24 Eylül 2024 Salı

'Asgari ücret insanca yaşamaya yetecek ücret olmalıdır'

DİSK, 1 Aralık'ta görüşmeleri başlayacak asgari ücrete ilişkin İstanbul, İzmir, Eskişehir, Antep ve Ankara eş zamanlı basın açıklamaları yaparak "Asgari ücret insanca yaşamaya yetecek ücret olmalıdır" dedi.

2022 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirleneceği Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde 1 Aralık'ta yapacak.

DİSK, Türk-İş ve Hak-İş'in asgari ücret ile ilgili ortak görüşünü İstanbul'da DİSK Genel Merkezi önünde, İzmir'de İZSU önünde, Eskişehir'de DİSK Bölge Temsilciliğinde, Antep'de DİSK Bölge Temsilciliğinde, Ankara'da DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciği önünde eş zamanlı basın açıklamaları duyurdu.

İSTANBUL
DİSK Genel Merkezi önünde açıklamayı DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Nevzat Karataş okudu. Karataş, "Asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücrettir. Bu yönüyle asgari ücret, insanın yaşaması ve varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan asgari gelir kaynağıdır" dedi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Anayasası'nın girişinde yer alan "işçinin ve ailesinin yalnızca geçimini temin eden ücret, insanca yaşamaya yeterli bir ücret değildir. Hâlbuki işçinin insanca yaşaması için yeterli ücrete sahip olması gerekir" ifadesini hatırlatan Karataş, üç işçi konfederasyonunun 'insan onuruna yaraşır bir asgari ücret' belirlenmesi taleplerini bir araya gelerek ortaklaştırdığını kaydetti. Özellikle sendikasız işçilerin önemli bir bölümünün temel sorunu olan asgari ücretin, belirlenen ve savunulan ilkeler doğrultusunda karara bağlanmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Karataş, "Ücretli çalışanların yarıya yakını asgari ücret ve civarında bir gelir elde etmektedir. Sosyal güvenlik primine esas ortalama kazanç da asgari ücretin biraz üzerindedir. Asgari ücret belirleme çalışmaları sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir. Sadece asgari ücret alanlar değil; asgari geçim indirimi, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, engelli ve yaşlılık aylığı ile bakım yardımı, genel sağlık sigortası, bireysel emeklilik, sosyal güvenlik borçlanması, sosyal güvenlik alt ve üst primlerinin belirlenmesi gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır" ifadelerini kullandı.

Ekonomide özellikle son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağanüstü dalgalanma ve başta gıda ve kira olmak üzere temel mal ve hizmet fiyatlarında görülen artışlar, emeğinden başka hiçbir geliri olmayan ücretli çalışanların satın alma gücünü gerilettiğini belirten Karataş, "Bu nedenle, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücretin, ekonomide yaşanan gelişmeler de dikkate alınarak, insana yakışır bir yaşam düzeyini sağlayacak şekilde tespit edilmesi gereği ortak düşüncemizdir" dedi.

Asgari ücret, emeğe gösterilen saygının bir ölçüsü olduğunun altını çizen Karataş, "Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, gelir dağılımında adaleti ve iyileştirmeyi temel alan, refahın geniş kitlelere yayılmasını amaçlayan bir yaklaşımla tespit edilmesi toplumsal huzur ve iş barışının sağlanması için gereklidir" diye konuştu.

Karataş "Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin ailesiyle birlikte insanca yaşamasını sağlayacak gelirdir. Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil mağdurudur ve 'ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum' gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez" diye belirtti.

Karataş konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

"Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi tüm ülkelerin gerisine düşmüştür. Küresel pazarlar ile rekabet edebilmek adına emek kesiminin talepleri görmezden gelinmemelidir. Türkiye'nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı olmamalıdır.

"Bugün ücretliler üzerinde dayanılmaz boyutlarda vergi yükleri bulunmaktadır. Türkiye'de gelir vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğu ücret geliri elde edenlerdir. Kaldı ki, hem doğrudan gelir ve kazanç üzerinden hem dolaylı olarak mal ve hizmet alımında yapılan zorunlu ihtiyaç harcamalarından dolayı günlük yaşantısının her aşamasında vergiye maruz kalınmaktadır.

