1 Ekim 2024 Salı

Kayıp yakınları Çayan Çiçek'in akıbetini sordu

Kayıp yakınları, İstanbul'da online, Diyarbakır'da ise Koşuyolu Parkı'nda yaptıkları eylemlerde 28 yıl önce 15 yaşında iken gözaltına alınarak kaybedilen Çayan Çiçek'in akıbetini sordu, sorumluların yargılanmasını istedi. Batman ve İzmir'de de kaybedilenler için eylemler yapıldı.

Kayıp yakınları bu haftada kaybedilenlerin akıbetini sordu, kaybedenlerin yargılanmasını istedi.

Cumartesi Anneleri, 898'inci hafta eylemlerinde 28 yıl önce amcası ve babası ile birlikte gözaltında kaybedilen görme engelli 15 yaşındaki Çayan Çiçek'in akıbetini sordu.

Online yapılan açıklamada, 10-27 Mayıs 1994 tarihinde Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Dernek köyünde gözaltında kaybedilen Ali İhsan Çiçek, Tahsin Çiçek ve Çayan Çiçek için adalet istendi.

ÇİÇEK: ÇAYAN'I YERLERDE SÜRÜKLEDİLER
Tahsin Çiçek'in eşi ve Çayan Çiçek'in annesi Azize Çiçek, eşi ve Ali İhsan Çiçek'in gözaltına alınmasından 17 gün sonra görme engelli 15 yaşındaki oğlu Çayan Çiçek'in gözaltına alındığının bilgisini verdi. Çiçek, "Görme engelliydi. Çayan'ı gözaltına alıp götürdüler. Boynuna ip geçirip, sürükleyerek Lice'ye götürdüler. Ayakkabısının teki çalılar içinde kaldı. Çalılıklardan sürükleyip, kanını toprağa akıttılar. Feryat, figan ettik ama fayda etmedi. Aramadığımız çalılık, kayalık kalmadı onu bulamadık" dedi. Azize Çiçek, oğlu ve eşinin gözaltında kaybedilmesinin ardından evlerinin yakıldığını ve sürgün edildiklerini anlattı.

AYDIN: BAŞVURULARDAN SONUÇ ALAMADIK
Çiçek ailesinin avukatlarından Cihan Aydın, 10 Mayıs 1994 tarihinde Lice'nin Dernek köyünde askeri operasyon düzenlendiğini ve Tahsin ve Ali İhsan Çiçek'in birçok köylü ile birlikte gözaltına alındığını söyledi. Aydın, "Gözaltına alınanlardan bir süre haber alınamadı. Yapılan başvurularda gözaltına alınanların bir kısmının o dönem özel harekata tahsis edilen Lice Bölge Yatılı Okulu'nda tutuldukları yönünde bilgiler alındı. Daha sonra gözaltına alınan köylülerden bir kısmı serbest bırakıldı. Ama Ali İhsan ve Tahsin Çiçek, serbest bırakılmadı. Anneleri o dönem birçok yere başvurdu. Ancak bilgi alamadı. 17 gün sonra 27 Mayıs'ta askerler bu sefer gelip Çayan'ı da aldılar. Ve maalesef Ali İhsan, Çayan ve Tahsin Çiçek'ten bir daha haber alınamadı" dedi.

YÜZLEŞME ÇAĞRISI
Adli ve resmi mercilere yapılan başvuruların da sonuçsuz kaldığını belirten Aydın, dosyayı AİHM'e taşıdıklarını belirtti. Aydın, "Yapılan yargılama sonucunda, devletin bu konuda etkili bir soruşturma yapmadığı, Ali İhsan, Tahsin ve Çayan'ın yaşam hakkını korumadığı konusunda bir ihlal kararı verdi. Ancak buna rağmen hala bu 3 kişiden iz yok. Akıbetlerinin maalesef sonuçsuz kaldı. Bu 90'lı yıllarda çok sık rastlanan bir uygulamaydı. Binlerce kişinin gözaltında kaybolmasına tanıklık ettik. Bu soruşturmalar, savcılıkların tozlu raflarında zaman aşımı ile sonuçlanıyor. Hakikat ve yüzleşme Türkiye'nin temel sorunu. Bu insanların başına ne geldiği açık bir şekilde paylaşılmadığı, mağdurlardan özür dilenmediği sürece bu yara kanamaya devam edecek. Yüzleşmeye ve hakikate davet ediyorum" çağrısında bulundu.

