24 Eylül 2024 Salı

TOHAV raporu: Urfa'da gözaltındakilere her türlü işkence yapıldı

Urfa'da 18 Mayıs'ın ardından gözaltına alınan halka, her türlü işkence yapıldı. Cinsel organlarına elektrik verildi, başlarına çuval geçirildi, saatlerce dövüldüler. Tecavüz ile tehdit edildiler. İşkenceler Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı'ndan avukatların Urfa TEM'de gözaltındaki kişilerde görüştüğü sırada da devam etti. Hatta, heyetin görüştüğü bir kişi, görüşmeye gelmeden yarım saat önce işkence gördüğünü anlattı.
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) 18 Mayıs'tan bu yana Urfa'da yaşanan gözaltı ve işkenceleri ilişkin bir rapor hazırladı.
 
18 Mayıs'ta saat 02.00 sıralarında Halfeti ilçesine bağlı Dergili Mahallesi'nde çıkan çatışmanın ardından en az 58 kişi gözaltına alındı.
 
Vakıf avukatlarından oluşan bir heyet 25-26 Mayıs günlerinde Urfa Barosu Başkanlığı, Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği Urfa Şubesi, Urfa Terörle Mücadele Emniyet Müdürlüğünde gözaltında tutulanların bir kısmı, gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılanlardan bazıları ve görgü tanıkları ile görüştü.
 
Urfa Barosu ile yapılan görüşmelerde, avukatlar, gözaltındaki müvekkilleri ile görüşmelerinin engellendiğini belirtti. Avukatlar, "çok ciddi işkence bulguları tespit ettiklerini ancak bu bilgileri ilettikleri ilgili makamların gerekeni yapmadığını" belirtti. 
 
İHD yöneticileri de işkence ve kötü muamelenin ciddi boyutlarda olduğunu vurguladı.
 
Soruşturma dosyasında müdafilik yapan avukatların izlenimleri de raporda yer aldı. Avukatlar, 24 saatlik avukat görüş kısıtlaması kalktıktan sonra görüştükleri müvekkillerinin vücutlarında işkence izlerine tanık olduklarını belirtti.
 
CİNSEL İŞKENCE YAPILDI
 
Müvekkillerinin işkence altında ifadelerinin alındığı belirtilen raporda, avukatların anlatımları şu şekilde yer aldı:
"Müvekkillerinin kendilerine; ellerinin arkadan kelepçelenerek yere yüzüstü yatırıldıklarını ve bu şekilde saatlerce bekletildiklerini, bu esnada uzun bir süre tekme ve tokat ile ayrıca darp edildiklerini, silah kabzasıyla defalarca kendilerine vurulduğunu, emniyete götürüldükten sonra da işkencenin devam ettiğini, başlarına çuval geçirildiğini ifade ettiğini anlatmışlardır.
 
Avukatlar, gözaltındaki bir kısım müvekkillerinin vücutlarına ve cinsel organlarına cihazla elektrik verildiğini beyan ettiğini, beyanı doğrular şekilde yanık izlerinin kendileri tarafından da tespit edildiğini ifade etmişleridir.
 
Gözaltında bulunan kişilerin psikolojik şiddete ve hakarete uğradıklarını ve can güvenliklerinin bulunmadığını vurgulamışlardır. Müvekkillerinin uğradıkları şiddeti sorgu hakimliğinde ifade etmek isteseler de bunu ancak bir daha TEM?e geri götürülmeme koşulu ile ifade edebileceklerini, aksi halde emniyete geri götürüldüklerinde daha ağır işkenceye maruz kalacaklarından korktuklarını beyan ettiklerini aktarmışlardır."
 
Avukatlar, kendilerinin de risk altında olduğunu, gözaltına alınmakla tehdit edildiklerini belirtti. 
 
Görüşmede tanıklar güvenlik kaygısı nedeniyle isimlerini vermedi. Rapora göre, yakınının gözaltına alınmasına şahit olan 15 yaşındaki bir çocuk, gözaltına alınan yakını ile Kürtçe konuştuğu için polis tarafından tekmelenerek darp edildiğini anlattı. 
 
