24 Eylül 2024 Salı

TKŞ'li Sîdwo: Şengal dışındaki Êzidîler geri dönmeli ve özgürlük yolunda yürümeli

TKŞ temsilcilerinden Cemil Sîdwo, Ağustos 2014'te Şengal'e yönelik DAİŞ saldırısını hatırlattı, binlerce kişinin katledildiğini ya da kaçırıldığını belirtti. Sîdwo, Şengal'in özgürlük savaşçıları ve gerilla güçleri sayesinde özgürleştiğini, kendi kendini yönetecek ve savunacak düzeye ulaştığını belirtti ve şu çağrıyı yaptı: "Çağrımız, Şengal dışındaki Êzidî halkımızın da geri dönüp Özerk Yönetim içerisinde yer alarak el ele yeni adımlar atılması ve özgürlük yolunda yürünmesidir."

Musul'un düşmesinin ardından DAİŞ çetesi ilk olarak Şengal'e saldırdı. 3 Ağustos 2014 tarihinde başlayan saldırı sonrası savunmasız kalan Êzidîler, Şengal dağına sığındı. Binlercesi katledildi; hayatta kalan kadınlar, çocuklar kaçırıldı, köle pazarlarında satıldı...Canlarını kurtarmak için kendilerini dağa ve çöle vuran yüzlerce Êzidî susuzluktan can verdi.

Dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu katliama, Kürdistan dağlarındaki gerilla gücü ve Rojava'daki özgürlük savaşçıları dışında kimse, hiçbir güç, müdahalede bulunmadı. Şengal, YPG/YPJ, MLKP savaşçıları ve HPG/YJA Star gerilla güçlerinin direnişiyle özgürleştirildi. Direniş esnasında Şengal halkı, kendi silahlı gücünü oluşturdu. Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) ile Êzidxan Asayişi bugün Şengal bölgesinin güvenliğini sağlıyor.

73. Ferman'ın öngününde Devrimci Komünist Hareket (TKŞ) temsilcilerinden Cemil Sîdwo, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'i hedef alan DAİŞ saldırısını ve bölgenin yeniden özgürleştirildiği direnişi ETHA'ya değerlendirdi.

73. Ferman olarak adlandırılan DAİŞ katliamı ve özgürleştirme hamlesini değerlendirmeden, "Öncelikle Zeki Şengalî arkadaş başta olmak üzere tüm özgürlük şehitlerini anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum" sözleriyle ölümsüzleşen savaşçıları andı.

'KDP YALAN SÖYLÜYOR, GERÇEĞİ HERKES BİLİYOR'
3 Ağustos 2014'te Şengal halkına yönelik saldırının dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini hatırlatan Sîdwo, kimsenin müdahale etmediğini, KDP'nin ise kaçtığına dikkat çekti. Sîdwo, "Hangi yöntemler ile Êzîdî halkına saldırıldığını gördük. Êzîdî halkı yok edilmek istendi. Katliam nasıl gerçekleştirildi? Kadınlar nasıl kaçırıldı? Êzîdî halkı Şengal’den nasıl çıktı? Öyle bir aşamaya geldi ki, Êzîdî kadınlar başka kentlere götürülerek pazarlarda satıldı. Herkes gibi soruna sessiz kalan Irak hükümeti de, saldırıya yönelik ciddi anlamda hiçbir müdahalede bulunmadı. Uzaktan izlerken, insanlıktan yana tutum almadı ve saldırılara karşı durmadı. KDP de ne bir tutum ne de bir direniş gösterdi. Saldırı gerçekleştirildiğinde ve DAİŞ Şengal'e girdiğinde, KDP'nin Şengal'den kaçması gözler önündeki bir gerçektir. Şengal halkına, Êzîdî halkına sırtlarını döndüler ve Şengal'i terk ettiler."