KAPLAN: GÖZALTINA ALINDIKLARI İNKAR EDİLDİ
Bu haftaki basın metnini kayıp yakınlarının avukatlarından Nermin Kaplan okudu. Gözaltına alınan Ali İhsan, Tahsin ve Çayan'ın gözaltına alındıklarının inkar edildiğini hatırlatan Kaplan, "Tüm devlet yetkilileri köye operasyon yapılmadığını, hiç kimsenin gözaltına alınmadığını söyledi. Çok sayıda tanığın önünde gerçekleşmesine rağmen operasyon ve gözaltı işlemi inkar edildi. Hamsa Çiçek'in 'Ben oradaydım, gözlerimle gördüm; operasyon yapıldı ve çocuklarım askerler tarafından götürüldü' itirazı boşlukta kaldı" dedi.

Kaplan, şunları söyledi: "Bir kez daha Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek'in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun bilinen şüphelileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 199 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."

GÖZALTINDA KAYBEDİLEN ÇAYAN ÇİÇEK'İN HİKAYESİ OKUNDU
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 696'ıncı hafta eylemlerini gerçekleştirdi. Eylemde Çayan Çiçek'in hikayesi okundu. İHD Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım yaptığı açıklamada, Çayan Çiçek'in gözaltında kaybedilmesi sürecinde yaşananları aktardı.

Eylem, gözaltında kaybedilen Çayan Çiçek ve tüm kayıplar için yapılan bir dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

İSA GÖK'TEN 28 YILDIR HABER ALINAMIYOR
Batman'da Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen 533'üncü hafta eyleminde, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açıldı. Eylemde, 1994 yılının Haziran ayında Batman'da kaybedilen İsa Gök'ün akıbeti soruldu.

İHD Şube Yöneticisi Yunus Bağış, Gök'ün eşi Ferican Gök'ün aktarımlarını paylaştı. Kaybedilmeden iki ay önce 11 gün gözaltında tutulan ve serbest bırakılan Gök'ün 1994 yılı Haziran ayında evden işe diye çıktığını ve kendisinden bir daha haber alınamadığını açıkladı. Hastane, karakol, akrabalarına sorulmasına rağmen bulunamayan Gök'ün kaybedildiği dönemde Batman'da her gün sokak ortasında infazlar yaşandığı hatırlatıldı.

Açıklama, yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi.

TANIKLARA RAĞMEN KATİLLER KORUNDU
İHD İzmir Şubesi de Konak eski Sümerbank önünde açıklama yaptı, Şırnak'ın Silopi ilçesi Görümlü beldesinde kaybedilen 6 kişinin akıbetini sordu.

Basın açıklamasını okuyan İHD İzmir Şube yöneticisi Caner Canlı, 13 Haziran 1993 tarihinde Görümlü beldesine yapılan askeri operasyonda 7 kişinin gözaltına alındığını, Abdurrahman Kayek'in yoğun işkenceye maruz kaldıktan sonra serbest bırakıldığını, Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir, İbrahim Akıl, Hamdo Şimşek ve Hikmet Şimşek'ten bir daha haber alınamadığını aktardı.

20 yıl sonra açılan davada tanık olarak dinlenen o dönem Görümlü'de askerlik yapan Yusuf Özdemir'in 6 kişinin katledildiğine ilişkin itiraflarını hatırlatan Canlı, 6 kişinin işkence yapıldıktan sonra kurşuna dizilerek katledildiği, önce helikopter pistine taşındığını ardından başka yere götürüldüğü bilgisini paylaştı.

Ailelerin İHD'nin desteğiyle tabur komutanlığı ve Cumhuriyet Savcılığına başvuruda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını kaydeden Canlı, 20 yıl sonra açılan davada katliamı gerçekleştiren Tugay Komutanı Mete Sayar, Bölük Komutanı Hasan Basri Vural, Serdar Tekin, Murat Ali Yıldız, İbrahim Kıraç, Tansel Erok'un beraat ettirildiğini hatırlattı.

Katillerin tanıkların anlatımlarına rağmen cezasızlıkla korunduğuna dikkat çeken Canlı, "İHD İzmir Şubesi olarak bir kere daha 'kayıplar bulunsun, failler yargılansın' diyoruz. Son kaybımız bulununcaya kadar bu konudaki mücadelemiz devam edecek" dedi.