24 Eylül 2024 Salı

Suruç mahkemesi 7 Ağustos'a ertelendi

33 düş yolcusunun yaşamını yitirdiği Suruç katliamı davasının duruşması Hilvan'da görüldü. Sanık Yakup Şahin yine mahkemeye getirilmedi. Suruç aileleri, 4 yıldır adalet taleplerinin yerine getirilmemesine tepki göstererek, katliama ilişkin itiraflarda bulanan "Suriye'de yakalanan IŞİD emiri İlyas Aydın ile ilgili tavrınız ne olacak?" diye sordu.
33 düş yolcusunun yaşamını yitirdiği Suruç katilamı davasına Urfa Hilvan T Tipi Hapishanesi Kampüsü Duruşma Salonunda görüldü. Duruşmanın yapıldığı kampüs yoğun polis ve jandarma ablukasına alındı.
 
Duruşmaya HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik, Suruç Aileleri İnisiyatifi, SGDF Eşbaşkanı Deniz Bahçeci, SGDF MYK üyeleri Furkan Kurt ve Yücel Yavuz, ESP MYK Üyesi Deniz Aktaş, HDP Urfa İl Yöneticisi Ahmet İstek, ESP ve SGDF üyeleri katıldı. Suruç yaralıları ve ailelere müşteki olmalarına rağmen "tutuksuz sanık" kartı dağıtıldı.
 
Tutuklu sanık Yakup Şahin, duruşmaya yine getirilmedi, SEGBİS ile katıldı.
 
SADET: O POLİSLER DELİL KARARTTI
 
Duruşma müşteklierin ifadeleri ile başladı. Suruç şehidi Hatice Ezgi Sadet'in babası Ali Sadet, 9 duruşmaya katıldıklarını ancak hiç ilerleme kaydetmediklerini söyledi. Ülkede adalet arayışının arttığını belirten Sadet, artık adaletin parçası olan avukatların bile adalet aradığını söyledi.
 
Sadet, katliam günü çantasında IŞİD bayrağı çıkan Abdullah Ömer Arslan'ın mahkemede yalan ifade verdiğini belirterek, Arslan ve onun ifadesini alıp serbest bırakan polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Polislerin Arslan'ın ifadesini aldıktan sonra telefonuna ve IŞİD bayrağına el koymadığını hatırlatan Sadet, "Doğal olarak bu mahkemeden adalet çıkacağını düşünmüyorum. O polisler delilleri kararttı" dedi.
 
'MAHKEME KİMİN YANINDA'
 
Suruç şehidi Emrullah Akhamur'un amcası Mahmut Akhamur, "Türkiye'nin dört bir yanından adalet umuduyla geliyoruz ama her seferinde hüsrana uğruyoruz. Acaba adalet mazlumun mu yanında yoksa zulmün mü yanında diye düşünüyoruz" dedi. Sanık Yakıp Şahin'in hala duruşmaya getirilmemesine değinen Akhamur, "Bu dava kapatılmaya çalışılıyor. Ancak kapatılırsa adalet ve vicdanlar ağır yara alacak" diye konuştu.
 
Metin Kılıç ise Suriye'de YPG tarafından yakalanan IŞİD'in Türkiye emiri İlyas Aydın'ın Suruç ve Ankara katliamı ile ilgili itirafta bulunduğunu hatırlattı, mahkemenin bu itirafı dikkate alması gerektiğini söyledi.
 
'IŞİD EMİRİ İLYAS AYDIN'LA İLGİLİ TAVRINIZ NE OLACAK?'
 
Fethi Aydın, "Çocuklarımızın elimizden alınmasının üzerinden neredeyse 4 yıl geçti ve biz hala adalet istiyoruz" dedi. Aydın, Besna Erol'un tutuklandığını belirterek, " Suçu neymiş peki?" diye sordu. "Çocuklarımıza ağıt yakmak ve onların ideallerine bağlı kalmak istemek suç mu" dedi.
 
Aydın, "Çocuklarımıza ağıt yakacağız ve onların ideallerine bağlı kalacağız" diye konuştu. Ömer Arslan hakkında suç duyurusunda bulunan Aydın, mahkeme heyetine "Suriye'de yakalanan IŞİD emiri İlyas Aydın ile ilgili tavrınız ne olacak" diye sordu.
 
Her mahkeme davayı takip edeceklerinin sorulmasına değinen Aydın, " Çocuklarımız devletin bileğisi ve izni dahilinde Suruç'a geldi ve katledildi. Davayı takip etmeyelim mi?" dedi.
 
'ÇANTASINDA IŞİD BAYRAĞI OLANLAR SERBEST'
 
Şemsi Yurtgül ise " Benim çocuğumun çantasında bir avuç şeker vardı, o katledildi. Ama Ömer Arslan'ın çantasında IŞİD bayrağı vardı ama o serbest bırakıldı" diyerek davacı olduklarını söyledi. Yakup Şahin'in duruşmaya getirilmemesine tepki gösteren Yurtgül, " Burası nasıl bir mahkeme" diye konuştu.
 
Sultan Yıldız, 9 duruşmadır aynı acıları yaşadıklarını belirterek katliam günü yaralılara saldıran polislerden davacı olduklarını ifade etti ve ekledi: " Bu davanın peşini kolay kolay bırakmayacağız."
 
'ADALET HERKESE LAZIM'
 
Mehmet Özkan, mahkeme heyetine seslenerek " Adalet herkese lazım. Acaba bu adalet nerededir? Bu adalet sadece bir grup insana mı uygulanıyor" dedi.
 
Suruç'ta savcı ile görüştüklerini ve Ömer Arslan'ın çantasından çıkan IŞİD bayrağını sorduklarını belirten Özkan, savcının kendilerine o bayrağı polisin provakasyon yapmak için aldığını aktardığını söyledi. Ömer Arslan'ın mahkemede yargılanması gerektiğini kaydeden Özkan, heyete, YPG'nin elindeki IŞİD emiri İlyas Aydın'ı dinleyip dinlemeyeceğim sordu.
 
'MİT IŞİD İLE KİMİN ADINA MASAYA OTURUYOR'
 
Suruç gazisi Çağla Seven ise bir ayda iki ameliyat daha olarak mahkemeye gelebildiğini vurguladı. "Ama sanık bize ekrandan bakıyor. Biz yine boş koltuklara konuşuyoruz. Bu kadar sürede taş olsa çatlardı ama siz hiçbir şey yapmıyorsunuz" dedi.
 
İlyas Aydın'ın MİT ile masaya oturduklarını söylediğini hatırlatan Seven, " MİT kim adına IŞİD ile masaya oturdu. Bu görüşmenin benim adıma yapılmadığı bellidir. Bu görüşme kim adına ve kimin siyasi çıkarı uğruna yapılmışsa açıklamak zorundasınız" diye konuştu.
 
Seven, "Biz üst düzey güvenlik önlemleri altında buraya geliyoruz ama siz 2 tane IŞİD militanını buraya getiremediniz. Bugün böyle olabilir ama tarih bunu yapanları savaş suçlusu olarak yazacak" dedi.
 
Seyfettin Kaba ise "33 düş yolcusuna sözümüz var. Bu dava burada bitmeyecek" diye konuştu.
 
Mehmet Şerif Akalın ise Ömer Arslan'ın çelişkili ifadeler verdiğini ve tutuklu yargılanması gerektiğini belirterek, çantasından çıkan bayrağı gözleri ile gördüğünü söyledi.
 
'KEŞİF GÖRÜNTÜLERİ NEDEN EKSİK'
 
Ailelerin ardından avukatların savunmasına geçildi. İlk sözü Avukat Kader Tonç aldı. Tonç, dosyaya konulan katliam görüntülerinin çok kısa olduğunu ve canlı bombanın geçtiği güzergaha dair birçok anın kesildiğini belirtti. Görüntülerin inceleme aşamasında savcı ve polis arasında hiç yazışma yapılmadığını aktardı.
 
Canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün Suruç'a ilk defa gelmediğini ve önceden keşif yaptığını hatırlatan Tonç, keşif görüntülerinin dosyaya konulmamasını eleştirdi.
 
Dosyada katliamdan sonraki 5 saatlik görüntünün kesilmiş olduğunu ifade eden Tonç, polis Ahmet Oğuz Davarcı'nın savcının talimatı ile 19-20 Temmuz tarihlerindeki bütün görüntüleri toplayıp savcıya teslim ettiğini söylediğini hatırlattı. Tonç, görüntülerin eksiksiz olarak dosyaya konulmasını istedi.
 
'YPG'NİN ELİNDEKİ İLYAS AYDIN DİNLENMELİ'
 
Avukat Gülhan Kaya ise dosyaya eklenen görüntülerde canlı bombanın üstü kabarık bir şekilde elini kolunu sallayarak dolaştığını, camiye, internet cafeye girdiğini ancak hiçbir aramaya takılmadığını hatırlattı. Katliamdan sonraki 5 saatlik görüntüleri kimin sildiğini soran Kaya, Ömer Arslan hakkında ifade veren köylülerin yönlendirme ifade verdiğini kaydetti. On kişinin kelime kelime aynı ifadeyi veremeyeceğini söyleyen Kaya, Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali hakkında kırmızı bülten ile arama çıkartılmasını istedi.
 
IŞİD emiri İlyas Aydın'ın İstanbul Cumhuriyet savcısı tarafından IŞİD Türkiye sorumlusu olarak tanımlandığını hatırlatan Kaya, Aydın hakkında açılan dava bilgilerinin dosyaya konuşmasını talep etti.
 
Avukat Sevda Çelik Özbingöl, iğne ile kuyu kazmaya çalıştıklarını söyledi.
 
'ADALET YARA ALMASIN'
 
Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ise ailelerin bir umutla mahkeme salonuna geldiğini ancak hayalkırıklığı ile ayrıldığını belirtti. "Yakup Şahin'e 34 defa ağırlaştırılmış hapis cezası vermek adaleti sağlar mı?" diyen Öncel, Ömer Arslan'ın yalan ifadesine değindi.
 
Öncel, "Ömer Arslan sizinle dalga geçer gibi ifade verdi. Ama biz onun HTS kayıtlarını incelemek için ondan izin alıyoruz. Siz onunla ilgili suç duyurusunda bulunsaydınız bunları yaşamazdık" diye konuştu.
 
Savcı ara mütelasında Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali'nin akibetinin Urfa Emniyet Müdürlüğü'nden sorulmasını, Ömer Arslan'ın HTS kayıtlarının istenmesini, Arslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve Yakup Şahin'in tutukluluk halinin devamını istedi.
 
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, HTS kayıtlarının istenip incelenmesinin ardından gerek duyulduğu durumda Ömer Arslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali hakkında yazılan yazının cevabına göre kırmızı bülten araması çıkarılmasına, Urfa ve Suruç emniyet müdürlüklerine yazı yazılarak, katliam günü ile ilgili eksik olan kamera görüntülerinin istenmesine karar verdi.
 
Bir sonraki duruşma 7 Ağustos 2019'a ertelendi.
 
Aileler, duruşmanın ardından yoğun jandarma ve polis ablukası altında açıklama yaparak davanın takipçisi olacaklarını belirtti.