Raporda bir başka tanığın ifadesi ise şöyle yer aldı: 
"Ayırım gözetilmeksizin kolluk tarafından yakalaması yapılan herkesin ters kelepçe yapılarak yere yatırıldığını, saatlerce dışarıda yerde bekletildiğini paylaşmıştır. Yakalama işlemine tanık olan ve görüşülen başka bir kişi, gözaltı esnasında kolluk görevlilerince şahıslara ağır hakaretlerde bulunulduğunu, yerde arkadan kelepçelenerek yüz üstü yatırıldıklarını, uzun bir süre bu şekilde tutulduklarını, bu esnada kolluk görevlileri tarafından yerde yatar vaziyette olan şahıslara ağır şiddet uyguladığına doğrudan şahit olduğunu, işkencenin saatlerce sürdüğünü beyan etmiştir."
 
Serbest bırakılanlar da gördükleri işkenceyi heyete şöyle anlattı:
"Kişilerin ağır işkenceye maruz kaldıkları, gözaltı esnasında elleri arkadan bağlanıp, yüzüstü yere yatırılarak saatlerce bekletildikleri ve defalarca tekmelendikleri, silah kabzaları ile kendilerine vurulduğu, emniyette de defalarca darp edildikleri, vücutlarına elektrik verildiği, hakarete uğradıkları ve tehdit edildikleri, sağlık raporu için götürüldükleri hastanede hekim-hasta mahremiyetinin sağlanmadığı ve polis refakatinde muayene yapıldığını, işkence izlerinin sağlık raporuna yazılmadığını, serbest kaldıktan sonra da sağlık raporu almak için ildeki hastanelere gittiklerinde doktorların rapor vermekten çekindiklerini, bu nedenle başka illere gidip sağlık raporu almak zorunda kaldıklarını tarafımıza iletmişlerdir."
 
HEYET GÖRÜŞMESİNDEN YARIM SAAT ÖNCE İŞKENCE GÖRÜYORDU
 
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı'nın avukatları gözaltında tutulan 5 kişi ile görüştü. 25 Mayıs'ta Urfa Emniyet Müdürlüğü'ne giden heyet, 1 saat 10 dakika bekletildikten sonra görüşmeyi gerçekleştirebildi. Görüşme yapılan odanın bir duvarının cam olduğunu ve polisin görebileceği bir açıda yer aldığı, odanın içinin koridorda bulunan bir kamera tarafından açıkça görebildiği belirtildi.
 
İlk görüşme yapılan kişi, heyet ile görüşmesinden yarım saat kadar önce dahi, dayak işkencesine maruz kaldığını anlattı. İfade vermeye zorlandığını anlatan mağdur, elleri ters kelepçelenerek yüz üstü yatırıldığını, sırtına basıldığını, hakarete uğradığını ve tehdit edildiğini ifade etti. Heyetin raporunda, "Kişinin burun kısmında şişlik ve kızarıklık olduğu heyetimizce gözlemlenmiştir" denildi.
 
65 yaşında duymakta ve kendini ifade etmekte güçlük çeken bir erkeğe ilişkin şu bilgiler yer aldı: "Şahsın yüzünde ve kafasında dikiş izlerinin olduğu, sol yanak ve sağ göz altında morluk bulunduğu, kişinin tedirgin olduğu, gömleğinin parçalanmış olduğu ve üzerinde kurumuş geniş kan lekelerinin olduğu, tek başına ayağa kalkmada ve yürümekte zorluk çektiği gözlemlenmiştir."
 
Üçüncü kişi ise can güvenliğinin bulunmadığını ve korktuğunu söyledi.  Raporda bu mağdura ilişkin şu bilgeler yer aldı: "Gözaltına alınırken ağzının bant ile bağlandığını, bu şekilde tekmelendiğini, darp edildiğini ve üzerine basıldığını, hakaret ve aşağılamalara maruz kaldığını, başına çuval geçirildiğini ifade etmiştir. Gözaltına alındığı ilk gün 3 kez işkenceye uğradığını ifade etmiştir. Elleri ve ayaklarının arkadan bağlanarak gömleğinin kafasına geçirilerek darp edildiğini ifade etmiştir. Gözaltında tutulduğu 3. günde tüm vücudu çıplak şekilde cinsel organına elektrik verildiğini, toplamda 3 kez çıplak halde iken cinsel organına elektrik verildiğini, sırt üstü yatırılarak cinsel organına basıldığını ifade etmiştir. Kişinin yüzünde morluklar ve burun bölgesi ve kemiğinde şişlik gözlemlenmiştir. Kişi burun içinde feci ağrıları olduğunu ifade etmiştir. Hastanede rapor alındığı sırada polisin de muayene odasında bulunduğunu bu nedenle korktuğu için işkence izlerini doktora gösteremediğini ifade etmiştir."
 
