24 Eylül 2024 Salı

TKŞ: Onlara borçluyuz, devrimi büyüterek anılarını yaşatacağız

Suruç katliamının yıldönümünde açıklama yapan TKŞ, "Onlara sözümüz, devrimin sosyalizme ilerletilmesi, işçi sınıfı ve ezilen halklarımızın nihai zaferinin kazanılması olacak. Bu uğurda, asla durmayacağız. Bu, 20 Temmuz 2015 günü verdiğimiz mücadele sözümüze, bağlılığımızın ifadesidir. 33 düş yolcusunun anısı devrim topraklarında yaşıyor ve yaşamaya devam edecek" denildi.

Tevgera Komûnîst a Şoreşger-Devrimci Komünist Hareket (TKŞ) Komünist Devrimci Hareket, Suruç katliamının 8. yılına ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, "2015 yılının 20 Temmuz günü, Urfa'nın Suruç ilçesinde 33 yoldaşımız, AKP-DAİŞ ortaklığıyla katledildi. Onlar, Ortadoğu halklarının özgürlük pınarı olan Rojava kadın devrimimize dokunmak ve yaralarımızı sarmak istiyordu" denildi.

Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı sosyalist gençlerin Rojava devrimine başından itibaren uzak durmadığı vurgulanan açıklamada, "Arap halk ayaklanmalarıyla birlikte Suriye'de başlayan iç savaş yıllarında, halklarımız topraklarına sahip çıkarken ilk yardıma koşanlar arasında yine onlar vardı. Birinci Serêkaniyê savaşında da, DAİŞ-AKP işbirliğiyle Kobanê'ye yönelik gerçekleştirilen büyük saldırıda da savunma mevzilerinde yerlerini aldılar. Bedel ödediler, şehitler verdiler. Onlar, Rojava devrimimizin yaşaması için canlarını vermekten geri durmadılar. Rojava gençleriyle, Türkiye ve Kuzey Kürdistan gençlerinin kanları savaş cephelerinde birbirine karıştı. Kobanê'de DAİŞ çetesine karşı kazanılan destansı zafer, dünya halklarının mücadele tarihine kazındı" ifadeleri kullanıldı.

Bu direnişte yer alan sosyalist gençlerin yıkılan Kobanê'yi yeniden ayağa kaldırmak için kampanya başlattığı hatırlatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Savaşın en ağır izlerini taşıyan Kobanê'nin yaralarını sarmak için atılan o adım, Gezi Ayaklanması'nın çocuklarıyla Rojava devriminin çocukları arasında çok önemli bağlar kurdu. Halklar arasında oluşturulan bu kardeşlik köprüsü, bugün halen Suruç'ta can veren gençlerimizden güç alıyor. Bir duvara tuğla koymak, kardeşlik ormanı için ağaç dikmek, çocuk parkı, halk kütüphanesi yapmak; bunlar, o dönem Rojava'yı izleyen ancak ilk adımı atamayan tüm dünyadan dostlarımızın cesaret harcı oldu. İşte bu yüzden, bizler Suruç'a gelerek 'Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz' diyen gençlerimize borçluyuz.

"Faşist Türk burjuva devleti, sosyalist gençlerin Rojava topraklarıyla buluşmasının ne anlam içerdiğinin bilincindeydi. DAİŞ'in gizli hücreleri aracılığıyla 'canlı bomba' saldırısı hazırladılar. Faşist şef Erdoğan, Kürt halkının özgürlük mücadelesini bastırmak ve o dönem yaşadığı siyasi yenilgilerin intikamını almak için 20 Temmuz'u planladı. Gençlerimizin kanıyla, halklarımıza yönelik yeni bir savaş konsepti başlattı. O gün başlayan saldırı, tam 8 yıldır kesintisiz biçimde sürüyor. Topraklarımızı işgal ettiler. Yaşlı çocuk demeden katlettiler. Kadınlara yönelik cinsel saldırılar gerçekleştirdiler. Çeteleri eliyle her gün yeni bir insanlık suçuna imza attılar. Efrîn'de, Serêkaniyê'de, Girê Spî'de dünyanın gözleri önünde işlenen bu suçlar, uluslararası sessizlikten cesaret aldı, halen alıyor."

20 Temmuz 2015 günü, Suruç'taki Amara Kültür Merkezi'nin bahçesinde buluşan yüzlerce gencin Rojava devriminin yaşatılması ve savunulmasının zorunlu devrimci bir görev olduğu fikriyle orada olduğu kaydedilen açıklamada, "Ve yükselttikleri 'Arin'den Sibel'e yürüyoruz zafere' sloganı, devrimle buluşma isteklerinin en berrak özetiydi. Bugün Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye halkları, aralarında 33 düş yolcusunun adlarının da yer aldığı binlerce şehidin fedakarlığıyla yaşamlarını sürdürüyor. Bedel ödemekten kaçınmayan o kahramanları asla unutmayacağız. Yolumuz, devrim yolunda düşenlerin kızıl bayraklarını daha da yükseklere çıkaracak mücadelenin yoludur" denildi.

TKŞ açıklamasında şunları belirtti: "Biz Rojavalı komünistlere, devrimci genç kadın ve erkeklere düşen görev, Suruç'ta katledilen 33 yoldaşımızın hayallerini gerçek kılmak için devrimimizi sonuna kadar savunmaktır. Kazanımların korunması, devrimin ilerletilmesi ve tüm Ortadoğu halklarıyla buluşması için var gücümüzle çalışmak ve direnmektir.

"Zafer, 33'lerin anısına bağlı kalarak ilerleyenlerin omuzlarında yükseliyor. Onlara sözümüz, devrimin sosyalizme ilerletilmesi, işçi sınıfı ve ezilen halklarımızın nihai zaferinin kazanılması olacak. Bu uğurda, asla durmayacağız. Bu, 20 Temmuz 2015 günü verdiğimiz mücadele sözümüze, bağlılığımızın ifadesidir. 33 düş yolcusunun anısı devrim topraklarında yaşıyor ve yaşamaya devam edecek."