29 Eylül 2024 Pazar

Dedeoğulları ailesini katleden iki ırkçı tahliye edildi

Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs günü Konya'da gerçekleştirilen ırkçı saldırının failleri serbest bırakıldı. Tahliye kararına bir de haksız tahrik indirimi uygulanması eşlik etti.

Konya'nın Meram ilçesinde bulunan Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs günü gerçekleşen saldırıya ilişkin davanın 6'ncı duruşması, Konya 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Keleş ve Lütfü Keleş, Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Mehdi Zana Akkaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Mersin ve Urfa şubesinden avukatlar izledi. Duruşmaya, Dedeoğulları ailesinden sağ kalan tek kişi Çetin Dedeoğulları da katıldı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, avukat Abdurahman Karabulut, Lütfü Keleş'e soru yönelterek, Yaşar Dedeoğulları ile arasında geçen ilk tartışmaya dair detayları aktarmasını istedi. Avukatın talebi, mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

'SALDIRI ÖLDÜRME AMACI TAŞIYORDU'
Avukat Atilla Kart da savcının maddi olguları değerlendirme sürecindeki hukuki çelişkilerine işaret etti. 112 kayıtlarına değinen Kart, "Sanıklar konut dokunulmazlığı yönünden de ayrıca ceza almalıdır. Olayın maktul mağdurların ikametgahında yaşandığını kabul eden savcılar, buna rağmen olayı karşılıklı kavga olarak değerlendiriyor. İddia makamı maddi unsurları görmezden gelerek kendisi ile çelişmektedir" dedi.

ATK raporlarının saldırının toplu ve organize bir biçimde gerçekleştiğini gösterdiğine dikkat çeken Kart, mahkeme heyetinin gerekçe sunmadan reddetmesine tepki gösterdi. Tutanakta olay yerinde bulunmayan bir polisin de imzası olduğunu hatırlatan Kart, kavga diye yansıtılan ırkçı saldırının öldürme amacı taşıdığını söyledi, saldırıdan 2,5 ay sonra Dedeoğulları ailesinin katledildiğini vurguladı.

'ÖNLEMLERİN ALINMAMASI İLE KATLİAM YAŞANDI'
Saldırının ardından ailenin öldürüleceğini fark ettiğini söyleyen Kart, müşteki Çetin Dedeoğlları'nın İngiltere'den Konya'ya gelerek eve ve bahçeye güvenlik kamera düzeneğini kurduğunu aktardı. Kart, "Bu sayede 30 Temmuz katliamı tüm çıplaklığı ile kayıtlara geçiyor. Kamera kayıtları olmasaydı, 30 Temmuz katliamı faili meçhul cinayetler arasında yerini alacaktı. Böylesine bir kurgudan söz ediyoruz. Bu süreçte devlet ve kamu görevlileri ise koruma taleplerine rağmen duyarsız kalmaya devam ediyor. 12 Mayıs'ta vuku bulan saldırı öldürmeye teşebbüstür. Önlemlerin alınmaması ile 30 Temmuz katliamı yaşanmıştır. Bu bağlamda saldırı katliamdan bağımsız bir şeklide ele alınamaz" dedi.

'7 KİŞİNİN KATLEDİLMESİNDEN DEVLET SORUMLU'
Avukat Abdurrahman Karabulut da Konya 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin tarafsız olmadığını vurguladı, "Hukuki ve fili irtibat olmasına karşı dosyaları birleştirmemekte ısrarcı tutumunuza karşı tarafsız olmadığınıza, talimatla hareket ettiğinize inanıyoruz. Lütfü Keleş'e yönlendirmediğiniz soru çok önemliydi. Bizler savcıya ilişkin dilekçe verdiğimizde Başsavcı, 'ben savcımı harcatmam' diyor. Biz de 7 canımızı kolay kolay harcatmayız. Bu canların öldürülmesinde devlet ve kolluk görevlileri sorumludur. Sanıklar AKP üyesidir. Sanıklar hakkında tutukluluk kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Avukat Ebru Akal, saldırıya uğrayan Dedeoğulları ailesine değil saldırganlara devlet koruması sağlandığına işaret etti, "Kürdün canının Türkün toprağı kadar değeri görülmedi. Sizler Türkiye tarihine ya utanç verici bir kararla geçeceksiniz ya da gereğini yaparak geçeceksiniz" diye konuştu.

