21 Eylül 2024 Cumartesi

'Tosun'un gözaltında kaybedilmesini hükümet kabul etti'

Cumartesi Anneleri, 708. haftasında Fehmi Tosun'un ve Hüseyin Aydemir'in akibetini sordu. Açıklamada hükümetin Tosun'u kaybettiğini kabul ettiğini belirtildi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'ndaki 708. buluşmasını polisin engellenmesi üzerine İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi. Bu hafta 1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in akıbeti soruldu. Açıklamaya HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Ali Kenanoğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ESP MYK Üyesi Şahin Tümüklü ve ESP İstanbul İl Başkanı Pınar Türk de katıldı.
 
Basın metnini okuyan kayıp yakını Maside Ocak, Anayasa'nın 34. maddesi barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına aldığını hatırlattı, ama kendilerinin dokuz haftadır engellediğine dikkat çekti. Ocak, "19 Ekim 1995 sabahı 35 yaşındaki Fehmi Tosun ve arkadaşı 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin İstanbul/Avcılar'daki evinden çıktıktan sonra Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafindan 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına 'Gözaltına alındım, beni öldürecekler!' diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu" dedi.
 
Hemen Avcılar Karakolu'na Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun'un gittiğini ve olanları anlattığını söyleyen Ocak, "Hanım Tosun aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan görevliler 'Bizim yapacağımız bir şey yok' dedi. Aileleri tüm yasal yollara başvurdu ama Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Onlardan bir daha haber alınamadı" şeklinde konuştu.
 
HÜKÜMET TOSUN'U KAYBETTIĞİNİ KABUL ETTİ
 
Ocak, Tosun ailesinin iç hukuktan sonuç alınamayınca davayı AİHM'e taşındığını aktaran Ocak, "2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AIHM'e verdiği savunmada 'Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini Oluşturduğu kabul edilmektedir.' dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti" ifadelerini kullandı.
 
Bugüne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadığına dikkat çeken Ocak, zamanaşımından takipsizlik kararı verilerek dosyaların kapatıldığını vurguladı. Bunun üzerine Tosun dosyasının Anayasa Mahkemesi'ne taşındığını söyleyen Ocak, Tosun ve Aydemir dosyalarında adaletin sağlanması için yargı makamlarını göreve çağırdı.
 
Ocak, sözlerini kayıplarımızı aramaktan ve Galatasaray'dan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak sonlandırdı.
 
SUÇLARI VARSA YARGILANSALARDI
 
Ocak'ın ardından söz alan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, "Bizi bu sokağa mahkum edenleri ve Galatasaray'ı yasaklayanları burada kınıyorum" diyerek Galatasaray'ın yasaklanmasına tepki gösterdi, "Cumartesi Annelerinden neden korkuyorsunuz? Biz yıllardır Galatasaray'da kayıplarımızı arıyoruz. Kimseye zarar vermedik. 23 seneden sonra bizi o meydanı neden yasakladınız. Hukuktan bahsedenler bu meydana baksınlar. Biz haklıyız. Onlar hukuksuzca o meydanı yasakladılar. Kayıplarımız aramaktan vazgeçmeyecegiz. Bu ülkede hukuktan bahsediyorlarsa kayıplara baksınlar. Kayıplarımız hiç bir şey yapmadan, gözaltında kaybettiler. Bu insanlar zaten siyasetle uğraştığı için kaybedildi. Neden yargısız infaz yaptılar. Eğer suçu varsa yargılansaydılar. Biz kayıplarımızın akıbetini yetkililerden soruyoruz. İnfazı veren kişilerden hesap soruyoruz. Biz kayıplardan da Galasaraydan'da vazgeçmiyoruz. Biz haklı meydanlarda olmaya devam edeceğiz" dedi.
 
BİZİM ÖFKEMİZ ADALETSİZLİĞE
 
Gözaltında kaybedilen Özgür Gündem çalışanı Ferhat Tepe'nin kardeşi Ayşe Tepe ise şunları söyledi: "700. haftadan itibaren Galatasaray bize yasaklandı. Daha geçen hafta AİHM barışçıl gösterilerin yasaklanamayacağını açıkladı. Ama bunlar kendi anayasalarina bile saygı duymuyorlar, Galatasaray'da olmamız engellenemez, hukuk evrenseldir. İç hukuk yollarını tükettik, AİHM'e gittik, Anayasa mahkemesine gittik. Biz hiçbir zaman haklı davamızdan vaz geçmedik. Burada bile küçücük bir çembere hapsetmeye çalışıyorlar. Biraz vicdanınız sızlasın. Bu hükümet yetkililerin çözmesi gereken bir şey, bizim öfkemiz adaletsizliğe, hukuksuzluğa."