24 Eylül 2024 Salı

Diyarbakır Tabip Odası ve SES'ten uyarı: Yarın geç olabilir

Diyarbakır Tabip Odası ve SES, hapishanelerde süren açlık grevlerine dikkat çekerek, "Tüm kurumları, kuruluşları, açlık grevindeki mahpuslarda ölümler yaşanmadan çözüm için çaba harcamaya çağırıyoruz. Yarın çok geç olabilir" denildi.
Diyarbakır Tabip Odası ile SES Diyarbakır Şubesi, açlık grevleri ve ölüm orucuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. Diyarbakır Tabip Odası düzenlenen basın toplantısına SES Şube Eşbaşkanı Gönül Adıbeli ve Eğitim Sen Genel Merkez yöneticisi Velat Kaya katıldı.
 
Basın açıklamasının Kürtçesi SES Şube Sekreteri Mehmet Nur Ulus, Türkçesini ise Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir okudu. Demir, hapishanelerde devam eden açlık grevlerinin yaşamı tehdit edici boyutlara ulaştığı uyarısında bulundu.
 
İHD'nin 22 Nisan 2019 tarihinde açıkladığı rapor ve avukatların ulaşabildiği bilgiye göre; Türkiye genelinde 90 hapishanede 2 bin 983 tutsağın açlık grevinde olduğunu kaydeden Demir, açlık grevi direnişçilerinin talepleri için şu ana kadar hiçbir adım atılmamış olması nedeniyle açlık grevinde olan 15 tutuklunun ölüm orucuna başladığını belirtti. Demir, "Tabip Odası ve sağlık meslek örgütleri olarak Adalet Bakanlığı ve tutsakların avukatlarıyla görüşerek, açlık grevi yapanların minimum 5 büyük bardak su, 2 çay kaşığı tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ve 500 mg B1 vitamini almalarının yaşamsal önemde olduğunu, açlık grevi yapanların talep ettikleri bağımsız hekimler tarafından muayenesini sağlaması gerektiği, idari yetkililerin üçüncü taraf olarak hekimlere baskı yapmamalarını, hekimlerin de açlık grevi yapan mahpuslara Dünya Tabipleri Birliği (WMA) Malta Bildirgesine uygun davranması çağrıları birçok kez yeniledik" diye konuştu.
 
'YAŞAMI TEHDİT EDİCİ BOYUTLARA ULAŞTI'
 
Demir, avukatların hapishanelere yaptıkları ziyaretler ve kendilerine ulaşan mektuplara göre, 120 günün üzerinde açlık grevinde olan tutukluların bağırsaklarında kanama ve hipersensitivite tarzında duyu algı rahatsızlıkları ve ileri derecede kilo kayıpları ortaya çıkmaya başladığını söyledi.
 
Yine kendilerine ulaşan bilgilere göre, kimi hapishanelerde yaşamsal önemdeki B1 vitamini, tuz, şeker ve karbonatın tutsaklara verilmediğini kaydeden Demir, "Açlık grevindeki kimi mahpusların tek kişilik hücrelere atıldığı, çok kalabalık ve sağlıksız olan cezaevi koşullarının uzayan açlık grevleri ile birlikte bağışıklık sistemi zayıflamış mahpuslar için yaşamı tehdit edici boyutlara ulaştığı ifade edilmektedir" diye konuştu.
 
SAĞLIK SORUNLARI
 
Demir, açlık grevinde olan tutukluların yaşadığı sağlık sorunlarını şöyle sıraladı:
 
-Mide de ağrı-yanma, karın ağrısı, bulantı, kusma,
-Kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı,
-Bulanık görme, kulak çınlaması, ışığa ve kokuya karşı hassasiyet,
-Denge bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu, okuduğunu anlamakta güçlük, uyku düzensizliği,
-Baş dönmesi, baş ağrısı, düzensiz tansiyon,
-Yürümede ve konuşmada güçlük çekme şikayetlerinin olduğu ifade edilmektedir.
 
'EYLEMLERİN SONLANMA KOŞULU SAĞLANMALI'
 
Açlık grevlerinin sonlandırılması için devletin mevcut yasalarının uygulanması yeterli olduğunu ifade eden Demir, "Siyasal iktidar, açlık grevcilerinin talebini biran önce değerlendirmeli, ölüm orucuna dönüşmüş eylemlerin sonlanma koşullarını sağlamalıdır" dedi.
 
Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının insan yaşamını her türlü kavram ve kaygının ötesinde ele aldığını aktaran Demir, şöyle devam etti: "Bu nedenle başta hükümet ve ilgili bakanlıkların esas çabayı göstermesi gerekenler olduğunu belirterek, tüm kurumları, kuruluşları, açlık grevindeki mahpuslarda  ölümler yaşanmadan çözüm için çaba harcamaya çağırıyoruz. Yarın çok geç olabilir."