GÜNCEL
Kulp Davası'nda savcı zamanaşımı ve beraat istedi
Kulp'ta 1993 yılında 11 köylünün gözaltında kaybedilmesiyle ilgili davada mütalaasını açıklayan savcı, dönemin Bolu Dağ Komando Tugayı Komutanı olan sanık Yavuz Ertürk hakkındaki "cürüm işlemek için teşekkül oluşturma" suçunun zaman aşımından düşmesini, diğer suçlardan da beraatını talep etti.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, 8-25 Ekim 1993 tarihlerinde gözaltına alınan 11 köylünün kaybedilmesiyle ilgili açılan ve kamuoyunda "Kulp Davası" olarak bilinen dönemin Bolu Dağ Komando Tugayı Komutanı Yavuz Ertürk'ün yargılandığı davanın 17. duruşması, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada söz alan sanık Yavuz Ertürk, yaptığı savunmasında Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı'ndan 19 Ağustos 1995 yılında İstanbul Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanlığı'na atandığını, 2002 yılında ise emekli olduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti, Ertük'ün savunmasının ardından duruşma savcısı Şaban Yavuz'a söz verdi. Savcı, mütalaasını açıkladı. Savcı mütalaasında, sanık Ertürk hakkında 765 sayılı TCK'nin 313/1-4 maddeleri doğrultusunda yapılan "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçlamasının zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle düşürülmesi gerektiğini söyledi. Savcı, bu talebini ise "09/10/1993 tarihinde görev için Kulp ilçesi Alaca köyü yakınlarında konuşlanması, 2 yıllık görev bitimi ve akabinde 19 Ağustos 1995 tarihinde komanda tugay komutanlığı görevinden ayrılması göz önüne alındığında görevden ayrılma tarihi itibariyle görevden ayrılma tarihinin bu suçla ilgili olarak fiili kesinti kabul edilmesi gerektiği, bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nin dava zamanaşımı yönünden sanık lehine olduğu anlaşıldığından bu fiil için aynı kanunun 102/4, 104/2 maddelerinde öngörülen 7,5 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresi dolduğu anlaşıldığından dava zamanaşımı sebebiyle bu fiilden dolayı açılan kamu davasının CMK 223/8 maddesi uyarınca düşmesi…" gerekçesine dayandırdı.
Yine Ertürk'e yöneltilen "taammüden adam öldürmeye azmettirme" suçu ve suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nin 149/1-2, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı kanunun 313/1 maddesinde belirtilen fiillerin işlendiğine dair mahkumiyetine yeterli, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğini savunan savcı, CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatına karar verilmesi talebinde bulundu.
'TBMM RAPORUNDA YER ALIYOR'
Savcının mütalaasına karşı söz alan müşteki avukatlarından Nilay Nayman, Meclis Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, dava konusu olayın Yuvuz Ertürk komutasındaki Bolu Dağ Komando Taburu'nun operasyonu sonucunda gerçekleştiğinin yer aldığını hatırlattı.
Sanık Ertürk'ün tutuklanması ile birlikte tevsi tahkikat talebinde bulunan avukat Nayman, mütalaaya karşı ayrıntılı savunma yapmak için de ek süre talebinde bulundu.
'SİSTEMATİK CEZASIZLIĞA ÇANAK TUTULUYOR'
Müşteki avukatlardan Muhammet Neşet Giresun da söz alarak davanın 1990'lı yıllarda Güneydoğu bölgesinde yaşanan en ağır insan hakkı ihlallerinden birini konu alan davalardan biri olduğunu, bu nedenle davanın önemi dikkate alındığında Türkiye'deki yaygın ve sistematik cezasızlık politikasına çanak tutan bu mütalaayı kabul etmediklerini ifade etti.
Sanık müdafilerinden Esra Büyüktemiz Schneider ise dosyadaki iddiaların ortaya atıldığı dönemde dönemin İçişleri Bakanı olan Abdulkadir Aksu ve DGM Başsavcısı olan Bekir Selçuk'un yaptıkları basın açıklamalarında bu tür başvuruların "terörle mücadele eden güvenlik güçlerini yıpratmaya ve AİHM'den tazminat almaya yönelik" açıklamaları hatırlattı.
AVUKAT'TAN İLGİNÇ 'CEMAAT-PKK' SAVUNMASI
AİHM komisyonunun Ankara'da şikayetçileri ve tanık sıfatıyla sanık Yavuz Ertürk'ü dinlendiğini belirten Av. Sechneider, "Yavuz Ertürk Paşa dinlenmiş ve Türk devletini savunmuş olmasından kaynaklı kendisine takdirname verilmiştir. Bu aşamadan sonra ortaya çıkan FETÖ/PKK ortak yapımı senaryo üretilmiştir" diye savundu.
Dosyayı hazırlayan savcı ve kabul eden mahkeme heyetinin cemaat yapılanmasından ihraç edildiğini belirten avukat, müvekkilinin suçlu olmadığını ileri sürdü.
Müdafilerden taleplerinin alınması sonrası ara kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, sanık Yavuz Ertürk'ün tutuklanmasına dönük yapılan talebi reddedip, açıklanan mütalaaya karşı avukatlara ek süre verilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 19 Eylül tarihine erteledi.