24 Eylül 2024 Salı

Yücel Yıldırım yazdı | Afrika'da darbeler ve emperyalist rekabet

Batı Afrika ülkeleri cuntalarının, Fransız ve Batı emperyalizme karşı çıkmalarında, bu emperyalizme bağımlılığın getirdiği yoksulluk, gerici yönetimler, sonuçta gerici iç çatışmalarla belirlenen "güvenlik" kaosuna karşı, halkın tepkisinin rolü de etkili. Bu tepki özellikle Burkino Faso'da Eylül 2022'nin son üç gününde büyük çaplı halk eylemleriyle kendisini gösterdi. Halk eylemlerinde kitleler antiemperyalist sloganları da yükselttiler.

Batı Afrika Sahra Altı Sahel ülkeleri Gine, Mali, Burkino Faso ve Nijer'de son üç yılda peşpeşe askeri darbeler gerçekleşti. Bu ülkeler birkaç boyutuyla ortak özelliklere sahip. Birincisi uranyum, altın, manganez başta gelmek üzere zengin maden rezervlerine sahipler.

İkincisi, eski sömürgecileri Fransa'nın enerji, maden ve bankacılık tekelleri bu ülkelerin ekonomik mali egemenleri. Ayrıca ortak para birimi CFA'ya sahipler ve bu ülkeler para rezervlerinin yüzde 50'sini Fransız hazinesinde tutmak zorundalar. Zengin maden rezervlerine ve ülkelerin çoğunluğunun verimli tarım topraklarına rağmen ekonomik olarak geri kalmışlar. Halkın çoğunluğu yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Ayrıca Fransa ve ABD'nin askeri güçleri bu ülkelerde üslenmiş durumda.

Üçüncüsü, bu ülkelerin çoğunluğu El Kaide ve türevi cihatçı örgütlerin yoğun silahlı eylemlerine sahne oluyor. Başta Fransa olmak üzere, Fransa ve ABD emperyalizmi bu bahaneyle de askeri birlikler bulunduruyor. Almanya da Nijer'deki 100 askerle bu emperyalist askeri üslenme kervanına katıldı.

Fakat Mali ve Nijer cuntaları Fransız emperyalizminin askeri birliklerinin ülkelerini terk etmelerini istemekle saflarını Rusya ve Çin'den yana belirlediler. Özellikle, Nijer cuntası uranyumun Fransa'ya ihracını da engelleyerek tavrını daha ileri götürdü. Fransa ve ABD'ye bağlı eski devlet başkanı Muhammed Bazum'a karşı cuntayı destekleyen göstericiler, Rusya bayraklarını taşıyarak Batı emperyalizmine karşı Rusya'ya sempatilerini dile getirdiler.

Nijerya devlet başkanının liderlik ettiği Batı Afrika ülkeleri ekonomik örgütü (ECOW) ile Cezayir yönetimi askeri müdahaleye karşı çıkacaklarını ilan ettiler. Nijerya devlet başkanının, askeri müdahale kararını aldırmak için başvurduğu senatosu da askeri müdahaleye hayır oyu verdi. Fransa ve ABD, Nijerya ordusu vasıtasıyla askeri harekat planlıyordu, senatonun hayır oyu vermesi Batılı emperyalistlerin burjuvaziler nezdinde de nüfuz kaybettiğini gösteriyor.

Cuntaların liderleri bu tavırlarıyla ve Rusya'nın 27-28 Temmuz tarihinde Petersburg'da düzenlediği 2. Rusya-Afrika Zirvesi ve Ekonomik ve İnsani Forum'a katılarak Rusya yanlısı eğilime daha fazla girdiler. Batı Afrika ülkeleri cuntalarının, Fransız ve Batı emperyalizme karşı çıkmalarında, emperyalizme bağımlılığın getirdiği yoksulluk, gerici yönetimler, sonuçta gerici iç çatışmalarla belirlenen "güvenlik" kaosuna karşı, halkın tepkisinin rolü de etkili. Bu tepki özellikle Burkino Faso'da Eylül 2022'nin son üç gününde büyük çaplı halk eylemleriyle kendisini gösterdi. Halk kitleleri bu eylemlerde antiemperyalist sloganları da yükselttiler.

