EMEK
ESP İşçi Kurultayı'ndan aldığı enerjiyle çalışmalarını hızlandıracak
İşçi sınıfı hareketinin durumunun, mücadele yöntemlerinin ve geleceğinin tartışıldığı İşçi Kurultayı gerçekleştirildi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin düzenlediği kurultayda farklı iş kollarından çok sayıda işçi deneyimlerini aktararak mücadelenin yarınına ışık tuttu.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin iki aydır çalışmalarını yürüttüğü İşçi Kurultayı, çok sayıda iş kolundan işçilerin katılımıyla gerçekleşti. Kurultay'da, sınıf hareketinin güncel sorunları, ekonomik kriz ve çıkış yolları ile sosyalist hareketin işçi sınıfı hareketine yaklaşımı gibi pek çok konu tartışıldı.
Geçtiğimiz aylarda yapılan çalıştaylar doğrultusunda planlanan kurultay Eğitim-Sen 3 Nolu Şube binasında toplandı. ESP İl Başkanı Pınar Türk'ün partisi adına katılımcıları selamlamasıyla başlayan kurultayda İstanbul Havalimanı'nda direnişe gittikleri için tutuklanan inşaat işçilerinden Baran Kırgın'ın mektubu okundu. Tutuklu inşaat işçilerinin kurultayı selamlaması heyecan ve alkışlarla karşılandı.
Kurultay Hazırlık Komisyonu tarafından yapılan sunumda, "Kriz koşullarında onlarca ilde süren yüzlü günleri aşan direnişlerin yaşandığı bir süreçte, yeni işçi direnişlerinin mayalandığı ve hareketi ileri sıçratacak adımların örülmesi bu kurultay çalışmasını ve kurultayı daha önemli ve değerli kılmaktadır" dendi. Komisyon tarafından yapılan sunumun devamında özetle şunlar kaydedildi:
TÜRKİYE'DE İŞÇİ SINIFININ GENEL DURUMU
"Türkiye'de işçi sınıfının hem siyasal hem de sendikal örgütlülük düzeyi oldukça düşüktür. İşçi sınıfının sendikal örgütlülük düzeyi yüzde olarak yüzde 12 civarındadır. İstanbul sendikal örgütlülük düzeyinin en düşük olduğu illerin başında gelmektedir. Yüzde 8 gibi bir düzeyde seyretmektedir. Kadın işçilerin sendikalaşma oranı ise yüzde 8 oranında. 20 milyon olduğu ifade edilen bir işçi sınıfının sendikal örgütlülük düzeyi budur. Bu işçi sınıfının örgütsüzlüğünün resmidir. 10 milyona yakın işsiz var bu ülkede. Çocuk işçiler yoğun ve yaygındır. Çıraklık adına kayıtlara geçmemektedir. Ev içi emek özellikle kadınlar cephesinden önemli bir yerde durmakta, örgütlülüğü görmezden gelinen bir yerde durmaktadır. Bunda elbette üretimin parçalanmasının, esnek üretimin, taşeron isteminin, toplu sözleşme yapmak için getirilen yüzde 1 barajının rolü var. İşçilerin sendikalara ve sendikacılara güvensizliğinin de rolü var. Sendikalı işçilerin, özellikle işçi önderlerinin işten atma kıyımının da rolü var. Bu tablo devrimci sosyalist hareket açısından da çarpıcıdır. Devrimci sosyalist hareketin sınıf hareketiyle, sendikal hareketle kurduğu ilişkiler bakımından da sorgulanması gereken bir tablodur.
