24 Eylül 2024 Salı

Kuzey Buz Denizi tehlikede

Kuzey Buz Denizi'ndeki buzulların yüzde 75'i son 30 yılda eridi. Biliminsanları 2030 yılında tüm buzulların eriyeceği konusunda uyardı. Şirketlerin artan rekabet ve azalan kar oranlarını arttırmak için giriştikleri her proje yeni ve geridönüşsüz yıkımlara neden oluyor. İklim krizine karşı mücadele bu nedenle antikapitalist mücadelenin temel gündemi haline geliyor.

Kıtalar yeniden şekillenecek; Florida, Hollanda, Bangladeş ve kıyı Hindistan tamamen sular altında kalacak. Avustralya çöllerinin ortasında bir deniz oluşacak. Çinlilerin yaşadığı toprakları sel basacak...

Deniz seviyesi 65 metre yükselecek.

Karbon salımı bu şekilde devam ettiği takdirde ortalama 15° C sıcaklıkta olan dünya gelecekte ortalama 26° C sıcaklıkta buzsuz bir gezegen olacak!

Yukarıda bahsedilenler bir kehanet, felaket senaryosu ya da bir bilimkurgu filminin konusu da değil. Dünyanın gündeminde olan küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucu Kuzey Buz Denizi'ndeki (Arktik Okyanusu) buzulların yüzde 75'ini son 30 yılda eridi. Biliminsanları 2030 yılında tüm buzulların eriyeceği konusunda uyarıyor. Bu gerçekleştiği takdirde, yazının başında geçen felaketler kat be kat artarak yaşanacak. 

İKLİM KRİZİNDEN EN FAZLA ETKİLENEN BÖLGE ARKTİK 
Güneş ışınlarının çoğunu uzaya geri yansıtan ve böylece dünyanın serin kalmasını sağlayan, tarım yapabilmek için gerekli iklimsel şartları sunan dünyanın kutbunda yer alan buzullar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Küresel iklim dengesi ve okyanuslardaki su seviyesinin korunması açısından hayati öneme sahip olan Arktik'teki buzulların erimesinin de en büyük nedeni Kuzey Yarımküre'deki iklim değişikliği. İklime duyarlılığı açısından da oldukça hassas olan Arktik, küresel iklim krizinden en fazla etkilenen bölge. Diğer yerlere oranla iki kat daha fazla ısınmaya maruz kalıyor. 

Arktik Okyanusu diğer adıyla Kuzey Buz Denizi, 15 milyon kilometreden oluşan ve büyük bir kısmı buzullarla kaplı alan. Büyüklüğü ABD'nin iki katına tekabül ediyor. 2012 yılına kadar mevsime bağlı olarak Artik'te bulunan buzul miktarı 1.6 milyon kilometre iken 2012 sonrası 1.2 milyon kilometreye kadar geriledi. Şubat 2018'de son büyük buzul çatlaması yaşandı ve o tarihten bu yana sıcaklarda anormal artış etkili oldu.

PETROL SIZINTISI KUZEY KUTBUNU TAMAMEN YOK EDEBİLİR
Enerji şirketleri buzullardaki erimenin baş sorumlusu. Arktik'te bir petrol bölgesi oluşturmak için kıyasıya bir rekabet sözkonusu. Emperyalist kapitalist hükümetler Birleşmiş Milletler'de (BM) bir yandan iklim krizi üzerine pazarlıklar yaparken diğer taraftan da iklim krizinin en temel nedeni olan petrol ve doğal gaz gibi fosil enerji kaynakları üzerine azgın bir rekabet içinde. Çıkarılması planlanan 90 milyar varillik petrol dünyanın sadece üç yıllık ihtiyacını karşılayacak. Ama bölgede çıkabilecek bir petrol sızıntısıyla nasıl baş edileceği ise muamma. Sızıntı yaşandığı durumda ise Kuzey Kutbu tamamen yok olabilir. Petrol şirketleri, Kuzey Kutbu'nda petrol kuyusu kazmak için yollarına çıkan buzdağlarını yerinden oynatmak ve dev hortumlar kullanarak buzulları sıcak suyla eritmek zorundalar. 

İKLİM KRİZİ ANTİKAPİTALİST MÜCADELENİN TEMEL GÜNDEMİ
İklim krizinin etkileri her geçen gün artarken karşı mücadele de her geçen gün gelişiyor. İklim değişikliği açısından biliminsanları tarafından kritik eşik olarak belirlenen 1,5 derecelik artış çoktan aşıldı. Isınma, sonrasında öngörülemez hızlı değişimlerin yaşanacağı "devrilme noktası"na doğru hızla ilerliyor. Sokakların direnişi olmadan hükümetlerin ve şirketlerin dünyanın sonunu getirmekten geri durmayacakları açık. Şirketlerin artan rekabet ve azalan kar oranlarını arttırmak için giriştikleri her proje yeni ve geridönüşsüz yıkımlara neden oluyor. İklim krizine karşı mücadele bu nedenle antikapitalist mücadelenin temel gündemi haline geliyor.