1 Ekim 2024 Salı

Cumartesi Anneleri 800. haftalarını karşılıyor

Gözaltı, baskı, tutuklama ve zora karşı hiçbir koşulda "Kayıplar belli, failler nerede" demekten vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri 800. haftalarını karşılıyor.

Gözaltında kaybetme, iktidarların dünyanın birçok ülkesinde devrimcilere, sosyalistlere ve muhaliflere karşı kullandığı bir politika olarak sürdürülüyor. 

Türkiye'de ise özellikle 1990'lı yıllarda yoğun olarak kullanılan bir politika.

Gözaltında kaybetme ve buna karşı verilen mücadele, Hasan Ocak 21 Mart 1995'de İstanbul'da gözaltına alınıp kaybedilmesi ile tüm ülkenin gündemi oldu.

Hasan Ocak, 21 Mart 1995'te sivil polisler tarafından kaçırıldı. Günlerce haber almaya çalışan ailesi ve yoldaşları, "Bizde yok" yanıtına karşı, "Sağ aldınız sağ istiyoruz", "Hasan Ocak nerede?" şiarlarıyla mücadele yürüttü. 26 Mart'ta katledilen Hasan Ocak'ın cansız bedeni, 58 gün boyunca verilen mücadele sonucunda 17 Mayıs'ta Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda bulundu. Ocak, 19 Mayıs'ta binlerce kişinin katılımı ile düzenlenen törenle Gazi Mahallesi'nde sonsuzluğa uğurlandı.

Ocak'ın ailesi ve yoldaşları, Hasan'ın cansız bedenini bulduktan sonra mücadeleyi sürdürdü. Bu kez faillerin yargılanması ve kayıplar politikasına son verilmesi için mücadele başladı. 

27 Mayıs 1995'de Galatasaray Meydanı'nda gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un ailesi ve bir avuç insan hakları savunucusuyla birlikte oturma eylemlerine başladı.

Cumartesi Anneleri, devletin gözaltı, tutuklama ve saldırılarına rağmen ‘fiili meşru mücadeleyle’ kayıpların akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması talebi dalga dalga büyütüldü. Mücadele kaybetme politikasını büyük oranda durdurdu. Diyarbakır başta olmak üzere bir çok ilde kayıplara karşı eylemler başladı.

Hasan Ocak'ın bulunduğu tarih olan 17-31 Mayıs tarihlerini Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Günü ilan edildi.

EN UZUN SOLUKLU EYLEMİ
Cumartesi Anneleri'nin 170. haftalarında, 15 Ağustos 1998'de yoğun polis saldırısına maruz kaldı. Saldırı, gözaltı ve tutuklamalar 7 ay boyunca her sürdü. Cumartesi Anneleri, her cumartesi darp edilerek gözaltına alındı.

Cumartesi Anneleri'nin simgesi olan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak da bu saldırıların birinde gözaltına alınarak tutuklandı. 

Cumartesi Anneleri, 13 Mart 1999'da saldırılar nedeniyle eylemlerine ara verme kararı aldı. 10 yıllık aradan sonra 31 Ocak 2009'da Cumartesi Meydanı olan Galatasaray'da bir kez daha bir araya gelindi. 

O günden beri kesintisiz bir şekilde eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, 300., 400., 500., 600. haftalar binlerce insanın katılımıyla gerçekleşti. 

Ancak 700. haftaya denk gelen 25 Ağustos 2018'de, OHAL uygulamaları ileri sürülerek Cumartesi Meydanı, adalet ve vicdan haykırışına kapatıldı. 700. haftada yaşanan polis saldırısında Hasan Ocak'ın Annesi Emine Ocak ile çok sayıda kayıp yakını yine darp edilerek gözaltına alındı.

OHAL yasaklarına rağmen "Kayıplar belli, failler yargılansın" demekten vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri, o günden bu yana eylemlerini İHD İstanbul Şubesi'nin önünde gerçekleştirdi. 

Korona salgını nedeniyle eylemlerini online gerçekleştiren Cumartesi Anneleri, kayıpların bulunması, mezar yerlerinin açıklanması, katillerin yargılanması taleplerinden hiç vazgeçmedi, şimdi bir de kayıplarıyla buluşma mekanı olan Galatasaray üzerindeki yasakların kaldırılmasını talep ediyor.

MÜCADELELERİNİ MİRAS BIRAKTILAR
Bu uzun soluklu mücadelede, yıllarca çocuklarını gözleyen ancak onların kemiklerini de, mezarlarını da bulamadan gidenler oldu.

Berfo Kırbayır, Asiye Doğan, Zeynep Güney, Kiraz Şahin, Şahsenem Cihan, Meryem Bulut, Fatime Taşkaya, Asiye Karakoç, Fatma Morsümbül, Elmas Eren, Koçeri Kurt, Hediye Coşkun, Makbule Babaoğlu, Ziyneti Türkoğlu, Fincan Bilgin, Hatice Öztürk... Onların solukları yetmedi ama geride kalan kayıp yakınları, mücadelelerini miras olarak aldı.

Plaza de Mayo Anneleri'nin mücadelelerini örnek alan Cumartesi Anneleri, bitmeyen solukları, dinmeyen öfkeleri, mutlaka ama mutlaka büyüttükleri mücadelelerinin 800. haftalarını karşılıyor.