24 Eylül 2024 Salı

Yüksekdağ'dan mahkemeye: Bizi FETÖ'cülerle karıştırmayın, biz boyun eğmeyiz

Kobanê davasının 26. duruşmasında söz alan Tuncel, mahkeme heyetinin iktidarı koruduğunu ve DAİŞ'İ savunduğunu kaydetti. Tuncel, iktidarın hiçbir saldırısında moral bozmayacaklarını daha da azimle mücadele edeceklerini söyledi. HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da "Sizin yargıladığını FETÖ’cüler gibi değiliz" dedi. Hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceklerinin altını çizen Yüksekdağ, süre kısıtlamasından derhal vazgeçilmesi ve tüm sanıkların savunma yapma olanağının yaratılmasını istedi.

DAİŞ'ın Kobanê'ye saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen protestolar gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17'si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası'nın 26. duruşmasının ilk oturumu Sincan Hapishanesi kampüsündeki duruşma salonunda görülüyor. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

Sincan Hapishanesinde tutsak siyasetçilerin bir kısmı duruşmada hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan tutuklu siyasetçiler ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
 
TUNCEL: SİVAS'IN HESABI VERİLSEYDİ ROBOSKÎ OLMAYACAKTI
Ardından beyanda bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, 2 Temmuz Sivas katliamına dikkat çekti. Davanın zamanaşımına uğramasının hukuksuz olduğunun altını çizen  Tuncel, "Onların anısına bağlı kalmak da demokrasi mücadelesi vermek demektir. Sivas'ın hesabı verilseydi Roboskî olmayacaktı" dedi.

'SAVCI İKTİDARIN SÖYLEMLERİNE UYGUN SUÇ YARATAN BİR MÜTALAA HAZIRLAR'
Tuncel şöyle devam etti: "Adaletin açığa çıkarılmasını bir kenara bırakalım 6-8 Ekim'de 37 kişinin yaşamlarını kaybetmesinden sorumlu olanlar hala iktidardadır. Ancak siz 'barış içinde olalım' diyen Kürt halkını yargılıyorsunuz. Biz siyasetçilerin de yaşananların açığa çıkarılması konusunda sorumluluğu var ama en çok da iktidarın var. Savcı bey ise bu konuda sorumluluk üstlenmiyor. Savcı Gobbels'in yardımcısıdır. Bu kadar korkunç bir mütalaa hazırlanamaz. Gerçeği açığa çıkarmak değil iktidarı korumak ve DAİŞ'in savunuculuğunu yapma yaklaşımı mütalaada açığa çıkıyor. Savcı nasıl bu kadar bağlamından kopuk ve iktidarın söylemlerine uygun suç yaratan bir mütalaa hazırlar?"

'İŞİNE GELDİĞİNDE ÖCALAN'I ARAÇSALLAŞTIRMAK İSTİYOR'
Gazeteci Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasına tepki gösteren Tuncel, "Sayın Öcalan 2011'den beri ailesi ve avukatlarıyla görüşmüyor. Bunu iktidara hatırlatmak tutuklama gerekçesi oluyor. Bunu söylemeyecek miyiz? Tecrit insanlık suçudur. İşine geldiklerinde Sayın Öcalan'ı araçsallaştırmak istiyor. Oysa Öcalan'ın rolünü Erdoğan dahil herkes biliyor. Masayı neden devirdi? El-Kaide ve DAİŞ ile girdiği ilişkiler nedeniyle süreci sonlandırdı. Bu ülkede bunlar konuşulmadığı sürece demokrasi ve adalet olmaz. Adalet olmadığı için siz bu kumpas davasını yürütüyorsunuz. Tarih Kobanê dosyasını yargılayacak. Tarih direnenleri yazar" ifadelerini kullandı.

AKP'nin kadın ve çocuk düşmanı, toplumu çürüten politikalarını hatırlatan Tuncel, savcının iktidarın suçlarının üstünü korumak için kendilerine iftira attığının altını çizdi. Baskılar karşısında yılmayacaklarını söyleyen Tuncel, tarihsel sorumlulukları gereği mücadeleye daha azimli devam edeceklerini ekledi.

Tuncel, savunma yapmak üzere mahkeme heyetinden ek süre talebinde bulundu.
 
