23 Kasım 2024 Cumartesi

Dilovası'nda işçiler asbeste maruz kalıyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin yol yapım projesinde çalışan işçiler, İzocam Tepesi'nde üç tür asbestin tespit edildiği alanda gerekli tedbirler alınmadan çalıştırılıyor. Uzmanlar çalışmanın hem işçiler, hem çevreleri, hem de yerleşim yerlerindeki halk için türlü sağlık problemlerine neden olabileceğini söylüyor.

Kocaeli Dilovası'nda halkın "İzocam Tepesi" olarak adlandırdığı 12 bin metrekareye yayılan alanda  yeni yol yapım projesi için çalışan işçiler, alana terk edilen tonlarca yalıtım malzemesi ile tehlikeli asbeste maruz kalıyor.

The Black Sea'den Dilan Pamuk ve Vedat Örüç'ün haberine göre; Toksik Vadi projesi kapsamında 2019'da ortaya çıkarılan bu tehlikeli tepede numune alınarak yapılan çalışmalar, şimdi işçilerin çalıştığı alanda büyük miktarlarda yalıtım malzemesi olarak kullanılan cam yünü bulunduğunu göstermişti.

İLK CAM YÜNÜ YALITIM MALZEMESİ DİLOVASI'NDA AÇILDI
Cam yünü, binalarda izolasyon malzemesi olarak kullanılan, silis kumunun formaldehit-fenol bağlayıcılarla çok yüksek sıcaklıkta eritilmesiyle elde edilen tahriş edici bir madde. Testlerle birlikte, bu atığa yer yer krosidolit, krizotil ve amosit olmak üzere üç tür asbest içeren elyaflı çimento karıştığı da ortaya çıkmıştı. Yeşil Gazete'de yer alan habere göre yasadışı atık sahasının kaynağına ilişkin kanıtlar, Türkiye'nin ilk cam yünü yalıtım malzemeleri üreticisi ve 1965'te Dilovası'nda fabrika açan ilk şirketlerden biri olan İzocam'a işaret ediyor. İzocam bugün Fransız Saint-Gobain ve Kuveytli Alghanim Industries şirketlerine ait. Eski çalışanlar ve yöre halkı, şirketin fabrika atıklarını 1980'lerde düzenli olarak kasabanın tepelerine döktüğünü belirtiyor.

Taşeron firma Menga İnşaat'ın çalışanları, işle ilgili herhangi bir tehlikeden haberdar olmadıklarını ve kendilerine herhangi bir özel ekipman verilmediğini söyledi.

BELEDİYE TEPENİN ZARARLI OLDUĞUNU BİLDİĞİ HALDE KAZMAYA BAŞLADI
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tepenin zararlı yalıtım atıkları ve asbest içerdiğini yıllardır bildiği halde, en akıl almaz adımı attı; tepeyi kazmaya başladı. Uzmanlar, akciğerlerdeki tek bir mikroskobik lifin ölümcül olabileceğini, bu nedenle de asbestin havaya salınmasının tehlikeyi en yüksek boyuta taşıdığını, solunduğu takdirde akciğer zarı kanseri olarak da bilinen mezotelyoma ve diğer kanserlere neden olabileceğini ifade ediyor. Asbeste maruz kalmanın sonuçlarının ortaya çıkması ise genelde onlarca yıl sürüyor ve tedavisi bulunmuyor. Bu nedenle asbest bertarafı yasalarla sıkı bir şekilde düzenleniyor.

'İŞÇİLER ASBESTİ KIYAFETLERİYLE EVİNE TAŞIYABİLİR'
Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Prof. Dr. Yücel Demiral, yapılan inşaatın "tehlikeli" olduğunu ve derhal durdurulması gerektiğini belirtiyor. Mevcut çalışma şartları yalnızca işçiler için değil onların etkileşime girdiği herkes için de ciddi bir risk teşkil edebiliyor. Demiral, "İşçiler asbesti kıyafetleriyle evlerine taşıyabilirler" diyor.

Durumla ilgili olarak Menga İnşaat sorulara yanıt vermiyor. Ancak bölge sakinleri sahadaki çalışmaların hız kesmeden sürdüğünü doğruluyor. Bölgede zaman geçirdikten sonra kızarıklık ve nefes alma sorunlarına maruz kalan halk, öteden beri tepe konusunda temkinli davranıyor. Çobanlar, sürülerinin bu bölgenin yakınında dolaştığında hayvanların hastalandığını ya da ayaklarında tahriş ve enfeksiyon oluştuğunu bildiriyor. Mart ayında, tepenin bulunduğu bölgede onlarca yıldır yaşayan üç çocuk babası Ahmet Durmaz, kaçak atık sahasının zaman içinde oluştuğunu ve yerleşim alanının önüne kadar genişlediğini ifade ediyor.

İzocam Tepesi hiçbir zaman resmi izin verilmiş bir atık sahası değildi.  Şirket, büyük miktarlarda cam yünü ve taş yünü ile asbestin kaynağı olan atermitin -fiber çimento çatı kaplaması- nasıl oraya ulaştığına veya İzocam atığı olmadığından nasıl emin olduklarına dair bir açıklama yapmadı.