24 Eylül 2024 Salı

Antepli işçilerden 1 Mayıs çağrısı

Kod-29'la işten çıkarıldıkları için mağdur edildiklerini belirten Antep Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçiler, tüm işçileri 1 Mayıs'a çağırdı.

İşçi sınıfının uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'a sayılı günler kaldı. Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Antep'te de çalışma koşullarının ağırlaştığı, temel tüketim mallarına gelen zamların işçilerin belini büktüğü, ücretlerin eridiği, salgına rağmen fabrikalardaki üretimin aralıksız devam ettiği, halkın bir yandan pandemiyle bir yandan ekonomik krizle boğuştuğu bir ortamda 1 Mayıs'a gidiliyor. Son bir yılda hem vaka sayılarındaki artış hem de işçilere yönelik hak gasplarıyla gündeme gelen Antep OSB'de çalışan işçiler bir yandan Kod-29 zulmüne dikkat çekerken diğer yandan ekonomik sorunlar ve geçim derdine vurgu yapıyor.

HEM EKONOMİK KRİZ HEM SALGIN MÜCADELESİ VERİYORUZ
Evrensel'de yer alan habere göre; sendikalı olduğu için Kod-29 ile işten atılan ve iki ay boyunca Yasin Kaplan önünde direnen 16 işçiden biri olan Mehmet Erlale, 1 Mayıs öncesi Antepli işçilerin gündeminde geçim sıkıntısı, Kod-29 ve ücretsiz izin uygulamasının olduğunu söylüyor. Salgın dönemi boyunca OSB'lerdeki işçilerin çalıştığını hem ekonomik krizle hem salgınla savaştığını dile getiren Erlale, "Ancak işverenler kâr üstüne kâr kattı. Bu dönemde pek çok şeye zam geldi, insanların çalışmak ve evine bakmak zorunda. Verilen ücretler kimseye yetmiyor. Çocuklarına ekmek götürmek zorunda olan işçiler krediye yükleniyorlar, sağdan soldan borç alıyorlar" dedi.

KOD-29 TEHDİDİ
Kendisi de Kod-29'la işten çıkarılan Erlale, fabrikalarda yaşanan sorunlara ses çıkaran işçilerin Kod-29 ile tehdit edildiğini aktarıyor. Başpınar işçilerinin en büyük sorunlarından biri haline gelen fazla mesai dayatmasında bile Kod-29'un kullanıldığını dile getiren Erlale şunları söylüyor: "Bir tekstil fabrikasında çalışan arkadaşım fazla mesaiye kalmak istemediğini söyleyince 'O zaman seni Kod-29'la işten çıkarırız' diye tehdit edilmiş. İşveren karşısında konuşamaz duruma getirildik. İstiyoruz ki işçinin emeğine dokunulmasın. Emeğiyle çalışan insanlar, hırsızlıkla, ahlaksızlıkla suçlanmasın." Erlale, işçileri borç batağına sürükleyen ücretsiz iznin de kalkmasını istediklerini vurguladı.

FABRİKALARDA ÖNLEM ALINMIYOR
Bu sorunların işçiler içinde daha fazla gündeme getirilmesi için 1 Mayıs'ın bir fırsat olduğunu belirten Mehmet Erlale, 1 Mayıs yasaklarının da bunun önüne geçmek amacıyla getirildiğini ifade ediyor. Daha önce birkaç kez 1 Mayıs'a katıldığını dile getiren Erlale, "İşçiler özellikle bu sene yaşadıkları haksızlıklara karşı 1 Mayıs'ı daha güçlü şekilde kutlamak istiyor. Pandemiyi gerekçe göstererek yasaklıyorlar. Bu sene Kod-29 kötüye kullanıldığında gelen tepkiyi gördüler. Bu tepkilerin önünü kesmek için yasaklıyorlar" diyor. 1 Mayıs'ta etkinlik yasağı olduğunu ama aynı gün patronların işçileri sıkış tıkış çalıştıracağını ifade eden Erlale, "23, 24, 25 Nisan'da da yasak vardı. Hafta sonları da yasak. Bu yasaklarda hangi fabrikada kapasite en azından yüzde elli düşürüldü? Servislerde kucak kucağa gidiliyor, fabrikaların yemekhanelerinde önlemler alınmıyor" dedi.

Merinos'ta çalışan bir işçi de 1 yıllık süreçte patronlara Kod-29 ve ücretsiz izin sopasının verildiğini söylüyor. Merinos'ta da işçilerin süresiz ücretsiz izne gönderildiğini; fabrikadaki koşulların gittikçe ağırlaştığını ve iş yükünün arttığını söyleyen işçi şunları söylüyor: "İşçiler ekonomik sorunlarla boğuşuyor, işverenler de bunu kullanıyor. Kimin borcu var, kimin kirası var, kim kaç kişiye bakmak zorunda, çok iyi biliyorlar. İşçiler de işsiz kalırım korkusuyla ses çıkaramıyor. Dokumacıların maaşı 2000'lerin başından beri yüzde 60-70 erimiş. Bu insanlar artık günübirlik yaşayan insanlar."

