22 Eylül 2024 Pazar

'AKP'nin eğitimi dini referanslarla doldurmasına itiraz etmeliyiz'

İzmir Müftülüğü'nün çocuk düşmanı konferansını ETHA'ya değerlendiren Eğitim Sen İzmir 5 No'lu Şube Başkanı Şenay Akyol, iktidarın cemaatlerle işbirliği yaparak eğitimin kamusal niteliğini hızla tasfiye etmeye çalıştığını aktardı.
İzmir Müftülüğü 22 Kasım 2018 tarihinde Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi'nde 'Peygamberimiz ve Gençlik" adlı konferans düzenledi.
 
İlçedeki ortaokullardan 7. ve 8. sınıflardan 30'ar, liselerden ise 40'ar öğrencinin, ikişer öğretmen eşliğinde katılımının istendiği konferansta konuşmacı olan DEU İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü / Mantık Anabilim Dalı Başkanı İbrahim Emiroğlu, "Kızlar âdet olur, âdet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir. 15 yaşındaki kızlar evlenebilir. Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar", "LGBTİ masum gibi gösteriliyor, tedavi olmaları lazım" dedi.
 
Çocuklarının bu etkinliğe zorla götürüldüğünü öğrenen velilere, şikâyet için gittikleri okul yöneticilerinden "bizim ilgimiz yok, toplantıyı müftülük düzenledi" bilgisi verildiği öğrenildi.
 
Etkinliği izleyen bir öğrencinin konferansta aldığı notlar da şöyle:
 
"Kızını dövmeyen dizini döver. Devrimciler hayvani bir hırsla hareket ederler, sadece bir hevestir. Komünizm büyük bir tehlikedir. Gençlerin dinden uzaklaşmasının temel nedeni laikliktir. Ergenlik yaşı düştü. Aileler 14 yaşındaki kızlarına mini etek giydirip dışarı çıkmasına izin veriyor. Bu olaylar yaşanırken yanımızda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenimiz ve müdür yardımcımız da vardı."
 
Konuya ilişkin ETHA'ya konuşan Eğitim Sen İzmir 5 No'lu Şube Başkanı Şenay Akyol, eğitim sisteminin farklılıklara saygı duyan, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin özgür bireyler yetiştirmeyi amaçladığını fakat uygulamada bunun böyle olmadığını ifade etti.
 
KİNDAR NESİL AKP'NİN VAZGEÇİLMEZİ
 
Akyol, "Siyasi iktidar, 4+4+4 eğitim sistemini uygulamaya başladığı günden beri iki amacının olduğunu söylemiştik ve bu sistemin uygulanmaması için alanda, meydanlarda mücadele eden bir sendika olduk. Siyasi iktidar bu sistemle eğitimin kamusal niteliğini yok ederek kindar, dindar bir nesil yetiştirmeyi hedeflemektedir" diye konuştu.
 
Siyasi iktidarın cemaatlerle işbirliği yaparak eğitimin kamusal niteliğini hızla tasfiye etmeye çalıştığını aktaran Akyol; "Eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği ve etkinliği arttırıcı çalışmalara fırsat verildiğini bir kez daha görmekteyiz. MEB, cemaatlerle yaptığı protokoller, anayasanın laiklik ilkesine ve milli eğitim temel kanuna aykırıdır. Ayrıca yeni müfredat ile bilime, sanata, emeğe, sevgiye, paylaşmaya, kadına yer yokken, aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan cinsiyetçi eğitim politikaları sürdürülmeye devam ettirilmektedir. Karma eğitim hakkının kaldırılmaya çalışılması, cinsiyet eşitliğini yok sayan bu tür çalışmalar ile cinsiyetçi ideoloji doğrultusunda nesiller yetiştirme dayatılmaktadır" diye ifade etti.
 
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER ARTIYOR
 
Erken yaşta evliliklerin teşvik edildiğinin altını çizen Akyol, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğunun devletin izniyle evlendirildiğini, son 6 yılda ise 142 bin 298 çocuğun doğum yaptığı bilgisini aktardı.
 
2013 yılının Eylül ayında evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesinin getirildiğini de vurgulayan Akyol, erken yaşta evliliklerin önünün açıldığını ifade etti.
 
Akyol, Anayasa Mahkemesi'nin yasa iptaliyle çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15'ten 12'ye indirilmesinin önünü açtığını ve LGBTİ+ öğrencilerin sorunlarını tartışmak için yapılan birçok çalışmanın, seminerin ve panelin 'dini değerlerin zarar göreceği' gerekçesiyle iptal edildiğini belirtti.
 
EĞİTİMİN DİNİ İÇERİKLE DOLDURULMASINA İTİRAZ EDİLMELİ
 
Akyol sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Tüm bu yasa değişikleri ile beraber, müftüler ve cemaatler yoluyla, eğitimin tüm kademelerde dinselleştirilerek, dini referanslara göre yaşayan bir nesil yetiştirme hedefi vardır. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilerek, toplumsal cinsiyet rollerine uygun bireyler olması ve yetiştirmesi, haklarını bilmemesi ve talep etmemesi, sadece anne rolüyle eşi ve çocukları için hayatı yeniden üretmesini hedefleyen politikalar her yolla verilmeye çalışılmaktadır. Öncelikle velilerin çocuklarını izinsiz hiçbir toplantı veya etkinliğe okulların taşıyamayacağını bilmesi ve bu konuda okullara dilekçe ile başvurması gerekiyor. Demokratik, laik, kamusal, bilimsel ve cins eşitlikçi eğitim hakkı önündeki engellerin kaldırılması için hem biz eğitim sendikalarının hem de velilerin mücadele etmesi gerekmektedir. Biz Eğitim Sen olarak, Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çocukluklarımızın mutlu ve özgür yaşayabilmeleri için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz."