1 Ekim 2024 Salı

Cumartesi Anneleri'ne 800. haftalarında saldırı: Vazgeçmeyeceğiz, unutmayacağız

Cumartesi Anneleri, 800. haftalarında, 101 haftadır kendilerine yasaklanan Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakmak istedi. Polis, kayıp yakınlarına saldırdı, darp etti. Saldırıda 3 kişi gözaltına alındı. Cumartesi Anneleri, ne olursa olsun kayıplarını aramaktan da, Galatasaray'ndan da vazgeçmeyeceklerini haykırdı.

800. haftalarında kayıplarıyla buluşma mekanı olan Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakmak isteyen kayıp yakınlarına polis saldırdı. Kayıp yakınları darp edildi, Maside Ocak ile Hasan Karakoç gözaltına alındı.

Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakmak isteyen Cumartesi Anneleri, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte İHD İstanbul Şubesi'nden çıktı. 

Sokağı barikatla kapatan polis, kayıp yakınlarının geçişine izin vermedi. Kısa bir arbede yaşandı. Arbedenin ardından HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, polis amirleri ile göreşme yaptı ancak, geçişe izin verilmedi.

Polis engelini tanımayan Cumartesi Anneleri, bu kez Galatasaray'da buluştu. Gruplar halinde meydana gelen kayıp yakınları, meydanı ablukaya alan sivil ve çevik kuvvet polislerini saldırısına uğradı. 

HANİFE YILDIZ DARP EDİLDİ
Gözaltında kaybedilen Hanife Yıldız'ı darp edilerek ve kollarını arkaya doğru bükerek zorla alandan uzaklaştırıldı. Yıldız, bir cafeye götürülerek fiili olarak bir süre gözaltında tutuldu. 

MASİDE OCAK GÖZALTINA ALINDI
Polis saldırısında Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak ile ve Yaşar Aktaş gözaltına aldı. 

Saldırı sırasında gazetecilerin de görüntü ve fotoğraf çekmesi yasaklanarak, darp edildi.

CUMARTESİ ANNELERİNİN AÇIKLAMASINI BULDAN VE SANCAR OKUDU
Ailelerin alana girmesine izin verilmemesi üzerine HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, etrafları polis tarafından sarılmış bir şekilde Cumartesi Anneleri'nin saldırı nedeniyle yapamadığı basın açıklamasını okudu.

Buldan'ın okuduğu, Cumartesi Anneleri'nin 800. haftaya ilişkin açıklamaları şöyle: 

"Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, 'Kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması' talebiyle başlattığımız barışçıl direniş bugün 800. haftasında.

"800 haftadır; anayasanın, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, bağımsız yargının ve adaletin sadece bir isimden ibaret olduğu bu topraklarda, tüm baskılara rağmen hakikat ve adalet  mücadelesi yürütüyoruz.

"800 haftadır ısrarla soruyoruz: 

"Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize ne oldu? 

"Onları kaybedenler hukukun tüm kuralları çiğnenerek neden korunuyor? 

"Neden tüm delillere, tanıklara rağmen, AİHM mahkumiyetlerine rağmen gözaltında kaybetme dosyaları yargıya taşınamıyor? 

"Hakikate ve adalete ulaşma hakkımız neden engelleniyor? 

"Türkiye neden Birleşmiş Milletlerin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme'yi imzalamıyor, onaylamıyor ve uygulamıyor?

"İktidarlar,  bu sorularımıza cevap vermek yerine, yetkilerini kötüye kullanarak baskıyla, şiddetle  bizi susturmak istiyor.

"Öyle ki, 24 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de ilk icraatlarından biri 699 hafta boyunca  barışçıl buluşmalarımıza ev sahipliği yapan Galatasaray'ı hakikat ve adalet talebimize  kapatmak oldu. Biz gidemeyelim diye Galatasaray, 25 Ağustos 2018 tarihinden beri tomalar, gözaltı araçları, bariyerler ve ağır silahlı polisler tarafından 24 saat abluka altında tutuluyor. Anayasa'nın ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin güvencesinde olan barışçıl buluşmalarımızın mekanı Galatasaray 'suç mahali', Türkiye'nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru haklarımızı kullanmamız da 'terör faaliyeti' sayılıyor.

"800. haftamızda başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere soruyoruz: Türkiye'de Anayasa hala yürürlükte mi?