Cuntalar halkın Batı emperyalizmine karşı tepkisini diğer bir emperyalist ittifak olan Rusya ve Çin'le işbirliğine yönelerek kendi arkalarına bağlamaya ve aynı zamanda etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar. Bu yolla burjuvazinin ekonomik, siyasi krizinin ve güvenlik kaosunun üstesinden gelmeyi hesaplıyorlar.

Rusya düzenlediği Afrika Forumu'nda 23 milyar dolarlık -büyük çoğunluğu silah satışıyla oluşan-borcu silerek ve tahıl hibesi sözü vererek Afrika ülkeleri yönetimlerini ve bu cuntaları yanına çekmeye çalışıyor. Bir nevi Ukrayna savaşının rövanşını ABD ve Fransa'dan Afrika hamlesiyle alıyor. Muhtemelen söz konusu cuntalara olası askeri müdahale kararlarını BM'de veto ederek de aynı tavrını yansıtacak. Rusya'nın son yıllardaki Afrika ülkelerine silah satışı, ABD, Çin ve Fransa'nın satış toplamından daha fazla. Ayrıca çok sayıda Afrika ülkesi, ABD'nin Rusya'ya uyguladığı ambargoya da katılmamışlardı.

Cuntaların gerçekleştiği Sahel ülkelerinde, cihatçı örgütlerin şiddet eylemleri çok yaygın ve Mali ile Burkino Faso'da neredeyse ülke topraklarının yarısına yakınında çok etkili de. Fransız emperyalizminin Barkhane operasyonu adını verdiği askeri saldırılarının başarısızlığı da orduyu hoşnutsuz kılmış durumda. Aynı zamanda cihatçıların saldırılarına tepki duyan halkın yöneticilere karşı hoşnutsuzluğu, öfke ve eylemlerin büyümesinde bir diğer etken oldu.

Rusya emperyalizmi aynı zamanda Suriye örneğinde cihatçıları yenilgiye uğratan güç olarak bu bakımdan da halkın sempatisini arkalayabiliyor ve cuntacıları kendilerine doğru çekebiliyor. Nitekim Nijer'de Batılı emperyalistlerin yanı sıra Rusya'nın Wagner grubunun askerleri de üslenmiş durumda. Progojin siyasete de soyunabiliyor, cuntaları desteklerken Batı'nın emperyalist sömürgeciliğine karşı demeçler vererek Rus emperyalizminin destek kitlesini artırmaya çalışıyor.
Sahel ülkelerinde halk hareketleri var. Bazı ülkelerde burjuva kliklerin ve İslamcı partilerin arkasına bağlanırken, Burkino Faso'da bağımsız halk hareketi biçiminde yükseliş göstermiş durumda. Devrimci Komünist Partisi ve Demokratik Değişim Cephesi gösterilerde önemli rol oynamıştı. Mali'de ise İslamcı yasal partiler daha etkili olmuştu.

Ayrıca vurgulamak gerekir ki Çin'in ekonomik etkinliğinin diğer çok sayıda Afrika ülkesinde Çin emperyalizminin neredeyse mali-ekonomik hakimiyetine (kıtada toplam 400 milyar dolara yaklaşan sermaye yatırımı) yol açmış olması, cuntacıların Rusya taraftarlığına eğilim göstermesinde dikkate aldıkları diğer bir etken.

Sahel ülkelerindeki cuntacıların bu eğilimi, Rusya'nın Afrika zirvesiyle ABD ve AB emperyalizminin Ukrayna'daki yıpratma savaşına cevap vermesi, şimdilik emperyalist paylaşım rekabetinin sürece hakim olduğunu gösteriyor. Fakat halk hareketleri ve bu hareketlerdeki demokratik ve antiemperyalist eğilimin varlığı, bağımsız halk hareketlerinin gelişme olasılığını güçlendiriyor. Emperyalist iki güç odağının paylaşım rekabetine karşı bu ülkelerde halk hareketleri ve proletaryanın devrimci mücadeleleri ve örgütlerini desteklemek enternasyonalist komünist ve devrimci güçlerin görevidir.