18 Eylül 2024 Çarşamba

'68 ve İbrahim Kaypakkaya Sempozyumu'nun ilk günü sona erdi

"68'in 50. yılında 'Gerçekçi ol, imkansız görüneni iste'" şiarıyla düzenlenen "68 ve İbrahim Kaypakkaya Sempozyumu"nda konuşan Emin Orhan, '68'in Avrupa'da ve dünyada geleneksel olana bir başkaldırıya dönüştüğünü, aynı şekilde Türkiye ve Kürdistan'ın da aynı geleneksel anlayışa başkaldırdığını belirtti.
Yeni Dünya İçin Çağrı, Partizan ve Sosyalist Meclisler Federasyonu, Taksim Hill Otel'de iki günlük "68 ve İbrahim Kaypakkaya Sempozyumu" düzenliyor.
 
"68'in 50. yılında 'Gerçekçi ol, imkansız görüneni iste'" şiarıyla düzenlenen sempozyumun ikinci oturumu ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek'in konuşmasıyla başladı. Çiftyürek, "'68'in iki versiyonu vardır. Birincisi Türkiye versiyonu emperyalizme başkaldırıdır ve revizyonizmle hesaplaşmadır. Kürt versiyonu ise sömürgeciliğe başkaldırı, emperyalizme karşı bir tutum ve otonomizme karşı kuştur" dedi. 68'dekiler ne söyledilerse yaptılar yaptıklarının teorisini de yaptılar. Onların teorisi ve pratikleri arasında ayrım yoktu. Teoriye pratikleri ile alan açtılar" diye kaydetti. Tıpkı Lenin, Che, Mao ve Gandi gibi 68'in geçmişi tekrarlamadığını ve bu nedenle tarihi not düştüklerini söyleyen Çiftyürek, Lenin'in hayatın çelişkisini teoriye uyarladığını söyledi.
 
Çiftyürek'in ardından ESP adına konuşan Emin Orhan, '68 devrimci önderlerini anarak konuşmasına başladı. Orhan, '68'i anlamak için önce tarihsel arka planına bakmak gerekir. Vietnam, Latin Amerika, Güney Asya ve Afrika'da devrimlerin olduğunu, emperyalist kapitalist bunalımın dünyaya hakim olduğunu ve hakların, ezilenlerin bulunalım karşısında arayışa girdiğini ifade etti. '68'in Avrupa'da ve dünyada geleneksel olana bir başkaldırıya dönüştüğünü, aynı şekilde Türkiye ve Kürdistan'da aynı geleneksel anlayışa başkaldırdığını belirten Orhan, bu başkaldırının eski duruma itiraz ama yeni durumu da henüz inşa edememiş bir itiraz olduğunu dile getirdi.
 
CHE'NİN ÇIKIŞI ANLAMLI
 
Che'nin çıkışının bu bakımdan anlamlı bir yerde durduğunu vurgulayan Orhan, "Türkiye'de de benzer bir durum var" dedi. TKP'nin 50 yıllık geleneksel çizgisine '68'in itiraz ettiğini söyleyen Orhan, 68 Türkiye'de emperyalist çelişkilerin en yoğun yaşandığı dönemdi diye kaydetti. Kürdistan'ın sömürgeleştirilmesi bu çelişkilerin yoğunlaşmasının en temel etkeni olduğunu vurgulayan Orhan, öğrenci hareketlerinden, toprak işgallerine kadar köylerden kentlere toplumsal çözülmenin olduğunu, kent ve kırsal arasındaki ekonomik çözülmenin ekonomik çelişkileri derinleştirdiğini dile getirdi. 68'in emekçilerin ve ezilenlerin evrensel bir çözüm arayışı olduğunu söyleyen Orhan, "'68 pek çok alanda kendi yolunu aydınlatan bir hareketti" dedi. TKP'nin 50 yıllık geleneksel olan evrimci görüş açısının, devrimci bir hareket yaratmama anlayışından kopuş olduğunu ifade eden Orhan, "Kaypakkaya'nın Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkının Kemalizm, devlet konusunda esaslı bir kopuş sağladı" diye belirtti. '68 önderlerinin bir stratejisi yoktu' demenin doğru olmayacağını vurgulayan Orhan, "Stratejileri vardı ancak bu tamamlanmamış bir stratejiydi" diye konuştu.
 
Bugünde dünyada evrensel bir bunalımın olduğunu kaydeden Orhan, kapitalizmin varoluş krizi içinde olduğunu ve çelişkilerin devam ettiğini söyledi. Orhan, "İşçi sınıfı, ezilen halklar kendi kurtuluşunu arıyor, şu an devrimci bir durumla karşı karşıyayız. Birleşik devrim perspektifi küresel ve bölgesel devrim perspektifi 21. yüzyılın kopuşunun yoludur. Bunu yaparsak bu kopuşu sıçramaya dönüştürebiliriz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
ÖNDERLERİN ARDILLARI DAHA İYİ SINAV VERDİ
 
Devrimci Parti adına konuşan Çağdaş Balcı, '68 kuşağını ruhunu Kobane'de yaşatan devrimcileri anarak konuşmasına başladı. '68 gençlik hareketinin '71 kopuşuna köken olduğunu söyleyen Balcı, '71 kopuşunun zora dayanarak iktidarı hedeflemek olarak değerlendirdi. Mahir, İbo, Deniz'in TİP revizyonizmini eleştirerek bu kopuşu sağladığını söyleyen Balcı, önderlerin ardıllarının da iyi bir sınav verdiğini vurguladı. Bugün devrimciliğin ayrım noktalarını; kemalizm ile aradaki mesafe, devrimci zor ile kurulan ilişki, Kürt özgürlük mücadelesi ile yakınlık olarak değerlendiren Balcı, Türkiye devrimci hareketindeki örgütlerin tabanı açısından solda birlik düşüncesinin kolay, örgütlerin merkezi bakımından zor olduğunu vurguladı.
 
Partizan adına söz alan Rahime Karvar ise 68'in dünyadaki yankılarına örnekler verdi. Leninizm ve Maoculuğun 68 direnişi ile birlikte bütün dünyaya yayılan bir fikir ve mücadele hattı oluşturduğunu vurguladı. Karvar, Türkiye'de 68'in bir devrim ve perspektif arayışı sonucu çıktığını ve 71'le birlikte bir silahlı mücadele perspektifine büründüğünü belirtti. "Barikat sokağı kapatıyor ama ufukları açıyor" sözünü hatırlatan Karvar, 68 ile birlikte kadın, LGBTİ alanlarında da bir ufuk açıldığını ifade etti. Karvar gerçekçi olmayı birleşik devrimci mücadeleyi doğru bir şekilde ele olmak olduğunu ifade ederek seçimlere dair ittifaktan yana olduklarını belirtti.