"Eğer yürürlükteyse, Anayasa "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü" hakkını temel bir anayasal hak olarak tanıyor, 'Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.' diyor. Anayasa'nın hükmü bu kadar açık ve netken, Galatasaray bize nasıl yasaklanıyor? Adalet talebimizi kamuoyuna duyurma hakkımız  nasıl ağır silahlarla bastırılması gereken bir suç sayılıyor. 800. haftamızda bir kez daha tekrarlıyoruz: Barışçıl buluşmalarımıza ev sahipliği yapan Galatasaray Meydanı'nın 101 haftadır polis şiddeti ile bize yasaklanması Anayasal hak ve özgürlüğümüze yönelik ağır bir saldırıdır. Devletin, Anayasa'yı ihlal etmesi, yetkilerini kötüye kullanmasıdır ve suçtur. Toplum sessizliğiyle bu suça ortak olmamalıdır.
800. haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz: Kararlıyız; bizi insan kılan hak ve özgürlüklerimize sahip çıkacağız.

"Türkiye, hiç kimsenin gözaltında kaybedilmediği, inkârın ve cezasızlığın son bulduğu demokratik bir hukuk devletine  dönüşünceye kadar susmayacağız. Hakikat ve adalet arayışımıza, son kayıp bulunana, son fail cezalandırılana kadar devam edeceğiz.

"Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan asla vazgeçmeyeceğiz."

Açıklamanın ardından Buldan ve Sancar, Galatasaray Meydanı'na karanfil bıraktı. 

'HESAP SORMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ' DİYEN KARAKOÇ GÖZALTINA ALINDI
Kayıp yakını Hasan Karakoç, meydana karanfil bıraktığı sırada "Galatasaray Meydanı'ndan da, kayıplarımızı aramaktan da, faillerden hesap sormaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir güç bizi mücadelemizden vazgeçiremeyecek" diyerek saldırıya tepki gösterdi. 

Bir kez daha saldıran polis, Hasan Karakoç'u gözaltına aldı, çevrede bulunan ve alana girmeye çalışan kayıp yakınlarını darp ederek uzaklaştırdı.

Cumartesi Anneleri ve İHD yöneticileri saldırının ardından İHD İstanbul Şube binası önünde açıklama yaptı.

TÜRKDOĞAN: HER POLİS AMİRİ 'BEN DEVLETİM' DİYOR
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, geçtiğimiz hafta Ankara’da kayıp yakınları ile birlikte Meclis Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüşme yaptıklarını belirterek, "Sembolik olarak kayıp yakınlarını Galatasaray’a gidip karanfil bırakacağı ve ardından bir açıklama yapılacağını ilettik. Bize izin verildiği yönünde taahhüt verdiler. Ancak bugün karşımıza çıkan her polis amiri 'ben devletim’ diyerek engelledi. Hala polis devleti uygulaması var. Böyle olduğunda ne hakkımız kalıyor, ne Anayasa ne de hukuk" dedi. 

Türkdoğan, kayıp yakınlarının 25 yıldır oturdukları Galatasaray'a gitmelerinin engellenmesini unutmayacaklarını belirterek, iktidara seslendi: "Cumartesi Annelerinin görmeme tutumuna son verin, Barış Annelerini görmeme tutumuna son verin. Anneler arasında ayrımcılık yapmaya son verin. Bir 800 hafta daha geçse adalet mücadelesi sürecek" şeklinde konuştu.

YILDIZ: BİZİ DURDURAMADILAR, DURDURAMAYACAKLAR
Kayıp yakını Hanife Yıldız ise şunları söyledi: "800 haftadır oraya gidemiyoruz. Ne kayıplarımız aramaktan ne de alanımızdan vazgeçmeyeceğiz. Öyle ya da böyle o alana gideceğiz. 800 haftadır kapattılar ama bizi durduramadılar, durduramayacaklar."

İKBAL EREN: KAYIPLARIMIZI BULUNCAYA KADAR...
Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, 101 haftadır Galatasaray'ın kendilerine yasak olduğunu hatırlatarak, "Bu bir hak ihlali, çifte standarttır. Bir yerde yüzlerce kişi yan yana geliyor ama engellenmiyor. Biz ise 15 kişi yan yana geldik darp edildik. Bu kabul edilemez. Kayıplarımızı bulununcaya kadar, mücadelemize devam edeceğiz" dedi.

KIRBAYIR: DAVAMIZDAN DA GALATASARAY'DAN DA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, Diyarbakır'da çocuklarını aradıkları iddiasıyla HDP önünde oturan aileleri hatırlatarak, "Onların gözyaşları devlet tarafından selpakla silinirken, Cumartesi Anneleri'ne coplarla saldırıyor, darp ediyorlar. Saldırdıkları insanların aradıklarının faili devlet. Biz davamızdan vazgeçmeyeceğiz, Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."

ALİ OCAK: ELBET YAPTIKLARININ CEZASINI ÇEKECEKLER
Cumartesi Anneleri'ne saldıranların, suç işleyenleri koruduğunu vurgulayan Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, "Bu kaos ortamı ilelebet sürmeyecek. Elbet onlar yaptıklarının cezasını verecekler. Bunun için daha çok bir araya gelmeliyiz" şeklinde konuştu.