24 Eylül 2024 Salı

Rojava Devrimi 11. yılında: Kobanê halkların emekleriyle kuruldu

Kobanê Kantonu Belediyeler Komitesi Eşbaşkanı Hecî Ehmed, Rojava Devriminin büyük imkansızlarla gerçekleştirildiğini belirtti. Halkın ellerindeki sınırlı imkanlarla DAİŞ'e karşı savaştığına dikkat çeken Ehmed, "Devrimin başında, imkânımız yoktu. Başta hacizlere çıktığımızda savunma için pompalı tüfeklerimiz vardı" dedi. İşgalci Türk devletinin DAİŞ'e destek verdiğini belirten Ehmed, "Türk devleti çetelere yardım ediyordu. Sınırdan çeteleri Koban'ye geçiriyordu. Bir gece DAİŞ buğday depoları tarafından kapıya saldırdı. YPG, YPJ savaşçılarımız büyük bir direnişle onları kırdı. Erdoğan 'Kobanê düştü, düşecek' dedi. Savaşçılarımız da 'düşmedi, düşürmeyeceğiz' dedi. Düşmedi ve Kobanê kazandı, zafere kadar da kalacak" diye vurguladı.

Rojava Devriminin 11. yılını kutlamaya hazırlanırken "Rojava Devrimi" konulu hazırladığımız dosyanın "devrimin emekçileri" başlıyla olan bölümü yayınlıyoruz. Devrimin ilk gününden itibaren inşasında yer alan, yeri geldiğinde savunmasına dahil olan devrimin emekçileri gözünden anlatılan devrime ait yaşanmışları okurlarımıza aktarıyoruz.

Devrimin inşasında yer alan Hecî Ehmed, şu anda Kobanê Kantonu Belediyeler Komitesi Eşbaşkanlığını yapıyor. Ehmed devrimin ilk gününden itibaren devrime emek veriyor. Ehmed, faşist Türk devleti ve DAİŞ iş birliğinde Kobanê'ye yapılan saldırıları anlattı. Ve DAİŞ'in yenilgisiyle sonrası Kobanê'nin inşa sürecini ETHA'ya aktardı.

'HERKES NE YAPABİLİRSE ONU YAPMAYA HAZIRDI'
Türk devletinin DAİŞ'e verdiği destekle birlikte Kobanê'ye saldırıldığını hatırlatan Ehmed, Kobanê halkının ilk kez savaşla, şehitlik gerçeğiyle o dönemde tanıştığını belirtti. Ehmed, "Suriye devrimi başladığında Kobanê halkı olarak göçmenliğe dair şeyleri sadece televizyonlardan görüyorduk. Savaş, Girê Spî'den başlamıştı. Başlangıçta Til Xidir köyünde arkadaşlar şehit düştü. Tüm Kobanê halkı ayağa kalktı. Savaş sürüyordu, yaralılar ve şehitler geliyordu Herkes ne iş yapabilirse onu yapmaya hazırdı" ifadelerini kullandı.

'DEVRİM HALKIN EMEĞİNİN ESERİDİR'
Devrimin her yaştan halkın katılımıyla inşa olduğunu belirten Ehmed, tüm Kobanê halkının seferber olduğunu söyledi. Ehmed, "Küçük çocuklar Girê Spî'ye giden yollar kötü olduğundan ambulanslar hızlı gitsin-gelsin diye oraları çamurla kapatıyordu. Başta 8 şehit geldi. Tüm Kobanê ayağa kalktı. Daha önce böyle bir savaşı, şehitleri görmemiştik. Şehitlerimizi omzumuza alıp Şehit Aileleri Meclisinden şehitliğe kadar yürüyerek götürdük. Savaş başlamadan önce de çembere alınmıştık. Kobanê'de hiçbir şey yoktu. Bir yaralı olduğunda camiden sesleniliyordu. Kan için anonsa yapılıyordu. Herkes kalkıp hastaneye gidiyor, yaralı için 'kan verebilir miyiz' diyordu. Herkesi kapsayan bir devrimdi. Halk hazırdı" dedi.

'HALKIN SİLAHI YOKTU HER ŞEYİYLE TOPRAKLARINI SAVUNDU'
Hecî Ehmed, halkın silahları olmadığını, buna rağmen her şeyleriyle topraklarını savunmaya hazır olduklarını belirtti ve "DAİŞ başımıza top yağdırdı. Eğitim almamıştık, asker de değildik ama elimizdeki imkanlarla, silahla kalkıp arkadaşlarla cepheye gidiyorduk. Sonra savaş ağırlaştı. Olanakları da bizimkinden fazlaydı. Biz çemberdeydik. Arkadaşlar köylere çekiliyordu sonra köyler boşaldı" dedi.