KIŞANAK: DOSYA İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HALE GELDİ
Daha sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Gültan Kışanak söz alarak mütalaa ve verilen ara kararları değerlendirdi. Kışanak, "Başından beri yargıdaki temel gerilim konusu karmaşık hale getirildi. Bizler hakkındaki başka dosyaların birleştirilmesiyle kapsamı büyüdü. Kobanê olayları denilen olaylarla bizim aramızda bağ kurmak için başkaca davaları buraya koymanızla birlikte dosya içinden çıkılmaz bir hale geldi. Hukuku ayaklar altına alarak Saray'ın talimatıyla bizlerle alakası olmayan şiddet olaylarını bizimle buluşturmak için yoğun bir çaba içerisindesiniz. Bu adil yargılanma hakkının baştan ortadan kaldırılmasıdır. Siz bizim suçluluğumuzu kanıtlayamamışsınız ama bizden suçsuz olduğumuzu kanıtlamamızı istiyorsunuz. Böyle bir mütalaa hazırlamak için hukuk insanı olmaya gerek yok. Herhangi bir polise verseydiniz mütalaa olurdu. İddianamede bile olmayan hatta sadece isim benzerliği olduğu için bazı tutanakların bile mütalaaya konulduğunu gördük" dedi.

YÜKSEKDAĞ: SİZLERE SINIRSIZ SUÇ İŞLEME YETKİSİ VERİLDİ
Mahkeme heyetinin en kısa zamanda ceza vererek davayı kapatmak istediğini ifade eden HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bu davayı sonuçlandırmak istiyorsunuz. İddianame yangından mal kaçırılarak gelen süreç, siyasetçilerin sorgularının yapılmaması ile devam etti. Sorgu verme hakkımızı elimizden aldınız. Bizim karşımıza 5 milyon sayfalık dosya çıkarırsanız biz de 5 gün isteme hakkına sahibiz. Üçüncü kritik suçu işlemek üzeresiniz. Mütalaa sonrası savunma için zemin ve koşulları yaratmamak ve savunma hakkını gasp etmek suçunu işleyeceksiniz. Yapmayın diyoruz ama yapacaksınız çünkü siyasi iktidar tarafından sizlere sınırsız suç işleme yetkisi verildi" dedi.

'SİZİN SUÇUNUZA ORTAK OLMAYIZ'
Mütalaanın 5 bin 500 sayfanın üzerinde olduğunu hatırlatan Yüksekdağ, "Ben rehin aldığınız bir siyasetçiyim. Okumaya fırsat bile bulamadım. Biz sizin yargıladığınız FETÖ'cüler gibi değiliz. Bize bunu dayatamazsınız, yutturamazsınız. 6 ayda bir FETÖ davası sonuçlandırabilirsiniz ama bize aynı sistemi uygulayamazsınız. Davamızı kapatmak ve görevi tamamlamak istiyorsanız nafile. Suç işleyerek duruşmayı hızlandırabilirsiniz ama biz sizin suçunuza ortak olmayız. Bu mütalaanın incelenebilmesi ve yanıt verilebilmesi için makul bir süreye ihtiyaç var" diye aktardı.

'BOYUN EĞDİREMEZSİNİZ'
Aralıksız devam etmesi beklenen duruşma periyotlarının "insani olmadığını" ifade eden Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Nasıl olsa asa sizin elinizde değil mi? Böyle bir dayatma ile bize boyun eğdiremezsiniz. O yüzden aklın vicdanın yoluna saparak, vazgeçmek gerekiyor. Kesintisiz duruşma kararına söz verilmeli. Süre kısıtlaması kararından vazgeçilmeli. Bütün sanıkların savunma yapabilme olanakları yaratılmalı."

'MÜTALAAYI İADE EDİN'
Ardından tutuksuz yargılanan HDP eski Milletvekili Emine Beyza Üstün söz aldı. Mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre verilmesi talebinde bulunan Üstün, "Basit bir paragrafı bile yazarken sadece gerçekleri ifade ederiz. Mütalaa baştan sona yalanla dolu. Bizlerin bunun karşılığında doğru bildiğimiz yöntemlerle çalışmalarımızı tamamlamamız gerekiyor. Bu mütalaayı iade edin.
 
Siyasetçilerin beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi.