GÜNCEL
KONDA'nın HDP seçmeni araştırması: Genç, kadın ve yoksul
KONDA'nın HDP'li seçmen raporuna göre, HDP seçmeni büyük oranda genç ve yoksullardan oluşuyor. Özellikle ev emekçisi kadınlar HDP'ye oy veriyor.
Araştırma kuruluşu KONDA, AKP, CHP ve MHP'nin ardından HDP'nin seçmen raporunu açıkladı.
Rapora göre, HDP'ye genç seçmenler oy veriyor. 2010-2017 yılları arasındaki verilere bakıldığında HDP/DBP’nin aldığı desteğin yarısını 18-32 yaş aralığındaki gençler oluşturdu.
Eğitimli nüfusun artışına paralel bir şekilde HDP/DBP’ye destek olanların eğitim seviyesinde de artış görülüyor. HDP/DBP’ye destek olanların ağırlığını lise altı eğitim durumuna sahip olanlar oluştururken, bu grup 2010'dan 2017'ye doğru HDP/DBP seçmenleri içerisinde azalma kaydetti. 2010’da yüzde 72 olan oran azalarak 2017’de yüzde 57’ye kadar düştü. Bu süreçte HDP/DBP'nin oy oranındaki artış da göz önünde bulundurulduğunda, HDP/DBP seçmeni içinde lise altı eğitim durumuna sahip olanların yerini lise ve üniversite mezunu olanların aldığı belirtildi.
EV EMEKÇİSİ KADINLARIN TERCİHİ HDP
Mesleklere göre bakıldığında ise HDP'ye destek verenlerin başında ev emekçisi kadınlar geliyor. Yüzde 29 oranında ev emekçisi kadın HDP'ye destek verdi. Bu oran Türkiye’de yüzde 32 civarında.
Yine kendini "çalışmaz halde" tanımlayanların HDP/DBP’lilerdeki oranını, Türkiye’deki genel orandan iki kat fazla. İşsiz ve iş arayan HDP/BDP’liler, Türkiye’deki bu orandan iki kattan daha fazla.
En dikkat çeken oranlardan bir diğeri ise, emeklilik oranları. Türkiye’deki emeklilik oranı yüzde 13’lük bir orana yakın iken, HDP/DBP’lilerde bu oran sadece yüzde 4,5.
Kendi mesleğini “doktor, avukat, mimar, tüccar, sanayici, iş adamı, küçük esnaf, zanaatkar, şoför ve işçi” olarak belirten HDP/BDP’lilerin oranı Türkiye’deki genel yüzdelik oranlardan daha yüksek.
SEÇMENLERİN AĞIRLIĞI YOKSULLAR
Ekonomik sınıflar üzerinden yapılan analizlerde HDP’lilerin ekonomik olarak daha alt sınıflarda yoğunlaştığı görülüyor. HDP’lilerin yaklaşık yüzde 45’i “alt gelir” sınıfı olarak tabir edilen alanda birikmiş durumda. Türkiye geneli için ise “alt gelir” sınıfı yüzde 19’luk bir ortalamada.
HDP’liler 2013’te “alt orta” sınıf olarak tabir edilen alanda yüzde 28’lik bir oranı temsil ederken, Türkiye geneli için bu oran ise yüzde 37’dir. Aradaki fark sürekli azalarak 2017’de yüzde 2 puan oldu: HDP’liler yüzde 29, Türkiye yüzde 31.
HDP’nin örgütlenme anlamında daha aktif çalışmaya başladığı 2013 yılından itibaren, kendini Kürt olarak tanımlamayanların oranında artış söz konusu. HDP, kendini Kürt olarak tanımlamayanların da giderek desteklemeye başladığı bir parti haline geldi. Özellikle Haziran 2015 seçimlerinde kendini Kürt olarak tanımlamayanların oy oranının arttığı, HDP’nin aldığı oyun yüzde 10’una yaklaştığı görülmekte. Kendini Türk olarak tanımlayanların oranları 2014 ve 2015’te sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 9 olarak görünüyordu. Ancak KONDA'ya göre, 2016, 2017 ile birlikte yüzde 1-2 puan kadar bir düşüş gözleniyor.
HDP’yi destekleyenlerin dini ve mezhepsel açıdan dağılımına Türkiye geneliyle karşılaştırılmalı olarak bakıldığında, HDP’ye destekleyenlerle Türkiye’nin mezhep haritasının oransal boyutta birbirlerine oldukça paralel olduğu görülüyor. Ortalama yüzde 90 oranla Sünni Müslüman ağırlıklı bir kitleyle karşılaşılmakta.
'TÜRKİYE'NİN MİKROKOZMU'
KONDA, "Bununla birlikte sadece din ve mezhep bağlamında incelediğimizde HDP’nin, Türkiye’nin mikrokozmu olduğu söylenebilir" yorumunu yapıyor.
Türkiye genelinde ve HDP mensuplarında hayat tarzı kümelerinin dağılımları ve bunların yıllara göre geçirdiği değişim incelendiğinde ortaya çıkan tablo ilgi çekici. Türkiye genelinde “Modern”, “Geleneksel Muhafazakâr” ve “Dindar Muhafazakâr” kümelerinin yıllara göre dağılımı değişiklik göstermemekle birlikte 2010-2017 arasındaki süreçte, kendini “modern” olarak tanımlayan HDP’lilerin oranı yüzde 24’ten yüzde 31’e yükselmiş, kendini “dindar muhafazakâr” olarak gören HDP destekçilerinin oranı ise yüzde 33’ten yüzde 24’e indi.
2016’da yapılan araştırmaların verilerine göre, HDP’lilerin yüzde 92’si Kürt meselesinde barışa ve müzakere masasına geri dönülmesi gerektiği düşüncesinde. Bu beyan yüzde 68 oranıyla “kesinlikle” vurgusu taşıyor.