EMEK
Hekimler kandırmaca değil, haklarını istedi
Kadıköy Kaymakamlığı tarafından nöbetleri yasaklanan hekimler, yasağa rağmen "Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor" şiarıyla Kadıköy İskele Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
İstanbul Tabip Odası, doktor Fikret Hacıosman'ın öldürülmesinin birinci ayında "Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor" şiarıyla Kadıköy İskele Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
Katledilen hekimlerinin fotoğraflarının taşındığı eyleme DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da destek verdi.
Eylemde konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, sağlıkta şiddeti önleyecek bir yasasın çıkması için bir ay boyunca eylem yaptııklarını ancak Mecliste görüşülen yasasın hiçbir çaydırıcılığının olmadığını söyledi.
Saip, "Aynı maddeler tekrar edilmiş. Bu yasa aynı zaman da hekimlerin çalışma hakkını da elinden alıyor. Bu yasa sadece yahudi hekimlerin çalışmasını engelleyen Hitler Almanya'sında görülmüştür. Biz sağlıkta dönüşümün ekonomik krizle birleşince ilerleyen süreçte ciddi problem yaratacağını biliyoruz ve bunun için şimdiden söylediğimiz her söz baskı altına alınıyor" dedi.
6 yıllık eğitimden geçen hekimlere mecburi hizmeti bitene kadar diplomasının verilmeyeceğini belirten Saip, bunun hekim intiharlarına neden olabileceğini vurgulayarak, yasaya tüm toplumun karşı çıkması gerektiğini vurguladı.
TTB İkinci Başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu ise "Bu ülkenin bugünü ve geleceğini tehlikeye sokacak tasayı protesto ediyoruz. Hekimlerin özlük hakkı ve sağlıkta şiddete dair hazırladığımız bütün rapor ve önerilerimizi Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere ilettik. Ancak bu yasanın taslağı bile bize sunulmadı" diye konuştu.
Bir grup bürokratın kendi akıllarının erdiği kadar ve işlerine geldiği gibi hekimlerin çalışma koşulları ile ilgili değişiklik yapma hakkını kendinde görmesini eleştiren Çekezoğlu, yasa taslağı ile tabip odaların yetkilerini sınırlandırılıdığını ifade etti.
Çerkezoğlu, "Hiçbir yasaya tabi olmadan hekimleri güvenlik soruşturmasından geçirerek sadece kamuda değil özel sektörde bile çalıştırmayacaklar. Buna kimsenin hakkı yok. Teorik olarak OHAL kalktı ama basın açıklaması yapmamız ve nöbet tutmamız bile yasaklandı. Nöbet tutmakta çadır açmak da en demokratik hakkınızdır. Bütün sağlık emekçileri ile birlikte mesleğimize ve çalışma hakkımıza sahip çıkacağız" diyerek valilik yasağını eleştirdi.
Çerkezoğlu'nun ardından basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç okudu. Kılıç, kamuoyuna "Sağlıkta Şiddet Yasası" olarak sunulmaya çalışılan yasanın sağlıkta şiddeti önlemeye ilişkin hiçbir yeni düzenleme ve caydırıcılık getirmediğini söyledi.
"Oysa 2 Ekim 2018 günü meslektaşımız Dr. Fikret Hacıosman cinayetinin de gösterdiği gibi 'sağlıkta şiddet' oyalamaya, kandırmacaya, göz boyamaya gelmeyecek kadar büyük ve ciddi bir sorundur. Bu nedenle öncelikle mevcut taslağa sağlıkta şiddet için caydırıcı olacak önerilerimizin bir an önce eklenmesini istiyoruz" diyen Kılıç, görüşülen taslağın anti-demokratik rejimlerde bile rastlanamayacak kadar vahim bir içerik taşıdığını söyledi.
"Bir insanın hekim olup olmadığına, hekimlik yapıp yapamayacağına mezun olduğu okul, aldığı diploma ve mesleki yeterliliği üzerinden karar verilir. Mesleğini icra etmeye engel bir suç veya ceza olmadığı sürece de hekimliğini yapmaya devam eder" diye kaydedet Kılıç, hekimlik mesleğinin kamusal niteliği oduğunu vurguladı.
"Mesleğimizi icra ederken hiçbir erk tarafından ayrımcılığa tabi tutulmak ve mağdur edilmek istemiyoruz" diyen Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimler tarafından ve hangi kriterlerle düzenlendiği ve kimlerin karar verdiği açıklanmayan 'Güvenlik Soruşturmaları' sonucunda hekimliğe yeni adım atacak gençlerin hayatını karartmaya çalışmak hukuksuzluğa, keyfiliğe, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, eklenmiş kötücülüktür" dedi.
Kılıç, "Kimi görevlilerin kişisel yorumuna dayalı olarak kamu görevinden ihraç edilen ya da güvenlik soruşturması olumsuz bulunan/bulunabilecek her hekim mevcut teklifteki tehdit ile karşı karşıyadır" diye belirtti.
Kılıç açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
"Hekimlik yapma hakkının bu kadar hukuksuz ve keyfi kararlarla kolayca ortadan kaldırılması durumunda; diş hekimliği, eczacılık, avukatlık, öğretmenlik, mühendislik dahil hiçbir meslek mensubunun aldığı diplomanın, harcadığı emeğin önemi kalmayacaktır. Bu teklif yasalaşırsa kişilerin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine, gerekçeleri belirtilmeyen, herhangi bir kanıta dayanmayan 'Güvenlik soruşturmalarını' yazan kişiler karar verecektir.
"Aynı Yasa Teklifinde 'hastane döner sermayelerinin' yönetim yerini değiştirmenin, Şehir Hastanelerinde işletmeci şirketlere vergi muafiyetini arttırmanın yanı sıra, aile hekimliğinde hak kayıplarına yol açan ve Tabip Odalarının hekimliğin uygulanmasındaki etkisini sınırlamayı amaçlayan maddeler yer almaktadır."
Açıklalmanın ardından hayatını kaybeden hekimler anısına saygı duruşunda bulunuldu.