23 Kasım 2024 Cumartesi

Erkek adaleti Namme'yi tahliye etmedi

Boşandığı eşini öldürmekle suçlanan Namme Öztürk, bugünkü duruşmada da tahliye edilmedi. Karara karşı mahkeme heyetenin bir üyesi muhalefet şerhi koydu.
İstanbul'da Temmuz 2016’da boşandığı eşi Kazım Aydemir’i bıçaklayarak öldürmekle suçlanan Namme Öztürk’ün yargılanmasına Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
 
Mahkeme başkanı değiştiği için ilk önce dosya yeniden okundu. Heyet, Öztürk ile ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından 29 Mayıs 2018 tarihinde verilen raporu açıkladı.
 
Raporda, "tekrarlayan biçimde nitelikli fiziksel, cinsel, psikolojik aile içi şiddet öyküsüyle uyumlu fiziksel travma bulguları ile, maruz kaldığı tüm bu şiddet biçimleri ile uyumlu majör manik depresif, tramva sonrası stres bozukluğu tanımlarının yaşamsal tehlike içermediği; sağlığının ve algılama yeteneğinin basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde bozulmasına neden olduğu" tespiti yer aldı.
 
Kazım Aydemir'in annesi bugünkü duruşmada ifade verdi, "Oğlum kalp bölgesinden, sol taraftan bıçaklanmıştır. Kapı açıldıktan sonra dışarıdan gelen şahıslar bıçaklamıştır. Huzurdaki sanık bunu tek başına yapamaz" dedi.
 
Avukatları ise gördüğü şiddet nedeniyle Namme Öztürk'ün psikolojik destek almaı gerektiğini belirtti, bunun da en sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi için tahliye edilmesini istedi. 
 
NAMME ÖZTÜRK: MAKTULÜ ÖLDÜRMEM FİZİKEN BİLE MÜMKÜN DEĞİL
 
Savunması alınan Namme Öztürk ise kendisinin sadece 2 bıçak darbesi vurduğunu belirtti. 
 
Öztürk'ün beyanı şöyle:
"Maktul 1.87 boyundadır. O tarihte 51 kiloydum. Maktulün sırtında 47 bıçak darbesi vardır. Maktulü benim eğebilmem fiziken mümkün değildir. Düşen silahı alabilmek için eğilmese benim sırtına hamle yapabilmem mümkün değildir. Ben başından beri iki tane bıçak darbesi vurduğumu kabul ediyorum. O esnasa maktul bana 'Yengelerinin tadına baktım, annenin ve ablanın da tadına bakacağım' demiştir. Bu cümleyi kuran bir insanın ölebileceğini düşünebiliyor musunuz? Benim ailem ve maktulün ailesi susmaktadır. Ben şu an burada yargılanıyorum ancak herkes mahkemeyi kübrada yargılanacaktır. Maktulün ailesinin bana çok iyiliği dokunmuştur, ancak susmalarını kabul edemiyorum. Herkes her şeyi eleştirebilir, ancak anneme laf ettirmem. Ben sanığı gerçekten öldürmek isteseydim benim hiç mi tanıdığım akrabam yok. Çocuklarımın evde olmamasını ayarlayabilirdim. Büyük çocuğum üniversite sınavına hazırlanmaktadır. Küçük çocuğum orta okula gitmektedir. Derslerinde başarılır. Ben içerideyken ve onlara bakacak kimse yokken uyuşturucu maddenin yaygınlık kazandığı ortamlara yakın arkadaşlık durumlarının arz ettiği tehlikelilik halini mahkemenin gözeterek en azından çocuklarımın menfaatleri noktasında tahliyemin değerlendirilmesini talep ederim. Bir şekilde çocuklarımla olmam sağlansın."
 
Kararını açıklayan mahkeme heyeti oy çokluğu ile Öztürk’ün tuttukluğunun devamına karar verdi. Sanığın adresinin sabit olduğu, delilleri karatma, kaçma şüphesi olmadığını belirten heyet üyesi bir hakim ise Öztürk’ün tahliye edilmemesi kararına şerh koydu.
 
Duruşma 13 Eylül tarihine ertelendi.