"Ücretli çalışanların net ücreti, vergi dilimlerindeki artışlar nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir. Asgari ücret alan işçiler bile yılın son dört ayında eksik ücret almak durumunda kalmaktadır. Asgari ücrette gelir vergisi nedeniyle meydana gelen gerilemenin telafi edilmesi uygulaması, sadece asgari ücretle çalışan bekâr işçiler için geçerlidir. Evli, üç çocuklu ve eşi çalışmayan bir işçi yılbaşında elde ettiği ücret düzeyini yılsonunda alamamaktadır. Bu işçinin yılın toplamı itibariyle kaybı devam etmektedir. Mevcut bu uygulamayla aile korunmamaktadır.

"Ücretli çalışanlar için vergi matrahı farklılaştırılmalıdır. 2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 17,1 katı iken, günümüzde 6,7 katına gerilemiştir. Tüm ücret gelirlerinde, asgari ücrete denk gelen kısmına kadar olan tutarın vergi dışı bırakılması yönünde sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

"İşverenin sosyal güvenlik primi düşürülmüş ve buradan doğan milyarlarca liralık gelir kaybı Hazine tarafından karşılanmaktadır. Ancak işçilerin sosyal güvenlik priminde bir indirim yapılmamıştır. Sosyal devletin koruyucu vasfı öncelikle düşük gelirli olan ücretli çalışanlar için olmalıdır."

Karataş, işçi temsilcilerinin, "insan onuruna yakışır" bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için, Komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri şöyle sıraladı:

🔹Asgari ücretin saptanmasında Anayasa'da yer alan 'geçim şartları' yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir.
🔹Asgari ücret net olarak açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb. kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir. Asgari Geçim İndirimi (AGİ) işçinin medeni durumuna göre ayrıca ilave edilmelidir.
🔹Tüm ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır. Gelir vergisi tarifesi en az yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran da yüzde 10 olmalıdır.
🔹Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık belirlenmelidir. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır.
🔹Asgari ücret, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmeli ve bu özelliği temel alınarak belirlenmelidir.
🔹Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır.
🔹İşverenlere sağlanan sosyal güvenlik prim desteğinin benzeri bir destek işçilere de verilmeli ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp yaratmayacak şekilde işçi SGK prim payı 5 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır.
🔹'Sosyal Devlet' ilkesi gereği 'aile yardımı' çalışmayan eş için uygulamaya konulmalıdır.
🔹Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve asgari ücret teşviki sadece sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için uygulanmalıdır.

İZMİR
DİSK, Türk-İş ve Hak-İş İzmir Bölge Temsilcilikleri Konak'ta yaptığı açıklamada asgari ücrete yönelik ortak basın metni okundu. Basın açıklamasında işçiler, "Saraya değil emekçiye bütçe", "Hükümet istifa", "Birleşen işçiler asla yenilmez" sloganları attı. Açıklamaya; DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Hak-İş Ege Bölge Temsilcisi Gültekin Şimşek ve emekçiler katıldı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı'nın okuduğu ortak basın metninde asgari ücrete ilişkin talepler sıralandı.

Ardından söz alan Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak da "Bir araya gelmek gücümüze güç kattı. Ortak bildiri ile masaya oturmamız hükümet edenlere cevabı verecektir. Ülkemizdeki ekonomik dalgalanmayı asgari ücrette belli noktaya gelmesini, vergi diliminin sabitlenmesini ve asgari ücretin vergi diliminde çıkarılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Hak-İş Ege Bölge Temsilcisi Gültekin Şimşek ise, "Çalışanlarımızın refah düzeyinin artırılması için bugün ortak basın açıklaması yapıyoruz. Hak-İş olarak masada, çözüm odaklı olduğumuzu her zaman yineliyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının değiştirilmesini, daha fazla katılımla daha iyi sonuçların elde edilmesini önemli buluyoruz. Bugün bunun için birlikteyiz" dedi.

ANKARA
DİSK Ankara Temsilciliği önünde yapılan basın açıklamasında, "Geçinmek istiyoruz", "Gelirde vergide adalet" yazılı pankart açıldı. Burada konuşan Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Güngör, geçinemediklerini belirterek, "Satın aldığımız temel tüketim mallarını pahalılaştırarak, İşgücünü ucuzlatarak, ucuz işgücüne ve yüksek döviz kurları yoluyla ihracatı artıracağız modeli insanlarımızı, ülkeyi fakirleştirmekten başka bir sonuç doğurmaz. Ekonomi böyle büyümez" dedi.

Döviz kurlarındaki artış ile birlikte alım güçlerinin çok gerilediğini ifade eden Güngör, "Asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücrettir. Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir" diye konuştu.

Basın açıklaması, "İşçilerin birliği patronları yenecek", "Kurtuluş yok tek başına ya hepimiz yada hiçbirimiz" sloganlarıyla son buldu.