1 Ekim 2024 Salı

İnternet gazeteciliğine sansür yasası Meclis'te

"Dezenformasyon Yasası" olarak nitelendirilen basın kanunu AKP-MHP oylarıyla mayıs ayının sonunda Meclis gündemine taşındı. Tasarı perşembe günü Adalet Komisyonu'nda görüşülecek ve ardından Meclis Genel Kurulu'na taşınacak. Saray rejimi, web sitesi kapatmalarıyla yetinmeyecek, hazırladığımız her haberi "yalan", "dezenformasyon" diyerek yasaklayacak, haberi yapan gazeteciyi hapis cezasıyla yargılayabilecek.

Egemenlerin her dönem en çok ihtiyaç duydukları şey basını susturmak, gerçeklerin halka ulaşmasını engellemek. Bugüne kadar çok sayıda iktidar basına sansür yasasıyla gündeme geldi. Ama hiçbiri devrimci, sosyalist, yurtsever basını susturmayı başaramadı. Şimdi yeniden bir sansür yasasıyla karşımızdalar. Adına "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" denilen tasarı AKP-MHP oylarıyla 26 Mayıs günü Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Yasa tasarısı 23 Temmuz 2020 tarihinde yapılan bir düzenlemeyle kurulan Dijital Mecralar Komisyonunun gündemine getirildi ve 1 Haziran günü bu komisyonda görüşmeler başladı. Tali komisyon işlevindeki Dijital Mecralar Komisyonu'ndan geçen tasarı, bu hafta Adalet Komisyonu'nda görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu'na getirilecek.

40 maddeden oluşan yasa tasarısı, internet haber sitelerini de "süreli yayın" tanımı kapsamına alarak Basın Kanunu'na tabi tutuyor. Böylece internet haberciliği üzerinde site kapatmaların ötesine geçen yaptırımlar uygulanmasının önü açılmış oluyor. İnternet haber sitelerinde çalışan basın emekçilerinin Basın Kartı almalarının önünün açılacağı öne sürülerek süslenen yasa tasarısının asıl amacıysa saray ve şürekasının işlediği suçların yayılmasını engellemek. Bu kapsamda yasa maddesindeki en önemli düzenleme 29'uncu maddede yer alan "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" şeklinde tarif ediliyor.

'DEZENFORMASYON' SUÇU TANIMI
"Dezenformasyon" olarak nitelendirilen bu yeni suç tanımıyla internet haber siteleri sürekli kovuşturma ve soruşturmayla baskı altına alınacak. Dezenformasyon diye nitelendirilen yasa düzenlemesi aslında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 217'nci maddesinde yer alıyor. Fakat yeni çıkarılan basın kanuna da eklenerek, sarayın, sermayedarların çıkarlarını zedeleyen her haber sansürlenebilecek. Bununla da kalmayacak bu haberleri yapan gazeteciler hapse atılabilecek.

HAPİS CEZALARI
"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" denilen yasa maddesi bu fiilin "failin gerçek kimliğinin gizlemesi" ya da "bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi" halinde cezanın yarı oranında artırılmasını öngörüyor.

SARAYIN SUÇLARI HABERLEŞTİRİLEMEYECEK
Böylece pandemi döneminde Sağlık Bakanlığı'nın gerçek vaka ve ölüm sayılarını gizlediğini söyleyen Türk Tabipleri Birliği'nin açıklamalarını yayınlayan ya da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un kendi şirketine proje onayı verdiğine ilişkin bilgilere benzer içerikte haberler yapan gazetecilere hapis cezası verilebilecek. Üstelik bu haberleri devrimci, sosyalist, yurtsever basın emekçileri yaptıklarında cezaları yarı oranında artırılacak.

Yasa düzenlemesinin gerçek amacının bu maddede yattığını söylemek mümkün. Çünkü bu madde saray ve şürekasının işlediği suçlarla ilgili tüm haberleri engellemeyi amaçlıyor.

MİT HABERLERİNE ENGEL
Tasarının 32'inci maddesinde "Milli İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına dahil edilmiştir" denilerek, MİT haberlerinin yapılmasının önüne de geçilmeye çalışılıyor. Böylece MİT'le ilgili haberler veya sosyal medya paylaşımlarına ilişkin olarak BTK Başkanı tarafından erişim engellemesi kararı alınabilecek. Burada da, IŞİD çeteleriyle işbirliği içinde çeşitli katliam ve suikastlara imza atan, tırlarla çetelere askeri mühimmat taşıyan MİT'in halka, devrimcilere karşı faaliyetlerini gizlemek amaçlanıyor.

