24 Eylül 2024 Salı

'Annelerin çığlığını duyun adım atın'

Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, kişiye özgü hukuktan vazgeçilerek yetkilileri açlık grevleri konusunda adım atmaya çağırdı.
Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı başlatılan açlık grevlerine ilişkin Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube binasında basın tıoplantısı düzenledi.
 
Basın toplantısında konuşan Mehmet Şirin Görbüz, baskının hat safhaya ulaştığı bir dönemde toplumsal barış ve yaşam hakkını savunmak için HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in ülke barışının önünü açmak için açlık grevine başladığını ve beraberinde hapishanelerde, yurt içinde ve yurt dışında açlık grevlerinin dalga dalga yayılmaya başladığını söyledi.
 
Yetkililerin bu çığlık karşısında susmayı tercih etmesinden dolayı hapishanelerden ölüm haberleri geldiğini belirten Gürbüz, "Hükümet bu çığlığa ses vermek çözüm odaklı yaşlaşmak yerine her zaman olduğu gibi olaylara güvenlik eksenli yaklaşım tarzını benimsedi. Cezaevlerinde ve dışarıda 8 kişinin yaşamı yitirmesi sonucunda hükümet insanlık onurunu ayaklar altına alarak cenazelerin defin işlemlerini engellemek için çaba sarf etti" dedi.
 
'BASKILAR HAD SAFHAYA ULAŞTI, ÖLÜM ORUÇLARI BAŞLADI'
 
Tutsakların eylemleri nedeniyle psikolojik baskıya maruz kaldığına dikkat çeken Gürbüz, konuşmasına şöyle devam etti: "Cezaevlerinde kısıtlı bir şekilde edindiğimiz bilgilere göre bağımsız sağlık ekiplerinin inceleme yapması engellendi cezaevlerindeki açlık grevindekiler için hayati önemdeki ilaçların B1, B12 vitaminlerinin ulaştırılması noktasında ciddi sıkıntılar yaşandığı yansıdı. Aldığımız duyumlara göre cezaevi idareleri ve gardiyanları bazı cezaevlerinde arama bahanesiyle koğuşlara girerek zaten öleceksiniz buradan ancak ölüleriniz çıkar gibi söylemlerle tahrikler yaratarak toplumun sinir uçlarıyla oynamak gibi bir görevi üstlendiklerini görüyoruz. Cezaevlerinde ve dışarıda her geçen gün kritik aşamalar geçilmesine rağmen hem içerde hem dışarda baskılar had safhaya ulaştı ve cezaevlerindeki açlık grevleri ölüm oruçlarına dönüştü."
 
Polisin çocukları açlık grevinde olan annelere yönelik müdahalesine tepki gösteren Gürbüz, "Çocukları cezaevinde olan annelerin cezaevi kapılarında çocuklarının her an hayatlarını kaybedeceği endişesiyle beklemelerine bile tahammül edilemedi. Gebze de bütün kamuoyu önünde annelere yönelik resmi görevlilerin tavrı toplum vicdanında çok ciddi yaralar açtı çocuklarının hayatta kalabilmesi için bir ses olmaya çalışan anneler yerlerde sürüklendi en ufak bir demokratik ve annelik tepkisi çok ciddi baskılarla karşı karşıya kaldı. En son 1 Mayıs günü annelerin 1 Mayıs mitingine girişlerinde beyaz tülbentlerine el koyacak noktaya kadar gelindi. Bir devletin en önemli görevi kendi yurttaşını yaşatma sorumluluğu ne yazık ki yöneticilerin ucuz siyaset anlayışlarıyla yerle bir oldu" şeklinde konuştu.
 
'YAŞAMA SES OLUN ADIM ATIN'
 
Toplum vicdanında açılacak olan onarılmaz yaraların ileriki süreçte insani değerlerden uzak hastalıklı bir toplumun habercisi olacağını söyleyen Gürbüz, "Bizler sivil toplum örgütleri olarak annelerin 'Siz yaşayasınız diye çocuklarımız ölüyor' haykırışını şiar edinerek hiç kimse ölmeden birlikte özgürce yaşayalım diyoruz. Bizler Amed Emek ve Demokrasi Platformu olarak buradan yetkililere acil çağrı yapıyoruz. Bir an önce vakit kaybetmeden adımlar atılarak kişiye özgü hukuktan vazgeçilip evrensel hukuk değerleri ölçüsünde uygulamalara geçin. Cezaevlerinde ve dışarıda bir çığlık olan açlık grevlerindeki talepleri dikkate alıp adım atın ve bir an önce toplum vicdanında onarılmaz yaralar açacak süreci ortadan kaldırın. Annelerin çığlığını bu toplumun vicdanıdır artık ses verin çok geç olmadan yaşama ses olun adım atın" çağrısında bulundu.