23 Kasım 2024 Cumartesi

Cumartesi Anneleri, Anneler Günü'ne buruk giriyor

Gözaltında kayıpların faillerinin bulunarak cezalandırılmasını talep eden Cumartesi Anneleri 685'inci kez Galatasaray'da oturma eylemi yaptı. Cumartesi Anneleri gözaltında kayıplar için adalet talebini 685'inci haftada sürdürdü. Galatasaray meydanında gerçekleştirilen oturma eylemine anneler günü dolayısıyla CHP üyesi kadınlarda katıldı. Eylemde daha önce hayatını kaybeden Cumartesi Anneleri anılarak “mücadelenizin devamcısı olmayı sürdüreceğiz” denildi.

"Gözaltına alındıktan sonra kaybedilen evlatlarımıza ne olduğunu öğrenmek ve onları kaybedenlerin tarafsız ve bağımsız bir yargılama faaliyeti sonunda cezalandırılmalarını istiyoruz" talebinin dile getirildiği eyleme HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da katıldı.

Kayıpların fotoğraflarının üzerine karanfil bırakan Cumartesi Anneleri bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan Maside Ocak, "Annelerin düşlerini evlatlarının mezarlarına ulaşmak ile sınırlayan bu hukuk dışı, insanlık dışı sisteme itiraz ediyoruz. Anneler günü vesilesiyle bir kez daha kamuoyuna sesleniyoruz: bizi mezarsız bırakanlara, taleplerimizi görmezden gelenlere karşı sessiz kalmayın. Bu toprakların bütün evlatlarının özgür, eşit, adil bir biçimde yaşayabilmesi adına, vicdan adına, adalet adına, insanlık adına herkes için adalet diyerek itiraz edin" dedi.

YİRMİ ALTI YIL SÜREN BEKLEYİŞ

26 yıl önce kaçırılarak kaybedilen, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ün akibetini sormak için toplandıklarını belirten Ocak açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"22 yaşındaki Hüsamettin Yaman İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisiydi. Genç bir cam sanatçısı olan Hüsamettin sanata, edebiyata, müziğe meraklıydı. Öğrenci hareketi içinde yer aldı. Pankart taşımak suçlamasıyla 15 gün kadar cezaevinde kaldı ve 6 Eylül 1990 tarihinde tahliye oldu."

"21 yaşındaki Mehmet Soner Gül Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Üniversite eğitimi için Mersin’in Değirmendere köyünden İstanbul’a geldi. Öğrenci hareketi içinde yer aldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği üyesiydi. Bu nedenle gözaltına alındı, ağır işkence gördü ve ölümle tehdit edildi. İçişleri Bakanlığı’nın iddiasına göre 10 Mart 1991 tarihinde Malatya’da yakalanan A.N. isimli şahsın sorgudaki ifadesinde ismi geçtiği için polis tarafından aranıyordu."

"Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi "Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade' de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun" dedi. Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu."

SON SÖZLERİ 'İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK' OLDU

Açıklamaya göre, 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!” olduğunu söyledi.

Bu beyanların ardından Yaman Ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak, dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın'ın ifadesine rağmen Ankara-İstanbul arası gidip gelen dosyada bugüne kadar bir ilerleme sağlanmadı.26 yıldır meslekleri ile ilgili uluslararası kural ve ilkeleri çiğneyen adli makamlar maddi gerçeği açığa çıkarma ve ceza adaletini sağlamak görevlerini yerine getirmedi.