ESP, SKM ve SGDF Ankara'da açlık grevine başladı

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Derneği Federasyonu (SGDF), Leyla Güven ve hapishanelerdeki tutsakların sürdürdüğü açlık grevi ve ölüm orucu direnişine destek için İstanbul'da yaptığı direnişi Ankara'ya devretti.

 

Sosyalistler, ESP Ankara İl Örgütü'nde düzenlenen basın toplantısı ile dönüşümlü açlık grevi direnişine başladı. Toplantıya, Devrimci Parti, HDP, Partizan temsilcileri ile Sincan Hapishanesi'nde 129 gündür açlık grevi direnişinde olan Züheyla Taş'ın annesi Nezahat Taş da katıldı. 

 

Açıklama yapan SGDF üyesi Helin Uci, Leyla Güven'in direnişin 176. gününde olduğunu, 15 tutsağın açlık grevini ölüm orucuna çevirdiğini hatırlattı. Uci dışarıda, HDP milletvekillerinin, tahliye olan tutsakların ve Avrupa'nın bir çok ülkesinde de açlık grevinin sürdürdüğünü anımsattı. 

 

'TECRİT BİR İNSANA VERİLECEK EN BÜYÜK CEZADIR'

 

Tecridin, "bir insanın dış dünyadan koparılarak kendi haline bırakılması" olarak tanımlayan Uci, şunları söyledi: "Sosyal bir varlık olan bir insana verilebilecek en büyük cezadır. Dört duvar arasına kapatılmak başlı başına bir ceza iken, bir de dış dünyadan kopartılmak ceza içinde ceza sistemidir. Avukat ile görüşememek, aile bireyleri ile görüşememek, yakınları ve vasisi ile görüşememek hiçbir insana dokunamamak anlamına gelir. Telefon edememek, mektup yollayamamak, mektup alamamak dışarıdan tamamen yalıtılmak ve dışarıya dokunamamaktır." 

 

Binlerce insanın, dünyanın en insani ve hukuki hakkın yerine getirilmesi için bedenini açlığa yatırdığını kaydeden Uci, "İmralı’da bu ülke yasalarına tabi ise, ülkenin ve uluslar arası hukukun kuralları orada da geçerli ise, açlık grevindeki insanların taleplerine kulak verilmeli ve bir an önce tecrit kaldırılmalıdır" dedi.

 

Açlık grevinin, insanların bedenlerine zarar vermek ya da ölmek için yapılan bir eylem olmadığını vurgulayan Uci, eylemin taleplerin en güçlü ve çarpıcı biçimde dile getirilmesi için yapılan, uluslararası meşruiyeti olan bir protesto biçimi ve hakkı olduğunu ifade etti. "5 ayı aşkın süredir gündem de olan açlık grevlerine duyarsız kalmak, ölümlere davetiye çıkartmaktır" diyen Uci, şimdiye kadar 8 tutsağın yaşamlarını feda ettiğini söyledi. 

 

'BULUNDUĞUMUZ HER ALANDA TUTSAKLARIN SESİ OLDUK'

 

Kadın iradesi öncülüğünde başlayan ve bugün de tutsak yakını annelerin hapishane önlerindeki nöbetleri ile farklı bir boyuta geçen tecrit karşıtı mücadelenin yalnızca Kürt halkının gündemi olmadığının altını çizen Uci, ESP, SKM ve SGDF olarak ilk günden beri "Leyla Güven haklıdır tecrit kaldırılmalıdır" diyerek, direnişi sahiplendiklerini vurguladı. Uci, bulundukları her alanda Güven ve tutsakların sesi olmaya çalıştıklarını söyledi.

 

'DİRENİŞÇİLERİN ELİNİ DAHA SIKI TUTARSAK BAŞARIRIZ'

 

İstanbul'da başlayan süreli dönüşümlü direnişi, Ankara'daki sosyalistler olarak devraldıklarını açıklayan Uci, şunları söyledi: "Gülen inançlı gözleri ile zafer işareti yapan vekilimiz Leyla Güven’in elini daha sıkı tutuyoruz. Kalbi özgürlükten, kardeşlikten ve insan haklarından yana atan, bir arada yaşam umudunu güçlendir mek isteyen herkese şu çağrıyı yapmak istiyoruz; 'Tecrite son Leyla’ya el ver' şiarıyla Leyla Güven ve açlık grevi yapan insanların elini daha sıkı tutar, taleplerini daha gür haykırırsak tecridi kaldırabiliriz. İnanıyoruz ve başaracağız!"

 

'YENİ ÖLÜMLER YAŞANMADAN TECRİT KALSIN'

 

Ardından, Sincan Hapishanesi'nde tutuklu olan açlık grevi direnişçisi Züheyla Taş'ın annesi Nezahat Taş konuştu. Taş, "Türkiye ve dünya sesimizi duysun. Hapishanelerde yeni ölümler yaşanmadan tecrit kaldırılsın" dedi.

 

4 SOSYALİST DÖNÜŞÜMLÜ AÇLIK GREVİNE BAŞLADI

 

Basın açıklamasının ardından ESP, SKM ve SGDF üyeleri Betül Yıldırım, Helin Uci, Haydar Atlıhan ve İbrahim Tasman, 3 günlük dönüşümlü açlık grevine başladı. Sosyalistler, İstanbul'da olduğu gibi Ankara'da da demokratik kitle örgütleri ve siyasi partileri dolaşarak, tecrit mücadelesinin büyütülmesi konusunda görüşmeler yapacak.