24 Eylül 2024 Salı

SKB'li Yavuz: Leyla Güven'i yaşatmak biz kadınların sorumluluğunda

Tecride karşı bir aylık açlık grevine başlayan İsviçre BEKSAM Başkanı ve SKB Üyesi Gülten Yavuz, kadınların tecride karşı mücadelede daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtti, "Leyla Güven'i yaşatmak biz kadınların sorumluluğundadır" dedi.
AvEG-Kon üyesi H. Özkan Özdemir'in 1 Nisan'da başlattığı açlık grevi devam ederken, İsviçre BEKSAM Başkanı ve SKB Üyesi Gülten Yavuz ile Young Struggle Temsilcisi Bilen Ceyran, bir aylık açlık grevine başladı.
 
Yavuz, direnişe ilişkin gazetemizin sorularına yanıt verdi. 
 
Avrupa’dan tecrit karşıtı mücadeleye 1 ay sürecek açlık greviyle katıldınız. SKB olarak bu mücadelenin neresinde duruyorsunuz?
 
Sosyalist Kadınlar Birliği’nde örgütlüyüm ve aynı zamanda bir anneyim. Birincisi bir kadın olarak; kadın cinayetlerine ve aynı zamanda da erkek egemen kapitalizmin tüm kadınlara dayattığı şiddet ve baskılara karşı mücadele ediyorum. İkincisi; evlatlarının sesine ses katmak isteyen anneler günlerdir polis saldırısına maruz kalıyor. Bir kadın ve anne olarak bu süreçte sessiz kalamazdım. Bu nedenle 30 günlük destek açlık grevi eyleminde yerimi aldım.
 
Avrupa kamuoyunun sessizliğini bozmak için nasıl bir mücadele yürütüyorsunuz?
 
Avrupa devletleri, Türkiye’deki sistemi kimin yönettiğini çok iyi biliyor. Ancak çıkarları nedeniyle üç maymunu oynuyorlar. Aylardır süren açlık grevlerini, tecridi protesto etmek için kendi yaşamlarına son veren feda eylemcilerini görmediler. Sokaklarda, hapishane önlerinde anaların feryatlarına kulaklarını tıkadılar. Avrupa insan hakları örgütleri bile bu sürece sessiz kaldı. Bizler birçok kurumun kapılarını çaldık, görüşmeler yaptık, dosyalarımızı verdik. Sokak eylemleri, bildiri dağıtımları, basın açıklamaları yaptık ve daha da yapacağız. Avrupa ülkelerinde 3’er günlük destek açlık grevi eylemleriyle dayanışma da bulunduk. Direnişçilerin "Tecrit kaldırılsın" talebi son buluncaya kadar eylemlerimiz sürecek.
 
 
Avrupa’daki gençlik hareketine, enternasyonalistlere, ilerici yerli ve göçmen gençlere çağrınız nedir?
 
Mücadelemizde haklıyız ve kazanacağız. Kazanmak için direnişin büyütülmesi gerekiyor. Bunun için halklarımız bu direnişin içinde daha çok yer almalı. Tüm kadınlara, yüreği özgürlük, eşitlik ve adalet için atan tüm halklardan annelere, kız kardeşlerime tecride karşı mücadeleye el vermeye, evlatlarımızın onuruyla yaşaması için ses vermeye çağırıyorum. Kapı komşumuza, dostlarımıza, iş arkadaşlarımıza tek tek tecridi anlatabilmeliyiz. Çünkü bu tecrit sadece Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan bir tecrit değildir. Politik tutsaklar, Kürtler, Aleviler, kadınlar, gençler ve Avrupa’daki biz mülteciler de tecrit altındayız. Bu toplumsal tecritten kurtulmanın, özgürlükleri kazanmanın, adaletin tecelli etmesinin yolu mücadele etmekten geçmektedir. Unutmayalım, Leyla Güven’i yaşatmak da öncelikle biz kadınların ve annelerin sorumluluğundadır. Biz kazanacağız!