24 Eylül 2024 Salı

ESP: 15-16 Haziran'ın direniş ruhunu kuşanalım

ESP, "Türkiye işçi sınıfının görevi 15-16 Haziran'ın politik bilincine ve militan kopuşuna yaslanarak 2021 1 Mayıs'ında olduğu gibi fiili meşru mücadele hattından eylemini büyütmektir. Türkiye işçi sınıfının görevi, Kobanê davası ile yargılanmak istenen HDP'ye sahip çıkmak, demokrasi ve özgürlük talebini yükseltmektir" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 51. yılında yaptığı açıklamada "15-16 Haziran'ın direniş ruhunu kuşanalım" dedi.

Açıklamada, "Türkiye işçi sınıfı 1960'lı yıllarda eylemlerini arttırmış, bu eylemlerde militanlaşmış ve giderek özneleşmiştir. Yine bu özneleşme ile birlikte işçi sınıfını, devletin kurduğu ve devletin bir kurumu gibi davranan Türk-İş'ten kopmaya ve ilerici nitelik taşıyan DİSK'e geçmeye başladı. Bu durumu tehdit olarak gören tekelci burjuvazi ürkmüş ve bunun üzerine AP ile CHP ortaklığıyla yeni bir Sendikalar Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu çıkarmak için hareket geçmişti. Kanunların TBMM'de kabul edildiği tarih olan 15 Haziran 1970 burjuvazinin değil, işçi sınıfı için bir kazanıma dönüşmüştür. İşçi sınıfı 15-16 Haziran tarihlerinde tekelci burjuvazinin saldırısına direnişle cevap vermiş ve tarihe not düşmüştür" denildi.

ESP açıklamasında "15 Haziran'da sendika ve grev haklarını korumak için direnişe geçen işçiler İstanbul ve İzmit'te harekete geçti. Yüzbinlerce işçi dört koldan kent merkezlerine yürüyüşe geçmekle kalmadı, burjuvazinin yasalarını da tanımayarak fiili meşru eylemlere girişti ve sömürücü sınıfın bekçisi olan polis ve ordu ile çatışarak barikatları yükseltti. İşçiler sadece önlerinde duran devleti değil, uzlaşmacı bir tavır içerisinde bulunan DİSK yönetimini de aşarak 16 Haziran'da direnişi daha da yükseltti. İşçi sınıfı hakları için yalnızca sokağa çıkmakla kalmadı, bedel de ödedi. İşçilerden Mustafa Baylan, Abdurrahman Bozkurt ve Yaşar Yıldırım polisin açtığı ateş sonucu ölümsüzleşti. Nihayet '15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi' burjuvaziye geri adım attırdı ve söz konusu yasalar 12 Mart 1971 faşist askeri darbesine kadar geri çekildi" diye belirtildi.

15-16 Haziran direnişi işçi sınıfının ekonomik hakları için mücadele ile sınırlı kalamayacağını, politik özgürlük mücadelesi yürütmek zorunda olduğunu da gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, "15-16 Haziran direnişi aynı zamanda işçi sınıfının politik eyleminin önünde engel olan burjuva yasaların fiili meşru mücadele hattıyla aşılacağını göstermiştir" diye vurgulandı.

Türk burjuvazisinin bugün de işçi sınıfına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırdığını ifade eden ESP, "Pandemi döneminde işçiler tam anlamıyla çalışma kamplarında çalıştırılmakta, sendikalı oldukları ve sendikal hakları için mücadele ettikleri için Kod-29 ile işten atılmaktadır. 15-16 Haziran direnişine dayanan işçiler bugün de burjuvaziye karşı fiili meşru mücadele hattı ile burjuvaziye karşı savaşım vermektedir" dedi.

Sınıf savaşımının bugün düğümlendiği noktanın Kürt sorunu olduğunun altı çizilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İşçi sınıfının özgürleşmesinin koşulu Kürt halkının özgürlük mücadelesi ile buluşmasından geçmektedir. Türk işçi sınıfının ve Kürt halkının politik özgürlüğü kazanmak için birleşik mücadele çizgisinde buluşmaktan başka çaresi yoktur. Faşist saray rejimi bunu gördüğü için bu iki temel ittifak kuvvetinin birleşik mücadele cephesinden biri olan HDP'ye saldırmaktadır. 

"Türkiye işçi sınıfının görevi 15-16 Haziran'ın politik bilincine ve militan kopuşuna yaslanarak 2021 1 Mayıs'ında olduğu gibi fiili meşru mücadele hattından eylemini büyütmektir. 

"Türkiye işçi sınıfının görevi, Kobanê davası ile yargılanmak istenen HDP'ye sahip çıkmak, demokrasi ve özgürlük talebini yükseltmektir."