuki taleplerimiz bir an önce karşılansın. Annem 65 yaş üstü olduğu için dizlerinde, gözlerinde ve pek çok sağlık sorunları var ve tedavi olması gerekiyor. Ama şu an adalet sağlanmadığı için tedaviyi kabul etmiyor" ifadelerini kullandı.

'BU MÜCADELEYİ BAŞLATMASAYDIK DAVA 'FAİLİ MEÇHUL' DİYE KAPANACAKTI'
2018 yılında gerçekleşen katliamdan sonra bir buçuk yıl hukukun işletilmediğine işaret eden Şenyaşar, Urfa ve Ankara'da görüşmeye çalıştıkları tüm kurumların kapıları yüzlerine kapattığını söyledi. "Eğer biz bu adalet mücadelesini başlatmasaydık bu katliamı yapanlarla ilgili dava 'faili meçhul' diye kapanacaktı" diyen Şenyaşar, uzun mücadeleleri sonucu ilk olarak iş yerine ilişkin davanın, sonrasında hastane davasının açıldığını ancak hala adil bir yargılama yapılmadığını vurguladı. Kardeşi Fadıl Şenyaşar'ın ise beş yıldır üstünlerin talimatıyla tutsak edildiğini dile getiren Şenyaşar, her gün Adalet Bakanlığı'nın önüne giderek bu hukuksuzlukların giderilmesini talep ettiklerini söyledi.

'ADALET SAĞLANANA KADAR EVİMİZDE OTURMAYACAĞIZ'
Cumhuriyetin kuruluşundan beri adaletsizliklerin yaşandığını ancak hiçbir dönemde yargının bu kadar ayaklar altına alınmadığını söyleyen Şenyaşar, şöyle devam etti: "Ailemize bir insanlık suçu işlendiğini devlet de, hükümet de kabul ediyor. Ama adaleti sağlama konusunda kimse cesaret edip gereğini yapamıyor. Ülkede bizim gibi adaletsizliğe uğrayan binlerce insan var. Milletvekili olduktan sonra adaletsizliğe uğrayan herkesin sesi olacağıma söz verdim. Davamızda adalet sağlandığı takdirde adalet arayan herkes için bir emsal teşkil edecek. Kamuoyuna mal olmuş bütün davaları takip ediyorum. Dayanışma için duruşmalarına katılıyorum. Tüm olumsuz koşullara rağmen adalete olan inancımızı kaybetmedik. Bizi ayakta tutan mücadelemiz ve inancımızdır. Adalet sağlanana kadar evimizde oturmayacağız. Biz haklıyız, talebimiz milyonların talebidir. Bir haksızlık varsa, tarafsız kalmak insanlığa ihanettir. Vicdanı olan herkesi annenin adalet mücadelesine sahip çıkmaya davet ediyoruz."