Gözaltında tutulan bir kadın ise Kürtçe olarak yapılan görüşmeye ağlayarak başladı.  Kendi evinde yüz üstü yatırılarak, kulağının ve kollarının tekmelendiğini, evinde ve evinin bahçesinde darp edildiğini, getirildiği Emniyet Müdürlüğü'nde üst kata çıkarıldığı ve burada bütün vücuduna elektrik verildiğini, cinsel organına ve göğüs bölgesine defalarca elektrik verildiğini, sırtına vurulduğunu, hala bu ağrıların etkisi altında olduğunu anlattı. 
 
Raporda, "Hakarete ve aşağılamalara maruz kaldığını; cinsel saldırı ile tehdit edildiğini, ilk avukat görüşü gerçekleşene kadar işkenceye maruz kaldığını ve bu görüşmeden sonra işkencenin sonlandığını belirtmiştir. Emniyette ifadesinin Türkçe dilinde ve tercümansız olarak alındığını, kolluğa kendisini Kürtçe dilinde daha iyi ifade edebileceğini söylemesine rağmen tercüman getirilmeksizin Türkçe olarak ifade vermek zorunda bırakıldığı paylaşılmıştır" denildi.
 
TECAVÜZ İŞKENCESİ TEHDİDİ
 
Bir başka kadın da silah seslerinin duyulmasının ardından evlerine baskın yapıldığını, evdeki herkesin yüzüstü yere yatırıldığını, bu şekildeyken aynı aileden bazı kişilerin 5 saat boyunca işkenceye uğradığını, 1 kişiye 3-4 kişinin aynı anda vurduğunu, ardından ambulansın geldiğini ve bunun üzerine başını kaldırdığında eşini ve ailesindeki diğer erkekleri kanlar içinde tanınamaz halde gördüğünü anlattı. TEM Şube'ye getirildikten sonra ayaklarına elektrik verildiğini söyleyen görüşmeci kadın, gözleri ve elleri bağlanarak üst kata götürüldüğünü, polisin burada kendisine işkence gören diğer kişilerin bağırış ve inleyişlerini dinlettiklerini, 2 kişinin işkence uyguladığına şahit olduğunu, inleyen kişiler arasında ailesinden kişilerin de olduğunu seslerden anladığını, polis tarafından yakınının adı verilerek "tecavüz"le tehdit edildiğini anlattı.
 
Raporda özel bir komisyon kurularak işkencenin araştırılması istendi. Söz konusu kamu görevlilerinin görevden alınarak haklarından derhal adli ve idari soruşturma başlatılmasını isteyen Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, şu önerilerde bulundu:
"Gözaltında işkenceye uğrayan şahıslar derhal işkence gördükleri merkezlerden alınarak güvenli yerlere sevk edilmeli ve bağımsız ve yetkin heyetlerce İstanbul Protokolünde öngörülen gerekli tıbbi müdahaleler ve rehabilitasyon desteği sağlanmalıdır. Objektif ve tarafsız bir tıbbi heyet tarafından işkence izleri ve delilleri raporlanarak soruşturma dosyalarına esas olmak üzere korunmalıdır.
 
Tanıklar ve işkence mağdurları tarafından gözaltında bulundukları sırada muayenelerini yapan hekimlerin meslek etik ve kurallarına aykırı davrandığı iddia edilmiş olmakla, Türk Tabipler Birliği ve Sağlık Bakanlığı tarafından ilgili sağlık personeli hakkında soruşturma başlatılmalıdır.
 
TBMM tarafından derhal bir araştırma komisyonu kurulmalı yerinde inceleme yapılması için zaman kaybedilmeden harekete geçilmelidir.
 
İşkence insanlık suçudur ve mutlak yasaktır. İnsan hakları örgütleri konuyu gündemine almalı, işbirliği içerisinde farklı uzmanlık alanlarından profesyonellerle bir inceleme heyeti oluşturulmalı ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için gerekli incelemeler yapılmalıdır."