BASIN KARTI SOSU
"İnternet gazetecilerine basın kartı verilmesi"nin önünün açılacağı sosu altında gündeme getirilen yasa tasarısına bakıldığında, yönetenlerin pek çok yeni suça imza atacakları ve bunları görünmez kılmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz.

TEKZİP ZORUNLULUĞU
Cezai yaptırımların yanı sıra pek çok yaptırımı da içinde barındıran yasa tasarısında, internet siteleri haberlerini iki yıl muhafaza etmek zorunda. Teklifin 7'nci maddesindeki tekzip düzenlemesiyle haber yayından kaldırılsa dahi tekzip yazısının yayınlanması zorunluluğu getiriliyor. Düzeltme ve cevap hakkının sınırları çizilmezken, sosyalist, muhalif basında Erdoğan ve saray yandaşlarına ilişkin yapılacak haberler nedeniyle tekzip yazıları artmış olacak.

BANT GENİŞLİĞİ YÜZDE 90 DARALTILABİLECEK
Ayrıca, katalog suçlar söz konusu olduğunda, içerikleri oluşturan veya yayanlara ilişkin bilgiler savcılık ya da mahkeme tarafından talep edildiği takdirde internet haber siteleri bu bilgileri vermek zorunda. Vermedikleri takdirde sosyal medya platformunun bant genişliğinin yüzde 90 oranında daraltılması söz konusu olabilecek.

500 BİNDEN FAZLA WEB SİTESİ VE ALAN ADI ENGELLENDİ
İnternet sitelerine yönelik bugüne kadar yaptırımlar sitemizde de olduğu gibi alan adı engellemeleriyle yaşandı. İnternet sitelerinin kapatılması, mahkeme kararları ya da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) eliyle bugüne kadar gerçekleştirildi. 2021 sonu itibariyle 500 binden fazla web sitesi ve alan adı erişime engelli. 150 binden fazla haber ve içerik erişime engelli. 2021 Temmuz'unda yapılan değişiklikler sonrasında haber sitelerine sıklıkla içerikleri kaldırmaları dayatıldı.

HDP: MUHALEFETİ KRİMİNALİZE ETME YASASI
Yasa tasarısının Dijital Mecralar Komisyonunun görüşmeleri sırasında söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, yasanın yoksulluğu örtbas etme, toplumsal muhalefet ve Kürt sorununun çözümü için ortaya konulan çabayı 'terör' adı altında kriminalize etme yasası olduğunu söyledi.

Hapishanelerde HDP'li vekillerin konuşmaları dinlenmesin diye Meclis TV'nin yasaklandığını hatırlatan Koç, "Biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. Bizler bu yasayla Silivri 5 Nolu Cezaevinde işkenceyle öldürüldüğüne ilişkin Ferhan Yılmaz'ın olayını bile gündeme getiremeyeceğiz. Teklif geri çekilsin" dedi.

PAŞAYİĞİT: GAZETECİLER DEĞİL DEVLET KURUMLARI DEZENFORMASYON YAPIYOR
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkan Yardımcısı Şeyma Paşayiğit, yasanın gündeme getirilmesine neden olan "dezenformasyonu"nun gazeteciler tarafından değil devlet kurumları ve yargı tarafından yapıldığına dikkat çekti. Bu düzenlemeyle halkın haber alma hakkının tehdit altına alındığını kaydeden Paşayiğit, "Biz ÇGD olarak bu teklifi halkın ihtiyaçlarına yanıt olarak değil istibdat rejimini meşrulaştırma adımı olarak görüyoruz" dedi.

EREN: OTOSANSÜR UYGULAMAYAN HER İNTERNET SİTESİ SUSTURULMAK İSTENİYOR
DİSK'e bağlı Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, "Tasarının içinde 'yalan haber', 'asılsız haber' gibi muğlak ifadeler var. İktidar kendisini rahatsız eden her habere zaten 'yalan' veya 'asılsız' diyor. Şimdi bu yasayı kullanarak internet medyasını susturmaya çalışacaklar. İktidarın mahkemeler ve yargı aracılığıyla müdahalesi olabilir. Otosansür uygulamayan her internet sitesini susturmaya çalışacaklardır muhtemelen'' değerlendirmesinde bulundu.

Eren Abdülhamit dönemini hatırlatarak, "Bu düzenlemeyle iktidarın çok sevdiği Abdülhamit'in 'sansürü' de geliyor diyebiliriz'' dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş de yasa düzenlemenin gazetecilerin çok daha rahat bir şekilde gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını sağlayacağını söyledi.