GÜNCEL
Aladağ davasında ailelerden 'kader' tepkisi
Süleymancılara ait yurtta çocuklarını kaybeden aileler, davanın 6. duruşmasında yetkililerin "kader" açıklamasına tepki gösterdi: "Kendiliğinden olan bir kaza değil. Kader diyorlar. Herkes çocukların kaderini kendisi yazmış gibi konuşuyor. Adalet de suçluya cezasını versin."
Adana'nın Aladağ ilçesinde, 11'i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 24 öğrencinin de yaralandığı Süleymancılar cemaatine ait kız yurdu yangını ile ilgili davaya bugün devam edildi.
2'si tutuklu 14 sanığın yargılandığı davanın 6. duruşması Kozan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar yurt müdürü Cuma Ali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur, tutuksuz sanıklar Mahir Kılıç, Mahmut Deniz, Mustafa Öztaş, Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mehmet İpek, eski Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş, Davut Gökçeli, Ramazan Arı, Cihan Ünal ve Bayram Aydın ile katliamda çocuklarını yitiren aileler katıldı.
Sosyal Haklar Derneği avukatları, Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ve çeşitli barolardan avukatlar, Eğitim Sen Genel Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan ve Şube yöneticileri, SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel de duruşmaya katıldı.
Evrensel'in haberine göre, olayın iş kazası, çocukların da işçi gibi gösterildiği ve 4 sanığın tahliyesine gerekçe yapılan önceki bilirkişi raporuna yönelik itirazlar üzerine mahkeme heyeti, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması kararı vermişti. İstenen raporun henüz gelmediği belirtildi.
AİLELERDEN KADER AÇIKLAMASINA TEPKİ
Gelen dosyalara dair ifadeleri sorulan aileler, serbest bırakılan sanıkların tutuklanmasını istedi. Teslime Aydoğdu, 4 kişinin neden serbest bırakıldığını sorarak "Kendiliğinden olan bir kaza değil. Herkesin cezasını çekmesini istiyorum. Biz yavrularımızı zorunlu eğitim için teslim ettik. Kader diyorlar. Her saniye ciğerim yanıyor. Adalete sığınıyoruz. Herkes çocukların kaderini kendisi yazmış gibi konuşuyor. Adalet de suçluya cezasını versin" dedi.
Ali Köylü çocuklarının orada işçi olmadığını belirterek, eski raporu kabul etmediklerini söyledi. İl Milli Eğitim Müdürünün "Çocuklarınız YİBO'ya gitseydi de yanacaktı" dediğini aktaran Köylü, "çocukların kaderini onlar mı belirliyor? Onlardan da şikayetçiyim" diye konuştu.
Ailenin avukatlarından Evren İşler, daha önce sanık avukatı olan bir kişinin bugün davayı izlemek için geldiğini belirterek bunun bir cemaat yapısı olduğunun kanıtlarından biri olduğunu söyledi. Ailelere duruşma sonrasında saldırılar olduğunu, delil niteliğindeki yurdun yıkıldığını hatırlatan İşler, tutuksuz sanıkların tutuklanmasını istedi.
KASTEN ÖLDÜRME MADDESİ UYGULANMALI
Adana Baro Başkanı Veli Küçük, dosyada toplanan deliller dikkate alındığında kasten öldürme ya da kasten öldürmenin ihmali davranışla gerçekleşmesi maddelerinin uygulanması gerektiğini belirtti.
Sanık avukatları ise itfaiye ve TEDAŞ'ı sorumlu tuttu.
Yangında çocuğunu kaybeden tutuklu sanık Yurt Müdürü Cuma Ali Genç, ailelerin iftira attığını iddia etti. Önlemlerin alınmamış olmasını olağanlaştırmaya çalışan Genç, "Kapıları kısaydı deniyor. Duman bütün binayı sarmıştı. Maske ya da korunacak bir şey yok. Kurtarma imkanım olsaydı neden müdahale etmeyeyim" dedi. Genç, bölgenin yüzde 80'inin bu imkanlarla eğitimini sürdürdüğünü belirterek, beraatini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi, duruşmayı 7 Eylül'e erteledi.
Duruşma öncesi açıklama yapan Sosyal Haklar Derneği ve aileler, adalet talebini yineledi.
BUNUN ADI CİNAYET
SHD avukatlarından Can Atalay, milletvekili adaylarına seslenerek "Biz buradayız davamızın takipçisiyiz ailelerimiz de burada onlar da davanın takipçisi ama daha çok Türkiye'de kamusal laik eğitim sözünü söyleyenlere sesleniyoruz, oradan değil buradan söylenmesi gerekiyor" dedi.
Adana Baro Başkanı Veli Küçük, olayın basit bir ihmal, basit bir kaza olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi, "bunun adı cinayet" dedi.