24 Eylül 2024 Salı

Serhat Firat yazdı | Şengal halkı şehitlerinin izinden yürüyor

74. fermanın üzerinden 9 yıl geçti. Ağır bedeller ödendi, fakat halkımız, özyönetimini örgütledi. Yeni saldırı ve katliamların engellenmesi için özyönetimin ve savunma güçlerinin ayakta kalması önemlidir. Şengal'i, Ezîdî halkını sahiplenmek ve imha saldırılarını durdurmak; halkların birleşik mücadelesini yükseltmekle mümkün olacaktır.

İşgalci Türk devletinin desteklediği IŞİD çeteleri, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'de Êzidî halkına katliam yaptı. Haklımızın 74. ferman dediği Êzidî inancına sahip Şengallilere dönük bu saldırının hazırlığı emperyalistlerin bölgeyi paylaşma hevesince çok önceden yapıldı.

Saldırıya hazırlıksız yakalanan Êzidî halkımız, şehrini, evini ve toprağını geride bırakarak göç etmek zorunda kaldı. On binlerce Şengal'li, Rojava ve Başura göç etti. IŞİD çetelerinin elinden kurtulan Şengalliler, dağ yollarında açlık ve susuzluğa terk edildiler. Katliamdan sağ kurtulanlardan bir kısım kadın, çocuk, yaşlı susuzluktan ve açlıktan yaşamını yitirdi. Dokuz yıl önce yaşananlar halen unutulmadı. Elbette ezilen halkların bilincinde tazeliğini kuruyor.

Katliam ve sürgüne maruz bırakılan Êzidî halkının yardım çığlığına, HPG, YPG, MLKP ve YJA STAR ses verdi. Medya savunma alanlarından ve ardından Rojava'dan Şengal'e geçen gerillalar, daha büyük katliamın önüne geçti. Göç yollarına düşen halkı korunaklı alanlara taşıdı. Kısa sürede Şengal'e yerleşen IŞİD çetelerine direnişle karşılık verildi. Sınırlı bir kuvvetle başlatılan direniş Şengal'in özgürleştirilmesine kadar sürdü.

Mütevazı bir güç olarak, bu direniş içinde baştan itibaren yer alan komünistler, savaş pratikleri ve disiplinli yaşamlarıyla örnek oldu. Şengal'in özgürleştirilmesine katılan, HPG-YJA Star ve katliam sonrası kurulan YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) gerillalarıyla güçlü yoldaşlık bağları kuruldu. Burada kurulan devrimci ilişkiler mücadelenin birçok alanında halen devam etmektedir.

İşgalci Türk devleti, IŞİD eliyle Şengal'i alarak Rojava'yı kuşatmak istiyordu. Aynı dönemde IŞİD çeteleri Rojava'da da her türlü vahşet ve kıyımla ele geçirdiği alanların sınırlarını genişletiyordu. Suriye'den Irak'a uzanan alanı denetim altına alarak Rojava devrimi boğmayı ve direnişi bitirmeyi hedefliyordu.

Emperyalistlerin, bölge gerici devletlerinin ve IŞİD'in planları tutsaydı, faşist şef Erdoğan Rojava, Şengal ve Musul'u denetim altına alabilecekti. Ancak bu işgalci ve yayılmacı plan, can bedeli direnişle boşa düştü. IŞİD çetelerine Şengal'de gerilla direnişi başlatıldı. Yaklaşık iki yıl süren bu direniş sonrasında Şengal ve köyleri IŞİD çetelerinden temizlendi. Bu süre içinde onlarca şehit verildi. Şengal; Zekilerin, Zerdeşlerin, Tirejlerin, Viyanların, Pirdoğanların ve daha onlarca gerillanın yaşamlarını feda etmeleri sonrasında özgürleştirildi.

Bu zaman içerisinde, Êzîdî halkı, özsavunma gücü YBŞ ve YJŞ'yi örgütledi.  Katliam döneminde örgütsüz, savunmasız kalan Şengal halkının kendine güveni gelişti. Halkını ve kazanımlarını koruyacak duruma geldi. Şimdi, dokuz yıldır, Şengal'in güvenliği için emek veriyorlar. YBŞ ve YJŞ'de bu süreçte ağır bedeller ödedi. Zeki, Dijwar, Zerdeş gibi komutanlarını, onlarca savaşçısını toprağa verdi. Fakat tüm saldırılara kendisini savundu ve savunmaya devam ediyor.