İŞÇİ SINIFININ SORUNLARI SADECE EKONOMİK DEĞİL
"İşçi sınıfının sorunu sadece ücretlerin arttırılması, iş koşullarının düzeltilmesi sorunu değil, esas olarak işçi sınıfının örgütlenme özgürlüğü, politik özgürlükler sorunudur. Emek ile demokrasi, emek ile özgürlük, emek ile sosyalizm ilişkisini doğru kurmak sorunudur. İşçi sınıfının siyasallaşma, siyasal bilinç düzeyini yükseltme sorunudur. Mevcut sendikal önderlikler bu konuda geri durup, işçilerin mücadelesini ücret sorunuyla sınırlı tutan bir yerde durmaktadırlar. Dolaysıyla işçilerle, sendikalarla kurdukları ilişki bürokratiktir. İşçi sınıfına güvensizdir. İşçi sınıfının sendikal örgütlülük düzeyine bakılınca sınıfında sendikalara, sendikal önderliklere ciddi bir güvensizlik beslediği görülmelidir. Sendika işçiye, işçi de sendikaya güvensizlik içindedir. Aşağıdan işçi basıncının, mücadele isteğinin bir sonucu olarak da olsa Türk-İş gibi sendika şubelerinde az veya çok işçilerden yana tutum alan, devrimci işçi önderlerinin inisiyatif kazandığı mevzilerin mücadelede bir rol oynadığını görüyoruz. Örneğin, Flormar, Cargill, Babacanlar gibi direnişler bunun örnekleridir.
GREV VE DİRENİŞLERİ ÖRGÜTLEYEN PARTİ
"Ülkede krizle birlikte, kriz derinleştikçe İşçi sınıfı saflarında mevcut haliyle, durağan, değişmeyen değil, değişken, sıçramalı hareketinin mayalanmakta olduğunu görmeli, hazırlıklarımızı da ona göre yapmalıyız. Partimiz ESP işçi sınıfı içindeki çalışmada öncelikle kendisini yeni durumun ve yeni grevlerin, direnişlerin penceresinden bakarak öncelikle kendisini yeniden örgütlemelidir. Grevlerle, direnişlerle dayanışan, dayanışma içinde olan, dayanışma ziyaretleri yapan bir parti olmak önemli. Ancak sorunun esası bu değil. Aksine sınıfla dayanışan parti, dayanışma örgütleyen bir parti olma gerçeğini aşmalıyız. Bunu aşan bir parti olmalıyız. Sınıf çalışması demek, işçi sınıfı içinde çalışmak demek dayanışmacı olmak değildir. Grev ve direnişleri örgütleyen, önderlik eden, öncülük eden, buradan doğru dayanışmayı örgütleyen bir parti olma gerçeğini yakalamalıyız."
İŞÇİ SINIFI İÇİNDE KADINLARIN YÜKÜ DAHA AĞIR
Sosyalist Kadın Meclisleri Genel Sözcüsü Beycan Taşkıran da kurultayda bir konuşma yaptı. "Genel tablo içerisinde kadın olmak tabii ki daha ağır bir sorun. Kadınlar evde de üretiyor ve bunun bir karşılığı yok, adı yok, kadınlar erkeğe destek için üretim alanlarına giriyorlar. Sonuçta sermayenin ucuz iş gücüne ihtiyacı var, kadınlar bu nedenle üretim alanlarına dahil ediliyor. Biz örgütsüzleştikçe de kadın ve çocuk emeği güvencesiz alanlarda yoğunlaşıyor" diyen Taşkıran, ayrıca göçmen işçilere dayatılan ağır ve güvencesiz çalışma koşullarına dikkat çekti.
İşyerlerinde kadınların mobbing ve tacize uğradığını, eşit işe eşit ücret kuralının yok sayıldığını ifade eden Taşkıran, neoliberal saldırının işçi sınıfını eşitsiz koşullar geliştirerek böldüğünü belirtti. Taşkıran sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP Saray iktidarının, politik islamcı rejim geçmişte Kemalizmin, Türkçülük üzerinden yaptığı politikaları bugün ümmetçilik üzerinden yürütüyor. Bunun sonucu olarak işçi sınıfı günden güne artarak din ve ümmetçilik kimliği içinde eritilmeye çalışılıyor." Taşkıran bunları göz önünde bulundurarak sınıf siyaseti yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kurultayın ileriki bölümlerinde değişik iş kollarından işçilerin söz almasıyla deneyimler aktarılarak yeni bir perspektif oluşturulmasına katkı sağlandı. İşçi hareketinin deneyimlerinin paylaşıldığı konuşmalar ve sınıf hareketinin geleceği konusunda tartışmalar gerçekleşti. ESP'nin bu tartışmalar doğrultusunda daha dinamik bir mücadele hattı ortaya koyacağı ifade edildi.