Bu süreçte birlik olmanın önemine dikkat çeken işçi, "Birlik olmazsak durum içi boş bir cevizden öteye gitmez. Ya bir olacağız ya da böyle birer birer sömürülmeye devam edeceğiz" dedi.

İŞÇİ, KORKUSUNDAN İŞÇİ BAYRAMINI KUTLAYAMIYOR
Güven Boya'da çalışan DİSK/Tekstil üyesi Muhittin Demirkol, şu an ekonominin en baskın konu olduğunu söylüyor. Demirkol, "Ücret sorunu salgının bile önüne geçiyor. Fabrikalarda koronaya karşı önlem alınmadan ölümüne çalışılsa bile insanlar sadece geçim derdine düşmüş durumda. Tabii bir yandan da kısıtlamalar getirilirken üretim son hız sürüyor, bu işçiye korona yok mu" dedi.

İşçilerin dağınık olduğunu ve birlik olunmadan bu sorunların aşılamayacağını vurgulayan Demirkol şöyle devam ediyor: "Bizim burada sendikalı işçiler olmasa fabrikada tam kölelik düzenine girilecek. Antep büyük bir organize sanayi bölgesi. Tüm işçiler bilmeli ki birbirimize güvenip birlik olsak başaramayacağımız şey yok."

Demirkol 1 Mayıs'la ilgili de şunları söyledi: "Pek çok işçi, ekmeğinden olma korkusuyla 1 Mayıs'a katılamıyor. Ben 10 yıldır fabrika işçisiyim, daha önce köydeydim. Fabrika ortamına girdikten sonra bu tür şeyleri öğrendim. Bizden önce, yapılan haksızlıklara karşı çıktıkları için işçiler can vermiş. 1 Mayıs, işçilerin birlik, beraberlik içinde olması için, kölelik düzeninin kalkması için mücadeleyi yükselttiği gündür. İşçilerin buna sahip çıkması gerekir."

ALDIĞIMIZ PARA GELDİĞİ GİBİ BİTİYOR
Güven Boya'da sendikal mücadele yürüttüğü için Kod-29 ile işten atılan ve iki aydan fazla süredir fabrika önünde direnen işçilerden Selahattin Konur da işçilerin gündeminin başında ekonomik sıkıntıların geldiğini vurguluyor. İşçilerin mutsuz olduğuna dikkat çeken Konur, bunun sebeplerini hayat pahalılığı, işsizlik, Kod-29 ve patronların zulmü şeklinde açıklıyor. İşçiler içinde 'Bu düzen böyle gelmiş böyle gider' düşüncesinin yaygın olduğunu ifade eden Konur, "İşçileri bu fikre mahkum ettiler. İşçiyi ekmeğiyle tehdit edip kapı orada diyorlar. İşçi de ben işten çıkacağım, çoluk çocuğun rızkını keseceğim, evimin gideri var diye düşünüyor" diyor.

Pandemi sürecinde işçilere "Devamlı çalışın" dendiğini vurgulayan Konur, "İşçi sürekli çalışıyor ama bir yandan da geçim derdi devam ediyor. Yağ 80 lira olmuş. Aldığımız para evin kirasıymış, elektrikmiş, suymuş, çocukların masrafıymış, geldiği gibi gidiyor. Ülkenin başındakiler de insanlara bakmıyor" diyor.

Daha önce hiç 1 Mayıs'a katılamadığını, zamanının çalışarak geçtiğini söyleyen Konur, "Pazar, tatil demeden çalışıyorduk. İznimiz yoktu. Bu kadar fazla çalışmamızın sebebi de geçim sıkıntısı. Pahalılık bu şekilde olduğu sürece insanlar boş vakitlerini de çalışarak geçirmek zorunda" diyor.

KOD-29 KALKSIN
1 Mayıs'ta, 'Kod-29'un kaldırılması' ve 'Çalışma koşullarının iyileştirilmesi' taleplerinin öne çıkarılması gerektiğini dile getiren Konur şöyle devam ediyor: "İşçilerin çalışma koşulları iyileştirilmeli, çocuklarıyla vakit geçirebilmeleri sağlanmalı. Hayatımızı patronların insafına bırakmamalıyız. Ama bu istediklerimiz de kendiliğinden olmaz Bizim beraber olmamız lazım. Bu zulme dur dememiz lazım. Bizim de çocuklarımız büyüyecek ve fabrikalarda çalışacak, onların da bu zulmü görmemesi için mücadele etmemiz lazım. Biz bitirmezsek gittikçe daha kötüye gidecek."

BAŞPINAR OSB'DE İLK 1 MAYIS
Hafta sonu sokağa çıkma yasağından dolayı 1 Mayıs Antep'te 29 Nisan Perşembe günü Kırkayak Parkı'nda kutlanacak. DİSK, KESK ve Türk-İş'e bağlı sendikaların öncülüğünde gerçekleşecek kutlama saat 13.00'te başlayacak. Ayrıca DİSK/Tekstil Sendikası, Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'nde, direnişin sürdüğü Güven Boya fabrikasının önünde saat 11.00'de işçilerle 1 Mayıs'ı kutlayacak. Bu sayede Başpınar OSB'de ilk kez 1 Mayıs kutlanmış olacak.