24 Eylül 2024 Salı

BES: Emekten, halktan, barıştan ve ekolojiden yana bütçe istiyoruz

Ankara Akar Otel'de 2022 bütçesine ilişkin basın toplantısı düzenleyen BES, "İçinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, emekten, halktan, barıştan ve ekolojiden yana bir bütçe istiyoruz" dedi.

Büro Emekçileri Sendikası (BES), "Mülakat değil liyakat esas alınsın", "Ek gösterge adaletsizliğine son verilsin", "Vergide ücrette adalet sağlansın" ve "Demokratik Türkiye, halk için bütçe" talepleriyle, Ankara Akar Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında konuşan BES Genel Başkanı Bahadır Berdicioğlu, halkın temel gündeminin iğneden ipliğe her şeye gelen zam olduğunu ifade etti. Enflasyonun her geçen gün arttığını, Eylül ayı itibari ile resmi enflasyonun yıllık yüzde 19,58, 2021'in başından Eylül ayına yani son dokuz aylık resmi enflasyon yüzde 13,04 olduğunu belirten Berdicioğlu, "Bu rakamlar TÜİK'in takla attırarak ortaya çıkardığı resmi enflasyon rakamlarıdır. Her zaman altını çizdiğimiz üzere sokakta, çarşıda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığı bu sanal rakamların çok daha üzerindedir. Nitekim sendikamız BES/AR'ın her ay yaptığı enflasyon araştırma verilerine göre yıllık genel enflasyon yüzde 42,83, yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 74,43 oranında artmıştır. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (EnaGrup) verilerine göre ise yıllık enflasyon son bir yılda yüzde 44,7 artmıştır" diye kaydetti.

İşsizlik ve yoksulluğun artmaya devam ettiğini söyleyen Berdicioğlu, "İş bulma ümidini kaybedenleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları da ekleyerek ulaşılan geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 22'ye, işsiz sayısı ise 7 milyon 855 bine dayanmıştır" dedi.

Buna karşın açlık ve yoksulluk sınırının hızla artmaya devam ettiğine dikkat çeken Berdicioğlu, Türk-İş verilerine göre; açlık sınırının 3 bin 49 TL, yoksulluk sınırının 9 bin 932 TL'ye çıktığını vurguladı.

İşsizlik ve yoksulluğun yaşandığı bir dönemde 2022 yılı bütçesinin halkın, emekçilerin, emek örgütlerinin, meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin görüşleri, talepleri alınmadan hazırlandığını söyleyen Berdicioğlu, "Emekçilerin, halkın bütçe hakkının son kırıntıları da ortadan kaldırılmıştır" diye konuştu.

TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME
AKP iktidarı döneminde kadın emeği sömürüsün arttığınını ifade eden Berdicioğlu, "Pandemi sürecinde en fazla yoksullaşan, istihdamdan koparılan işsiz kalan, daha fazla ücretsiz ev içi emek ve bakım emeği harcamak zorunda bırakılan yine kadınlar olmuştur. Dolayısıyla, tüm kadınların eğitim ve gelir getirici istihdam imkânlarının arttırılarak yoksulluğunun ortadan kaldırılmasına yönelik politikalara yer veren, kadın emeği üzerindeki çifte sömürüyü ortadan kaldırılmaya dönük önemlerle ekonomik anlamda güçlendirilmelerini hedefleyen toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeye olan ihtiyaç çok daha yakıcı hale gelmiştir" dedi.

Bütçede önemli bir payın savaşa ayrıldığını belirten Berdicioğlu, bir diğer önemli payın ise toplumu, özellikle gençleri mevcut rejime uyumlu hale getirme konusunda siyasal iktidar nezdinde gittikçe vazgeçilemez bir ideolojik aygıta dönüşen Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrıldığını vurguladı.

Berdicioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mevcut gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştiren; yıllardır omuzlarımıza yıkılan vergi yükünü daha fazla artıran; pandemiden etkilenen milyonların temel gelir güvencesi talebine yer verilmeyen; bunun yerine bizim cebimizden alıp işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, 'hazine garantisi', faiz olarak aktarmayı, savunma ve güvenlik adı ile savaş harcamalarını artırmayı temel alan bu bütçeyi kabul etmiyoruz.

"İçinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, emekten, halktan, barıştan ve ekolojiden yana bir bütçe istiyoruz."

Berdicioğlu, taleplerini şöyle sıraladı:

🔹Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını,
🔹Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
🔹Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını,
🔹Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini,
🔹Yıllardır 'satış sözleşmeleri' ile oluşan mali kayıplarımızın yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini,
🔹Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, bunun için gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
🔹Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla 'temel gelir güvencesi' verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmasını,
🔹Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,
🔹Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV'nin sıfırlanmasını,
🔹Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını,
🔹İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
🔹Kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin güçlendirilmesini,
🔹Her türlü ek ödemenin emekli aylığına dahil edilmesi ve adil bir ek gösterge sistemi oluşturulmasını, 
🔹Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini istiyoruz.