'HALKIN DİRENİŞİYLE ÇİTLER AŞILDI'
Kobanê savunmasında Bakur-Rojava arasında sınırın halkın direnişiyle aşıldığını belirten Hecî Ehmed, DAİŞ'e karşı ortak savaşıldığını söyledi. Ehmet, şöyle devam etti: "DAİŞ Kobanê'nin tüm köylerine girdi. Kobanê'ye girdiklerinde savaş kent merkezinde de başladı. Kobanê'de savaş başladığında halk ne hizmet yapabilirse onu yaptı. Herkes yardım etti, dört parça Kürdistan'dan özellikle Kuzey Kürdistan'dan yaşlılar dahi sınırları sarmışlardı. Kobanê'deydik bir gün amca oğlum beni çağırdı 'Tüm Suruç Kobanê'ye gelmiş' dedi. Kalktım baktım gerçekten gördüm ki küçüğünden büyüğüne binlerce insan Kobanê'nin kuzeyinde toplanmış. Kuzey halkı ve Kobanê halkı birlikteydi, savaşçılarımızla birlikte savaşıyordu. Çok büyük bir moraldi, çok mutluyduk. Savaşçılarımızla, arkadaşlarımızla dayanışıyorduk."

'ULUSLARARASI KOALİSYON 48 GÜN SONRA DAYANIŞTI'
Hecî Ehmed DAİŞ'i yenenin uluslararası koalisyon olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Uluslararası Koalisyon bizimle 48 gün sonra dayanıştılar. DAİŞ Kobanê'den Baxoz'a kadar kırıldı, kalmadı. Hücreleri mücreleri kaldı."

'KOBANÊ'NİN YENİDEN İNŞASI HALKIN ORTAK EMEĞİYLE OLDU'
Savaşta DAİŞ'in yenilmesi ardından kentin inşasına başlandığını söyleyen Hecî Ehmed, halkın ilk kez deneyimleyerek bir kenti inşa ettiğini şöyle anlattı: "Yeniden inşaya başladık. Komünlerden başladık, meclislerimizi kurduk. Daha önce böyle bir çalışma yapmamıştık. Herkes bir iş yapıyordu. Komünleri özerk yönetim olarak kurmuştuk. Sonra belediyeler kuruldu. Belediyeler çalışmalara başladı."

Daha önce belediye hizmetleri yapmadıklarını söyleyen Ehmed sınırlı imkanlarla hizmet çalışmaları yaparak bugünkü düzeye gelindiğini anlattı. Ehmed, "Belediye kalktı çukurları toprak doldurdu. Yağmur yağınca her yer çamur oldu. Böyle çalışmalar yaptık. Sonra belediye seçimleri oldu. Şimdi elimizde imkanlar var, ziftle yolları yapıyoruz. Başka projelerimiz de var. Sıfırdan dünyadaki bütün belediyeler gibi çalışma yaptığımız bir duruma geldik. Sağlık alanında çalışmalar yapıyoruz, Halkın su ihtiyacı için hizmet veriyoruz. Tarım ürünlerinin yanmaması, korunması için bir grup itfaiyecimiz var. Ürünler için çiftçilere yardım ediyoruz" dedi.

'KOBANÊ DÜŞMEDİ DÜŞMEYECEK'
Hecî Ehmed Rojava Devriminin herkesin katıldığı bir devrim olduğuna dikkat çekerek uygulanan ekonomik ambargolara, işgal saldırı ve tehditlerine rağmen belediye hizmetleri yaptıklarını ifade etti. Ehmed, şunları söyledi: "Yani herkesin katıldığı bir devrimdir. Bugüne kadar da ambargo var. Üzerimizde tehdit var. Tüm bunlara rağmen yine de işlerimizi yapmaya devam ediyoruz, durmuyoruz. İhtiyacımız olan parçalar bize gelene kadar geç oluyor. Belediyenin çalışmaları biraz eksik olabiliyor ama biz buna rağmen çalışmalarımızı yapıyoruz."

'KOBANÊ DÜŞMEDİ KAZANDI, ZAFERE KADAR DA KALACAK'
Devrimin her bakımdan sınırlı imkanlarla başladığını aktaran Ehmed, Türk devletinin DAİŞ için tüm olanakları seferber ettiğini buna rağmen yenilmekten kaçamadığını söyleyerek şöyle devam etti: "Devrimin başında imkânımız yoktu. Başta hacizlere çıktığımızda savunma için pompalı tüfeklerimiz vardı, küçüktü. Silahımız bunlardı, elimizde silah yoktu. Türk devleti çetelere yardım ediyordu. Sınırdan açıkça çeteleri Kobanê'ye geçiriyordu. Kapıya saldırana kadar makaslarla telleri kaldırıyordu. Türk devleti olanaklarını onlara açtı. Bir gece DAİŞ buğday depoları tarafından kapıya saldırdı. YPG, YPJ savaşçılarımız büyük bir direnişle onları kırdı. Türk devleti tarafından onların yardımıyla geçtiler, Erdoğan 'Kobanê düştü, düşecek' dedi. Savaşçılarımız da 'düşmedi, düşürmeyeceğiz' dedi. Gerçekten de düşmedi ve Kobanê kazandı. Zafere kadar da kalacak."