IŞİD Şengal'de yenildi. Şengal özgürleştirildi. Halkın bir kısmı tekrar topraklarına döndü. Fakat Şengal'e dönük saldırılar bitmedi. Faşist Türk devleti, saldırılarını sürdürüyor. SİHA'larla ve ajanlarla Mervan Bedel gibi birçok Özerk Yönetim yöneticileri şehit edildi. Halkı örgütsüz, öncüsüz bırakarak KDP'ye muhtaç etmeye çalışıyor.

KDP, Şengal halkına dönük işlediği suçlar nedeniyle halka özeleştiri vermedi. Dokuz yıl geride kalsa da, yaşanan katliamlardan, kayıplardan, kaçırılan kadınlardan ve dağılan yaşamlardan KDP birinci dereceden sorumludur, suçludur ve halka hesap vermelidir. Bunu yapmadığı gibi bugünde, işgalci Türk devletiyle işbirliği içinde Şengal Özerk Yönetimine ve YBŞ'ye dönük saldırılarına devam ediyor. Dün IŞİD çeteleriyle anlaşma yapan, çeteler halka saldırınca bir kurşun atmadan kaçan KDP; Şengal özgürleştirilince politik- ekonomik- çıkarları nedeniyle kendisinin de politik bir güç olduğunu hatırladı.


Burjuva sınıf çıkarları gereği, baştan beri varlığını kabul etmediği YBŞ güçlerine karşı sömürgeci devletlerle ortak hareket etmeye başladı. Bugünde saldırılarını burjuva Irak devleti ve  faşist Türk devleti ile birlikte sürdürüyor. Yaptıkları 9 Ekim Bağdat Anlaşmasıyla YBŞ ve Özerk yönetimi tasfiye etmek istiyor. Ancak şimdiye kadar halkın direnişi sonucu bunu başaramadılar. Halkımız KDP işbirlikçiliğini gayet iyi tanıyor. Bedeller ödeyerek kazandığı hakları kolay kolay teslim etmeyecektir.
IŞID katliam yaparken, Irak ordusunun ve hükümetinin esamesi yoktu. Çeteler kovulunca sınırları içinde Şengal diye bir yer olduğunu hatırladılar. Gerillanın yarattığı güven ortamında gelip Şengal'e yerleştiler. Şimdi, halkımıza terör estiriyorlar. IŞİD çetelerinin önünden silahlarını atarak kaçan Irak ordusu, kısa sürede Musul'u çetelere teslim edenler Êzidileri, YBŞ-YJŞ ve Özerk Yönetim'e karşı kışkırtıyor. Pervasızca, yolları kapatıp, YBŞ'nin silahlarını teslim etmesini istiyor.

Burjuva Irak ordusu, Rojava ve Şengal arasına askeri güç yığdı. Yetmedi tel ve kanal yaptı. Geliş gidişleri denetime tabi kıldı. Sormak gerekir? Çetelere neden bu kadar cesaretli davranmadınız? Faşist IŞİD'in katliam yapmasına neden yardımcı oldunuz?

Türkiye-KDP ve Irak hükumetinin ortak paydası Şengal Özerk Yönetiminin varlığından, Kürtlerin elde ettiği kazanımlardan duyulan rahatsızlıktır. Êzîdî halkının kazanımlarının başka alanlara örnek olmasını istemiyorlar. Halkların kardeşçe, eşit yaşamalarından rahatsızlar. Rojava ve Şengal halkının dayanışma içinde olmasından korkuyorlar. Bu nedenle tüm dünyaya umut olan bu eşit, özgür ve cins eşitlikçi yaşam örneğini dağıtmak için saldırıyorlar.

Almanya, İspanya gibi bazı burjuva devletler Ezîdîlere yapılanları "soykırım" olarak tanıdılar. Fakat faşist Türk devleti ve burjuva Irak devletleriyle birlikte işbirlikçi KDP'nin saldırılarına sessiz kalıyorlar. Bu burjuvazinin iki yüzlülüğünün göstergelerinden biridir. Ezîdî halkının gerçek dostları, farklı milletlerden ezilen halklardır. Dayanışma ve mücadele buralardan geliştirilmeli, güçlendirilmelidir.

74. fermanın üzerinden 9 yıl geçti. Ağır bedeller ödendi, fakat halkımız, özyönetimini örgütledi. Yeni saldırı ve katliamların engellenmesi için özyönetimin ve savunma güçlerinin ayakta kalması önemlidir. Şengal halkına dönük saldırılara sesiz kalınmamalı, dayanışma ve sahiplenme her zaman canlı tutulmalıdır. Şengal'i, Ezîdî halkını sahiplenmek ve imha saldırılarını durdurmak; halkların birleşik mücadelesini yükseltmekle mümkün olacaktır.