24 Eylül 2024 Salı

'Koşulları değiştirmek için mücadele etmekten başka şansımız yok'

DİSK'e bağlı Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve İletişim-İş sendikaları Avcılar'da yaptığı 'geçinemiyoruz' eyleminde "Bu koşulları değiştirmek için, mücadele etmekten başka şansımız yok" dedi.

DİSK'e bağlı Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve İletişim-İş sendikaları Avcılar'da yaptığı açıklama da son dönemde gelen zamları hatırlatarak "geçinemiyoruz" dedi.

Basın açıklamasından önce Marmara caddesinde dağıttıkları  bildirilerle emekçilere seslenen DİSK üyeleri, "Bu koşulları değiştirmek için, mücadele etmekten başka şansımız yok" dedi. Avcılar Deprem anıtı önünde açıklama yapan DİSK'lilere çevrede bulunan yurttaşlarda, alkışlarla destek verdi. Sık sık "İnsanca yaşamak istiyoruz, krizin yük patronlara" sloganlarının atıldığını eylemde açıklamayı DİSK Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Özak yaptı. Eylül ayında 318 dolara karşılık gelen asgari ücretin bugün 235 dolara gerilediğini, birçok hammaddeyi ithal eden bir ülkede bu durumun asgari ücretliler için bir felaket olduğunu belirten Özak, "Alım gücümüzün düşmesiyle beraber artan gıda fiyatları temel tüketim ürünlerine gelen zamlar önümüzdeki kışı çekilmez uzun bir kış haline getiriyor. Aynı zamanda geçimimizi sağlamaya çalıştığımız işyerlerinde fabrikalarda çalışma koşullarının gittikçe ağırlaşması, işçilerin sudan sebeplerle tazminatsız işten atılması pandemiden sonra artık bir sıradanlık kazandı" dedi. 

'UCUZ İŞÇİLİK REKLAMI YAPIYORLAR'
Memleketi yönetenlerin, ülkenin tüm vergi yükünü çeken işçi ve emekçilerden çok sermayenin, yandaş firmaların çıkarını düşündüğünü söyleyen Özak, "Yandaş firmaların çıkarını düşünen ülke yöneticileri, düşen alım gücü ve işçilerin ücretlerinin düşmesinin karşısında ülkede ucuz iş gücü yaratmış olmakla övünüyorlar. Daha da ileri giderek yabancı sermayeye, yerli sermayeye ‘size ucuz işçilik yarattık daha ne istiyorsunuz' diyorlar. Ülkenin bir çok kaynağının fabrikasının, kurumunun hatta köprüsünün ve yolunun satılmasından sonra milyonlarca işçinin emeğini de uluslararası pazara açarak 'ucuz işçilik' reklamını yapıyorlar. Bir yandan Ekonominin kötü gidişatından 'dış güçleri' suçlarken Diğer yandan, 'dış güçler' gelsin bizde ucuz işçi var bize yatırım yapsın diyorlar. Bu ülkenin işçileri emekçiler köle gibi emeğinin pazarlanmasını hak etmiyor. Bu ülke bu halk satılık değil, olamaz" diye belirtti.

Erdoğan'ın "Ekonominin kitabını yazdık" sözlerini hatırlatan Özak, "Daha düne kadar ekonominin kitabını yazdığını söyleyenlerin bugün ekonomik kurtuluş seferberliği başlattığını dile getirerek, soğan ekmek yememizi porsiyonlarımızı küçültmemizi söyleyerek, fedakarlığı da bizden isteyip, krizin yükünü tamamen bize yıkmak istiyorlar" dedi. Saraylarda şaşalı hayatlar sürenler lüks içinde yaşayanların emekçilere  açlık ve sefaleti reva gördüğünü belirten Özak, "Bu sefalete yoksulluğa karşı ülkenin gerçek sahibi olan biz emekçiler alanlardan sokaklardan taleplerimizi dile getirip haykırarak sesimizi çıkarabildiğimiz oranda ücretler elde edebiliriz. Ne derece birleşip sesimizi gür çıkarırsak o kadar işittirebiliriz taleplerimizi" diye konuştu.

'ÖRGÜTLENMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK'
Açlık sınırının asgari ücretin üzerinde, yoksulluk sınırının 10 bin lira seviyelerinde olduğu bu dönemde, "Net 5 bin 200 TL asgari ücretin dahi yeterli olmayacağını o yüzden tüm zamların durdurulmasını işten atmaların yasaklanmasını talep ediyoruz" diyen Özak şöyle devam etti: Elektrik, su, doğalgaz faturaları vergi ve kesintilerden muaf tutulmalı, tüm gıda ürünlerinde  KDV sıfırlanmalı. Emeğimize geleceğimize sahip çıkabilmek için bu kara günleri bahara çevirebilmek için, bu krizin altında kalıp felakete sürüklenmemek için, bu adaletsiz düzene karşı sömürüye karşı iş yerlerimizde mahallelerimizde bulunduğumuz her ortamda birleşmeli sendikalı olmalı hakkımızı aramalı ve geleceğimize bugünümüze sahip çıkmalıyız. Ülkemizi insanca yaşanabilir hale getirmenin tek yolu birleşip taleplerimizi alanlardan sokaklardan haykırmak ve örgütlenmektedir."