24 Eylül 2024 Salı

'Ne Cudi ne Gabar ne de Akbelen yalnız değildir'

Cudi'den Akbelen'e doğayı ve yaşamı savunmak için Cudi Mahallesine yürümek isteyen halk polis tarafından engellendi. "Yangında parmağınız mı var bırakmıyorsunuz gidelim" diyen halk, yaşamı her şartta koruyacaklarının altını çizdi. Yeşil Sol Parti Milletvekili Uysal da Kürt doğasının insansız bırakılmak istendiğini vurguladı.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde, "Cudi'den Akbelen'e doğayı ve yaşamımızı savunuyoruz" şiarıyla bir araya gelen çok sayıda kişi Cudi Mahallesine yürümek istedi.

YÜRÜYÜŞ ENGELLENDİ
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin (Yeşil Sol Parti) il ve ilçe eşbaşkanlarının yer aldığı kitleye Yeşil Sol Parti milletvekilleri Zeynep Oduncu, Newroz Uysal Aslan, Zeki İrmez, Sebahat Erdoğan Sarıtaş da eşlik etti. Yürüyüş öncesi Yeşil Sol Parti Silopi ilçesini ablukaya alan polisler yürüyüşü engelledi.

Binayı ablukaya alan polis, halkın dışarı çıkmasını engelledi. Bunun üzerine il örgütü önünde açıklama yapıldı. "Ji Cûdî heta Akbelen em xweza û jiyana xwe diparêzen" pankartı açılan açıklamada, "Cûdî rumeta xweza ye hebûn e", "Ekokırıma hayır", "Cûdî mirastır, mirasına sahip çık" dövizleri taşındı.

UYSAL: KÜRT DOĞASINI İNSANSIZ BIRAKMAK İSTİYORLAR
Söz alan Yeşil Sol Parti Silopi Milletvekili Newroz Uysal, yürüyüşün engellenmesine tepik gösterdi. Yapılanların sistemin keyfiliği ve hukuksuzluğu gösterdiğinin altını çizen Uysal, "Bugün bütün dünyada ekolojik kırım var. Bugün sadece Kurdistan dağları kapitalizm için değil, insansızlaştırma, göçertme politikası için katlediliyor. Yıllardır sürdürülen bu durum cumhuriyet döneminden beri sürüyor. 1980'de Dersim ve dağları, 1990'da Kürdistan'ın binlerce köyü talan edildi. Barajlar, HES'ler, Nükleer Santraller için yıllardır ekokırım yaşatılıyor. Bu zihniyetin sebebi savaş politikalarıdır, kadını yok etme politikaları, Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür, Kürt halkının yok edilmesi, topraklarının yok edilmesi içindir. Hatay'da, Akbelen'de kesilen ağaçlar, Bitlis, Maraş, Cudi'deki kıyım ayrı değildir. Aynı zihniyet bizleri tecrit altında bırakmak istiyor. Kürt halkını yok etmek istiyor, Kürt doğasını insansız bırakmak istiyorlar" dedi.

'NE CUDİ NE GABAR NE AKBELEN YALNIZ DEĞİLDİR'
Kürdistan'da yürütülen savaş politikalarını kabul etmediklerini söyleyen Uysal, Akbelen'de Maraş'a kadar mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti ve devam etti: "Ne Cudi ne Gabar ne Akbelen yalnız değildir. Mücadelemiz buralar için devam edecektir. Kürdistan'da ve diğer kentlerde uygulanan farklı politikaları kınıyoruz."

'YANGINLARI SİZ Mİ ÇIKARIYORSUNUZ BIRAKMIYORSUNUZ ORAYA GİDİLSİN'
Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nden Murad Bilgiç de Kürdistan'da ekokırımın zirveye çıktığının altını çizdi. Yürümelerini engelleyen polislere, "bu yangınlarda parmağınız mı var bırakmıyorsunuz oraya gidilsin" diyen Bilgiç, şöyle devam etti: "Dünyada nerede görülmüş yangına halkın gitmesinin engellenmesi için binlerce polis insanların önünü kapattığı? Bu ormanlar neden insanların girmesine yasaklı. Burada yıllardır süren yangınlar nasıl çıkıyor, niye çıkıyor? Bunun araştırılmasının yapılması istenmiyor. Bir kez daha dile getiriyoruz ki yaşamı her şart altında koruyacağız. Hiçbir güç bunu engelleyemez. Biz buradayız, bu dağlar, bu ağaçlar burada. Yarın da bu ağaçlar, bu ormanlar olacak sizler olmayacaksınız. Mezopotamya Ekolojik Hareketi olarak bütün doğaseverlere sesleniyoruz; Kürdistan'da ekolojik kırım var bunun kimlerin elinden gerçekleştirildiğini gelin birlikte araştıralım."

Konuşmaların ardından bir süre oturma eylemiyle devam eden açıklama, "Biji berxwadana Cûdî" sloganıyla son buldu.