24 Eylül 2024 Salı

İzmir'de emekçilerden 1 Mayıs mesajı: Çarklar dursun, ölümler bitsin

İzmir'de birçok siyasi parti, sendika, meslek örgütü ve işçilerin katılımıyla gerçekleşen 1 Mayıs açıklamasında, "Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Çarklar dursun, ölümler bitsin. Umudumuz birliğimizde, mücadelemizde ve dayanışmamızdadır! Yaşasın 1 Mayıs!" denildi.

DİSK, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası ve İzmir Barosu'nun Kemeraltı girişinde 1 Mayıs açıklaması engelleme girişimi ve gözaltılarla başladı.

BMG, HDP, ESP, Kaldıraç, TİP, TÖP, EMEP, BDSP'nin da aralarında olduğu çok sayıda parti ve devrimci örgüt alana girdiği sırada polis kitleye saldırdı. Saldırıda 5 kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanlar polisin sert müdahalesine maruz kaldı. Müdahalenin ardından gözaltına alınanlar sendika yöneticilerinin araya girmesiyle bırakıldı ve sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü.

İzmir polisinin Emre Özüm adlı kişiyi gözaltına alış şekli ise ABD'de polisin boğazına diziyle bastırması sonucu hayatını kaybeden George Floyd'u hatırlattı.

Polisin saldırısının ardından kitle alana girdi ve basın açıklamasına başlandı. "Bugün Türkiye'nin dört bir yanında 1 Mayıs birlik mücadele ve dayanışma günü için yan yanayız" diyerek sözlerine başlayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Yasaklara rağmen, baskılara rağmen umudu büyütüyoruz. Her gün 1 Mayıs her yer 1 Mayıs diyoruz" dedi.

'YAŞAM HAKKIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ'
Hükümetin tam kapanma kararına eleştiren Sarı, iktidarın işçi sınıfı ile halkın sağlığını ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalıştığını söyledi. Sarı, "Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz: Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun 'çarklar dönecek' inadıyla, insan yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve tükeniyoruz! 'Böyle salgın mücadelesi olmaz' diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz" dedi.

'SAĞLIĞIMIZ, İŞİMİZ, GEÇİMİMİZ TEHDİT ALTINDA'
İşsizlik ve yoksulluğa dikkat çeken Sarı, pandemi döneminde işçilerin yaşadığı sorunları aktardı. Sarı, "Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod-29 ile tazminat bile alamadan işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor. Salgın koşullarında bile ülkenin tüm kaynakları bir avuç şirkete peşkeş çekiliyor. Halk yaşam mücadelesi verirken, şirketler pandemide kârlarını artırıyor. 'Geçinemiyoruz' çığlıkları yükselen ülkemizde 26 dolar milyarderinin serveti son bir yılda 38 milyar dolardan 53 milyar dolara yükseliyor. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik; diğer yanda servetler birikiyor. Ekonomik kriz ve pandemi koşullarında, adaletsizliğin en çirkin yüzü karşımıza çıkıyor. Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor. Salgında kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan pandemide yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor" açıklamalarında bulundu.

EMEKÇİLERİN TALEPLERİ SIRALANDI
Emekçilerin talepleri ve hedeflerini sıralayan Sarı, şunları söyledi:

🔹Herkese aşı, herkese gelir desteği sağlansın, acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulsun!
🔹Çalışırken hastalanan emekçiler için Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin!
🔹Kod-29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin!
🔹İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanılsın!
🔹Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın!
🔹İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın, hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin, çalışma süreleri azaltılsın.
🔹Doğa katili projelere, Kanal İstanbul'a, betona, savaşa, silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere ayrılsın. 
🔹Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın! Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın, fatura borçları faizsiz ertelensin. 
🔹Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın!
🔹İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın!