1 Ekim 2024 Salı

Tutsak yakınları: Ne yaparlarsa yapsınlar direneceğiz

İstanbul Adliyesi önünde her perşembe adalet nöbeti eylemi gerçekleştiren tutsak yakınları 26 Mayıs günü gerçekleştirdikleri eyleme yönelik polis saldırısına ilişkin açıklama yaptı. Gözaltına alınırken, gözaltı aracı ve hastanede yaşadıkları işkenceyi anlatan tutsak yakınları, "Ne yaparlarsa yapsınlar direneceğiz. Onların önünde boyun eğmeyeceğiz" dedi.

Hasta ve infazları yakılan tutsaklar için her perşembe Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde adalet nöbeti eylemi yapan tutsak yakınları, yaşadıkları işkenceye ilişkin açıklama yaptı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısına işkenceyle gözaltına alınan tutsak yakınları Kumri Akgül, Fince Akman, ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanları Esra Erin Bilen ve Gürkan İstekli, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukat Davut Aslan ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona ise "İşkence insanlık suçudur" pankartı asıldı.

Toplantıda basın metnini ÖHD üyesi avukat Şehriban Kara okudu.

KARA: KELEPÇEYİ TORNAVİDAYLA AÇTILAR
Hasta tutsakların tedavi edilmeyerek ölüme terk edildiğini anlatan Kara, hapishanelerde tutsakların yaşamlarını kaybetmeye varacak ihlaller yaşandığını söyledi. İstanbul Adliyesi önündeki eylemlerin Kağıthane, Bakırköy Adliyesi önündeki eylemlerin Bakırköy kaymakamlığı tarafından yasaklandığını hatırlatan Kara, 26 Mayıs günü İstanbul Adliyesi'nde ailelere yönelik polis saldırısını hatırlattı. Adliye meydanına gelen ailelerin etrafının polis tarafından sarıldığını, bir karara varmak üzere adliye yakınında bir kafeye oturan ailelere burada polis saldırısı yaşandığını hatırlatan Kara, tutsak yakınlarının işkenceyle gözaltına alındığını belirtti.

Gözaltına alınan tutsak annesi Songül İlker'in gözaltı aracının merdivenlerine doğru itildiğini, kafasının merdivenlere çarpıldığını, ardından arabanın içine fırlatılarak kafasının koltuğa çarpıldığını anlatan Kara, "Yine Fince Akman üzerine üç kişi oturmak suretiyle ayrıca darp edilerek işkenceye maruz kalmıştır. Fince'nin eline takılan plastik kelepçe o derece sıkılmıştır ki kolluk açmak için tornavida kullanmak zorunda kalmıştır. Fince Akman bu işlemler esnasında baygınlık geçirmiştir. Kumri Akgül, astım hastası olmasına ve bu durumu bildirmesine rağmen başına bastırılarak gözaltına alınmış, ilaçlarını alabilmesi için su verilmemiştir. Gözaltı aşamasının her anında kolluğun işkenceye varan sözlü ve fiziki eylemleri devam etmiştir" sözleriyle yaşananları anlattı.

'GÖREVLERİNDEN ALINMALILAR'
Kameralar önünde yaşanan işkencenin nedeninin cezasızlık politikası olduğunu vurgulayan Kaya, "İşkencenin mutlak bir yasak olduğunu ve bu suçun zamanaşımına tabi olmadığını buradan bir kez daha hatırlatıyoruz. Türkiye'de neredeyse idari pratik haline gelen işkence suçunun işlenmesine derhal son verilmeli, bu suçun işlenmesine iştirak eden görevliler görevlerinden alınmalı ve işlemiş oldukları fiiller nedeniyle haklarında etkili bir soruşturma ve yargılama süreci yürütülmelidir" dedi.

AKMAN: BASTONLA BİLE OLSA YİNE GİDECEĞİM
Polisin işkenceli saldırısına uğrayan tutsak yakını Fince Akman, gözaltı aracına zorla bindirildiğini, tülbentinin ağzına bağlanarak boğulmak istendiğini aktardı. Akman yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bize işkence uyguladılar, düşmemek için elimi arabanın bir ucuna attım, polis elime vurdu. Daha sonra başka bir polis de, 'Sen vuramıyorsun bırak ben vururum' dedi. Bir polis diziyle karnımın üzerine bastı, sonra dört polis üstüme toplandı. Polis bana 'devletin gücünü gördünüz mü' dedi. Ne yaparlarsa yapsınlar direneceğim. Bastonla bile olsa yine gideceğim. Bize, gülerek, 'devlet güçlüdür devleti yenemezsiniz' dediler. Onlar silahlarıyla, tanklarıyla, toplarıyla gelseler yine de bizi yenemezler. Bizim cesaretimiz yeter. Onların önünde boyun eğmeyeceğiz."

POLİSLER TEHDİT ETTİ
Hastanede doktor muayenesi öncesi polisler tarafından yapılan işkenceyi anlatmamaları yönünde tehdit edildiklerini söyleyen Akman, "Arabadan iner inmez Çağlayan Adliyesi önünde Adalet Nöbeti tuttuğumuzu bağırarak söyledim. Bizi çeken halkı da polisler tehdit etti" şeklinde anlattı.

AKGÜL: ÇİÇEKA KURDİSTAN DEYİNCE BENİ DÖVMEYE ÇALIŞTILAR
Gözaltına alınan Kumri Akgül de, elinin kırık olduğunu söylemesine rağmen zorla kelepçe takıldığını, gözaltı aracında 26 sivil polisin kendilerine işkence yaptığını anlattı. Akgül, "Hepsi 20 yaşın altındaydı. Onlara 'utanmıyor musunuz dedim, bana 'sus bu ülkeyi terk et' dediler. 'Benim bu ülkeyi terk etmeye niyetim yok' dedim. Su istedim vermediler, çok işkenceye maruz kaldık dört anne olarak" dedi. Akgül, polisin, kızı Jiyan'ın isminin anlamını sorduğunu, "Jiyan çiçeka Kurdistan'dır" yanıtını verince şiddete maruz kaldığını söyledi.

HAKARET, KÜFÜR, İŞKENCE, DARP…
Hangi hastaneye götürüldüklerinin kendilerine söylenmediğini aktaran Akgül, altı saat arabanın içinde bekletildiklerini, doktor muayenesi esnasında polislerin zorla odaya girmeye çalıştığını, karakolda bekletildikleri iki saat süresince avukatlarını aramalarına izin verilmediğini belirtti. Akgül şöyle konuştu: "Çok hakaret ettiler bize. Hastaneden getirilirken de işkenceye maruz kaldık. Bunu kabul etmiyoruz, ne gerekirse yapacağız. Onlara, 'haftaya da Çağlayan'dayım' dedim."

EFE: TİHV OLARAK TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Söz alan TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, en haklı ve meşru mücadelenin annelerin mücadelesi olduğunun altını çizdi. İşkencenin suç olduğunu hatırlatan Efe, annelerin yanında olduklarını söyledi. Efe, annelerin maruz kaldığı işkencenin takipçisi olacaklarını vurguladı.

ÇELİK: MÜCADELELERİNİN YANINDA OLACAĞIZ
MATUHAY-DER Eşbaşkanı Esin Çelik de hapishanelerden art arda cenazeler çıktığını ve bunların doğal ölümler olmadığını söyledi. Adalet nöbetindeki tutsak yakınlarıyla muhatap olmak yerine işkence yapıldığını kaydeden Çelik, muhatap bulana kadar annelerin nöbete devam edeceğini, neye maruz kalırlarsa kalsınlar asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Çelik, "Biz de haklı oldukları bu mücadelede yanlarında olacağımızı belirtiyoruz" diye konuştu.

ERSOY: BİR ADIM GERİ ATMAYACAĞIZ
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da, annelere yönelik saldırıyı "Bu faşizmdir" diye tanımladı. Ersoy, "Bu muameleyi annelere müstahak görenler bu dönemin biteceğini de bilsinler. Faşizme karşı direniş bu ülke topraklarında asıldır. Ne anneler yalnızdır ne de cezaevlerindeki mahpuslar. Bizim de mücadelemiz faşizme karşı hakikat mücadelesidir, bir adım bile geri adım atmayacağız" dedi.

ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanları Esra Erin Bilen ise tutsak yakınlara yönelik polis işkencesine karşı yürütülecek hukuki mücadelenin takipçisi olacaklarının altını çizdi.