1 Ekim 2024 Salı

Çepni: Saray'ın bekçileri neden Kazdağları'ndan şirketi çıkarmıyorsunuz?

Kazdağları direnişinin birinci yılı İzmir'de selamlandı. Eyleme katılan HDP İzmir Milletvekili Çepni, ekoloji mücadelesi yürüten köylülere saldıran jandarmaya seslendi ve şöyle dedi: "Saray'ın bekçileri neden Kazdağları'ndan şirketi çıkarmıyorsunuz?" Çepni, iktidarın "yerli ve milli edebiyatı" ile doğal alanları sermayeye peşkeş çektiğini vurguladı.

Kanada Alamos Gold ve yerli iştiraki Doğu Biga Madencilik'in yapmak istediği altın madenine karşı Kirazlı-Balaban mevkiinde başlayan direniş birinci yılında.

İzmir Yaşam Alanları'nın çağrısıyla Konak İskelesi önünde direnişin birinci yılı selamlandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili ve Meclis Çevre Komisyonu üyesi Murat Çepni'nin de katıldığı eylemde, "İzmir yaşam alanları dayanışmadayız" yazılı pankart açıldı, "Ormanlar madencilerin değil sincaplarındır", "Kazdağı'nın üstü altından değerlidir", "TÜMAD Madra'dan defol", "Doğa bize miras değil biz onu torunlarımızdan çaldık", "Ormanlar, nehirler semaya değildir", "Altını bırak üstü kalsın", "Havama, suyuma, dağlarıma dokunma" dövizleri taşındı.

'DİRENENLERE BİRLİKTE SELAM OLSUN' 
Basın metnini okuyan Yalçın Şardağı, tüm saldırılara karşı ekoloji mücadelesi yürütenleri selamladı. Şardağı, "Kültürpark için, kent merkezine dikilmek istenen gayri meşru gökdelenler için, tarihi elektrik fabrikası için, Kemeraltı için tarihimiz, kültürümüz için, Çeşme'de, Yarımada'da sözde 'turizm', gerçekte arazi satışı, rant ve talan projesini teşhir edip durdurmak için direnenlere birlikte selam olsun" dedi.

Şardağı, Kazdağları direnişçilerinin taleplerini yineledi: "Kazdağları'nı kurtarın. Alamos Gold'un Kirazlı'dan tahliye edin ve tahrip edilen alanı rehabilite ederek tekrar yaban hayata kazandırın. Kazdağları'ndaki tüm madencilik projelerinin iptal edin. Kazdağları'nı koruma altına alın."

'SARAY REJİMİ DOĞAYA SAVAŞ AÇAN POLİTİKA YÜRÜTÜYOR' 
Söz alan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, suyuna, havasına, dağına sahip çıkanları selamladı. "Onların ortaya koyduğu mücadele hepimize umut, ışık oluyor" diyen Çepni, AKP/Saray rejiminin 18 yıllık iktidarında doğaya savaş açan bir politika yürüttüğünü kaydetti.

'KÖYLÜLERE SALDIRAN SARAY'IN BEKÇİLERİ NEDEN ŞİRKETİ KAZDAĞILARI'NDAN ÇIKARTMIYORSUNUZ?' 
İktidarın "yerlilik, millilik edebiyatı" ile doğaya saldırdığını kaydeden Çepni, ülkenin doğal güzelliklerini sermayeye peşkeş çektiğini vurguladı. Tüm dünyanın geleceğine sahip çıktıklarını bu nedenle ekolojistlerin mücadelesinin önemine dikkat çeken Çepni, "Kazdağlarında mahkeme durdurma kararı verdi ancak şirket hala orada. Bursa'da, Konya'da, Salihli'de köylüleri darp eden jandarma, Saray bekçileri neden Kazdağlarında değilsiniz, neden o şirketi oradan çıkartmıyorsunuz" diye vurguladı.

Kazdağlarının ülkenin akciğerleri olarak devam etmesi gerektiğinin altını çizen Çepni, şirketin derhal alandan çıkarılmasını, alanın rehabilite edilmesini, direnişçilere verilen cezaların geri çekilmesini istedi.

'KAZDAĞLARI'NDAN YÜKSELEN SES SULAR ALTINDA KALAN HASANKEYF'İN ÇIĞLIĞIDIR'
Söz alan Yüksel Keleş de Kazdağları direnişçilerinin basın metnini okudu. Keleş, direnişin birinci yılında Türkiye'den çıkan tek sesin "Kazdağları yalnız değildir ve her yer Kazdağları'dır" olduğunu söyledi.

Keleş, şu ifadeleri kullandı: "Artvin Cerattepe'den Alakır nehrine, Efemçukuru'ndan, Munzur'dan Amanoa Ormanlarına, Hasankeyf'ten Murat Dağına, Kazdağları'ndan Erzincan'a kadar neredeyse her dağın başında, her dere kenarında bir doğa katliamı ve o katliama direnen, suyunu doğasını koruyan yaşam savunucuları var. Derdimiz büyük ama bir o kadar da ortak. Bunun için Kazdağları direnişi sadece Kazdağları için değildir artık, baskı altında tutulmaya çalışılan tüm ekoloji mücadeleleri için de bir umuttur. Kazdağları'ndan yükselen ses, sular altında bırakılan Hasankeyf'in çığlığıdır."

Eylem, "Altıncı şirket Kazdağların'ı terk et", "Birleşe birleşe kazanacağız", "Suyuma, toprağıma, havama dokunma" sloganları ve alkışlarla sona erdi.