'ŞENGAL'İ KURTARAN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI VE GERİLLAYDI'
Irak ve Türkiye ile birlikte Şengal'de özerk yönetimin tasfiyesi için anlaşmalar yapan işbirlikçi-ihanetçi KDP-Barzani çizgisini eleştiren Sîdwo, "Şengal halkı da bütün dünya da biliyor ki Şengal'i savunan gerillaydı. Bugün KDP yalan söylüyor ve Şengal'i kendilerinin özgürleştirdiğini iddia ediyor. Bu yalandır, gerçeği herkes biliyor. Êzîdî halkı Şengal'in nasıl savunulduğunu ve özgürleştirildiğini biliyor. Gerçekten halkı bu zulümden kurtarmak isteyenler, özgürlük savaşçıları ve gerillaydı. Ve Şengal halkının savunmasını yaptılar. Biz komünistler de Şengal'de vardık ve savunmaya katıldık."
Sîdwo, Ortadoğu'da ya da dünyanın farklı bölgelerinde ezilenler için mücadele ettiklerinin altını çizdi ve şunları ekledi: "Komünistler olarak nerede ezilen bir halk varsa onları savunmak, Kürdistan topraklarını savunmak görevlerimizden biridir. KDP, peşmergelerinin kaçmasından sonra Şengal'de gösterilen büyük direniş, gerilla sayesinde oldu ve hatta çok sayıda şehadet yaşandı."

'TOPLU MEZARLARDA BİNLERCE ŞENGALLİ VAR'
Türk devletinin Şengal ve Êzîdî halkına düşmanlık yaptığını belirten Sîdwo, "Türk devleti her ne kadar 'teröre karşı savaşıyoruz' dese de en büyük terör kendisidir. Bugün DAİŞ'i savunan ve DAİŞ'in bu yerlere saldırması için destek veren Türk devletinin kendisiydi. Hatta bugün de Türk devleti kendi uçakları, silahlarıyla Kürdistan ve Şengal'e saldırarak bir kez daha DAİŞ'i canlandırmak ve bu savaşı yürütmek istiyor. Şengal özgürleştirildikten sonra DAİŞ katliamlarının sonucu olarak onlarca toplu mezar bulundu, bu toplu mezarlarda binlerce insan var. Hepsini katlederek toplu mezarlar kazarak atmışlar. DAİŞ bu kirli saldırılarıyla, bir halkı yok etmek istiyordu. Bu kent, gerilla ve komünist hareketin varlığı ile savunuldu" hatırlatmasında bulundu.

3 Ağustos sonrasında Şengal Dağına sığınan binlerce Şengalli'nin Rojava'daki özgürlük savaşçıları tarafından kurtarıldığını belirten Sîdwo "DAİŞ'in Şengal’e yaptığı saldırıda binlerce kişi kayboldu, bugün kadar nerede oldukları bilinmiyor. 3 Ağustos'taki saldırı sonrasında, YPG/YPJ'nin direnişi sayesinde Şengal ile Rojava arasında bir koridor açıldı ve halkın oradan çıkartılıp özgür alanlara getirilmesi sağlandı. Şimdi binlerce kişi burada kamplarda yaşıyor" dedi.

'ŞENGAL HALKI ÖZGÜRLÜK YOLUNDA YÜRÜMELİDİR'
Şengallilerin artık özerk yönetimleriyle kendi kendilerini yönetecek düzeye ulaştığını dile getiren Sîdwo şunları kaydetti: "Kendi kendilerini yönetiyorlar. Kadın, çocuk, genç yani herkes kendi kentlerinin savunmasını yapıyor. Saldırılar nedeniyle farklı coğrafyalara dağılan Êzidî halkına çağrımız, Şengal'e dönmeleri, özgür yaşamı ve Şengal'i savunmaya katılmalarıdır. Şu bilinmeli Şengal'i asıl sahipleri dışında kimse savunmaz. Nasıl ki bugün Şengal halkı Özerk Yönetim kurmuşsa, bir ordu kurmuşsa, Şengal dışındaki Êzidî halkımız da geri dönüp bu ordu ve yönetim içerisinde yerini alarak Şengal'in savunmasını yapmalıdır. Çağrımız, Şengal halkının Özerk Yönetim içerisinde yer alarak el ele yeni adımlar atılması ve özgürlük yolunda yürünmesidir."