22 Eylül 2024 Pazar

Savcı Otlu'yu gözaltındayken tutuklamaya sevk etti

"Örgüt üyeliği ve örgüt propagandası" iddiasıyla 10 Mart'ta tutsak edilen Gökçe Otlu hakkında, dosya savcısının gözaltına alındığı gün olan 8 Mart'ta tutuklama sevk yazısı yazdığı ortaya çıktı. Otlu'nun emniyette ifade vermeyi reddetmesi ve savcılıkta ifade vereceğini beyan etmesine rağmen, dosyanını esas savcısı ve katibi adliyeye gelmeye tenezzül etmedi. Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi çalışanı avukatlar soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı hukuksuzluklarına ilişkin tutanak tutarak, TCK'nın görevi kötüye kullanma suçunun bütün maddi ve manevi unsurları oluştuğunu vurguladı. 

Ankara'da 8 Mart sabahı gerçekleştirilen gözaltı saldırısı sonrası 10 Mart'ta tutsak edilen Gökçe Otlu'nun soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısının, tutuklamaya ilişkin sevk yazısını 8 Mart'ta yazdırdığı ortaya çıktı. Söz konusu soruşturma kapsamında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi Kahraman Yılmaz, Halkların Demokratik Kongresi'nden (HDK) Ali Yıldız ile Burcu Durak ve Gökçe Otlu gözaltına alınmış; Yılmaz, Yıldız ve Durak adli kontrol şartıyla serbest bıraklımıştı. 

Otlu ise "örgüt üyeliği ve propagandası" iddiasıyla tutuklanmıştı. Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi çalışanı avukatlar soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı hukuksuzluklarına ilişkin tutanak tuttu. 

SAVCI DA KATİBİ DE ADLİYEYE GELMEMİŞ
10 Mart 2024 tarihinde saat 13.46'da yapılan görevlendirme ile Avukat Nilüfer Irmak ve Avukat Alişan Şahin'in Sıhhiye Adliyesine gidildiği belirtilen tutanakta, TEM polislerinin Özkan'ı arayarak "direkt sulh ceza katına gelmeleri"ni söylediği belirtildi. Dosyanın esas savcısının ve katibinin adliyeye bile gelmediğini öğrenen avukatlar, nöbetçi savcı ile görüşmek istedi. Kendisini "anayasal düzene karşı işlenen suçlar bürosunda görevli katip" olarak tanıdan bir erkek ile telefonda görüşen avukatlara, "savcı sevk yazısını 8 Mart 2024 tarihinde yazdırdığını" söyledi. Tutanakta, "Savcının bu yaptığının hukuki faaliyeti tamamen yok hükmündedir" vurgusu yapıldı. 

TUTUKLAMA SEVKİ İKİ GÜN ÖNCE YAPILMIŞ
Otlu'nun gözaltında susma hakkını kullandığını, ifadesini savcılıkta vereceğini beyan ettiğine dikkat çekilen tutanakta, sevk tarihinde adliyede bulunmadığı halde ve yasaya aykırı olarak iki gün öncesinden talimatla kolluk ifadesi dahi alınmadan sulh ceza mahkemesine tutuklama talebiyle sevk etmiş olması suçtur. TCK'nın görevi kötüye kullanma suçunun bütün maddi ve manevi unsurları oluşmuştur. 

POLİS AVUKATLARIN BİLGİ ALMASINI ENGELLEDİ
Tutanakta aktarılanlara ilişkin delil olarak kamera kayıtlarını isteyen avukatlara görevli kadın tarafından, "savcı ile görüşüp bilgi vereceğiz" denildiği aktarıldı. Tutanakta, "Görevli memurun kapıyı kapatmasının ardından kapısını kilitlediği gözlenmiştir. Yaklaşık altı dakika sonra adliyede görevli olan üç polisin kalem kapısına geldiklerini ve kapıyı çalıp polis olduklarını ifade etmeleri üzerine kapının açıldığı ve iki polis memurun içeriye girmesinin ardından kapının tekrar kilitlendiği gözlenmiştir. Yaklaşık 4-5 dakika sonra ise polis memurları dışarı çıkmış ve bizlere hitaben 'konu nedir, kimsiniz, ne istiyorsunuz' demeleri üzerine AHM'den gelindiği ve takipçi meslektaşlarımızın avukat olduklarını ifade etmesi üzerine tarafınca, 'görevli kadın memurun savcı ile görüşeceğini bildirmesi üzerine sonucun beklendiği ve kendisi ile sonuca dari görüşmek istediği' ifade edildi. Bunun üzerine görevli memur tarafından kapı aralanmış ve kendisine 'savcı Murat Yıldırım'ın bugün gelip gelmediği' bilgisi sorulmuştur. Görevli memurun, 'bugün gelmedi ve gelmeyecek diğer savcımız da yolda geliyor' bilgisi üzerine Ankara Sıhhiye Adliyesi 5. Kat Blok 14 numaralı kalemin önünden ayrılarak, 2.  kat sulh ceza hakimliği avukat dinlenme odasında bu tutanak tarafımızdan imza altına alınmıştır" denildi.