'SAVCI İFADELERDE KÜRT KISMINI ÇIKARIYOR'
Avukat Mehmet Emin Gökdemir de Dedeoğulları ailesine yönelik saldırının soykırım suçu olduğunu vurguladı, katliamı gerçekleştiren Mehmet Altun'un Kürt oldukları için öldürdüğünü söylemesine rağmen savcının ifadelerden Kürt kısmını çıkardığına dikkat çekti. Avukat Gökdemir, "Bütün sanıkların ifadelerinin soykırım ve insanlığa karşı suç bağlamında yeniden alınması gerekiyor" talebini dile getirdi.

ÖHD Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı avukat Özüm Vurgun ise Türkiye'de yürütülen cezasızlık politikalarına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Deniz Poyraz, Vartinis Davası, Lice Katliam davası gibi davalar hala sürüyor. Musa Anter Davası zaman aşımından düşürüldü. Bu utanç listesine Dedeoğulları dosyasının da eklenmesini istemiyoruz."

AVUKATLARIN TALEPLERİ YİNE REDDEDİLDİ
Ara kararda dosyaların birleştirme talebi başta olmak üzere avukatların tüm talepleri reddedildi. Ara kararın ardından söz alan avukat Atilla Kart, heyetin reddini talep etti. Kart, "Gelinen aşamada ceza muhakemesi anlamında mahkeme heyeti bizim muhatabımız değildir. Mehmet Altun, 12 Mayıs tarihli saldırı dolayısıyla cinayeti işlediğini söylüyor. Hukuki illiyet daha nasıl dile getirilebilir? Adli yargılama için adalete erişimin olması gerekiyor" diye konuştu.

Heyetin reddi talebinin ardından dosya avukatları, HDP'li Gergerlioğlu ve aile yakınları duruşma salonunu terk etti.

Salonda savunma yapan davalı tarafın avukatlarının olaya ilişkin Hüdapar ve Mazlum-Der'in raporlarını dayanak göstermesi dikkat çekti.

IRKÇI KATİLLER TAHLİYE EDİLDİ
Mahkeme heyeti, avukatların heyetin reddi talebini reddetmenin yanı sıra tüm sanıklara haksız tahrik indirimi uygulayarak 1 yıl ila 3 yıl arasında hapis cezası ve para cezası verdi. Dava kapsamında tutuklu bulunan Ali Keleş ve Lütfi Keleş hakkında da tahliye kararı verildi.

KART: ANKARA'DAN GELEN KANUNSUZ EMİR UYGULANDI
Kararın ardından Konya Adliyesi önünde açıklama yapan avukat Kart, Ankara merkezli kanunsuz talimatın mahkeme tarafından uygulandığını söyledi. Mahkemenin görev yetkisini kötüye kullandığını vurgulayan Kart, "Bunun hesabı hukuk ve demokrasi içinde mutlaka sorulacak. Haksızlığa isyan ediyoruz" dedi.

GERGERLİOĞLU: KONYA'DA KATLİAM YETKİSİ VERİLDİ
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da kararın iktidarın yargıyı ve yasama başkanlığını nasıl boyunduruk altında tuttuğunu gösterdiğini söyledi, "İlk saldırı dosyasıyla katliam dosyasının birleştirilmemesinin gerekçesi ne olabilir. Gerekçe sunamadan tüm avukat taleplerini reddeden bir hakim gördük karşımızda. Hakim bey uyduruktan ceza verdi ve sanıkları tahliye etti. Apaçık bir nefret. Başka katliamların olduğu zamanlarda kimse biz gerekeni yaptık demesin, Konya'da bu ehliyet verildi" diye konuştu.

AKKAYA: HUKUKİ MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Mehdi Zana Akkaya da mahkemenin Kürtlerin katledileceği yönünde karar verdiğini söyledi, "Tarihe şerh düşüyoruz. Öfkeliyiz, hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.