24 Eylül 2024 Salı

Katliamın 30. yılında haykırdılar: Zamanaşımına izin vermeyeceğiz

Sivas katliamının 30. yılında binlerce kişi Madımak Oteli önünde bir araya gelerek, devletin Alevilere ve tüm ezilen halklara dönük baskı ve asimilasyon politikalarına tepki gösterdi. Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğrama riski altında olduğuna dikkat çekilen anmada, adalet arayışının ne olursa olsun süreceği vurgulandı.

2 Temmuz 1993 yılında faşistler tarafından 33 canın yakılarak katledildiği Sivas katliamının 30. yılında çok sayıda kişi Sivas'ta bir araya geldi.

Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından Sivas'a akan binler, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği önünden katliamın gerçekleştiği Madımak Oteline yürüdü. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekler Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ortaklığında düzenlenen yürüyüş ve anma programına, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ve milletvekilleri Çiçek Otlu, Celal Fırat, Tülay Hatimoğulları, Ayten Kordu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel ve milletvekili heyeti ve onlarca siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika katıldı.

'SİVAS, SURUÇ,  ANKARA KATİLLERİ UNUTMA'
Kortejde yer alan Devrimci Kızılbaşlar Hareketi Sivas, Suruç ve Ankara katliamlarının faillerinin aynı olduğunu vurguladı. Sivas'tan Suruç'a ve Ankara'ya tüm katliamların hesabını sormaya çağıran Devrimci Kızılbaşlar Hareketi, "Sivas'tan Suruç'a hesap sormaya" ve "Sivas, Suruç, Ankara katilleri unutma" sloganlarıyla ortak mücadele çağrısı yaptı.

'MADIMAK'TA YAKANLAR AKP'Yİ KURANLAR'
Binler, "Katiller halka hesap verecek", "Sivas'ı unutma, unutturma", "Sivas'ın hesabı sorulacak", "Sivas'ın ışığı sönmeyecek", "Dün Maraş'ta, bugün Sivas'ta, çözüm faşizme karşı savaşta", "Katil devlet hesap verecek", "Madımak'ta yakanlar, AKP'yi kuranlar" sloganlarıyla yürüdü.

'KATLİAMIN ARDINDA DEVLET VAR'
Taşınan pankart ve dövizlerde ise Sivas Katliamı davasında zamanaşımı tehlikesi, yıllardır süren adalet mücadelesi, Alevi halkına dönük asimilasyon politikaları, katliamcı, tekçi zihniyete ve faşizme karşı birleşik mücadele, tarikat ve cemaatlerde yaşanan çocuk istismarı, çocuk katliamı ve politikalarına tepki ve "makbul Alevilik" dayatmasına karşı mücadele vurguları ön plana çıktı. Katılımın yoğun olduğu programda, en çok öne çıkan talep ise adalet oldu. Son olarak ÇEDES protokolüyle okullarda Sünni İslamcı bir propagandaya imza atan hükümete de tepkinin yoğun olduğu programda, Madımak katliamının arkasında da devletin olduğu ve yıllardır katillerin korunduğu vurgulandı.

Yürüyüş boyunca 33'lerin isimleri tek tek sayılarak "Yaşıyor" denildi.

GÜLMEZ: ÖRGÜTLENMEK ZORUNDAYIZ
Yürüyüşün ardından 33 canın aileleri katliamın gerçekleştiği noktaya karanfiller bıraktı. Burada aileler adına konuşan Murat Gündüz'ün babası Mehmet Gündüz, şu ifadeleri kullandı: "Dostlar, cefakar yoldaşlarım... 1993'te; bütün gençler ve demokrat insanlar, Pir Sultan'ın yoldaşları buraya semah dönmeye gelmişlerdi. 30 yıldır bu acıyı bize yaşatanlar kahrolsun. Biz buradan, ölünceye kadar gitmeyeceğiz. Madımak, 'Utanç Müzesi' olana kadar mücadelemiz devam edecek. Hep beraberce bu mücadeleyi vermek zorundayız. Birlik, beraber olmak zorundayız. Örgütlenmek zorundayız arkadaşlar. Her geçen gün karanlığa gidiyoruz. Bu karanlık bizi yutacak. Birlik, beraberlik olmazsak bu bizi yutar, arkadaşlar."

Ardından 33 can şahsında demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren herkesin anısına saygı duruşu gerçekleştirildi.

UÇAR: ZAMANAŞIMINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Sonra siyasi parti temsilcileri alana karanfiller bıraktı. Burada konuşan Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, devletin katliama seyirci kaldığını vurguladı. Bugüne kadar her daim Alevilerin yürüttüğü mücadelenin yanında olduklarını, bundan sonra da olmaya devam edeceklerini kaydeden Uçar, şöyle devam etti: "30'uncu yılında hiçbir yol almayan mahkeme süreci ne yazık ki Eylül'de görülecek davada zamanaşımına uğramakla karşı karşıya. Dün ifade ettik, bugün de ediyoruz; Madımak katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bu katliamın zamanaşımına uğramasına izin vermeyeceğiz. Sivas'ı yakanlara inat Sivas'ta semahlar dönmeye devam edecek, sazlar çalmaya devam edecek ve cemler tutulmaya devam edecek."

Program, 33 can için semahların dönülmesiyle devam etti.

ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Son olarak, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Alevi kurumları adına ortak metni okudu. Tüm gelenleri selamlayarak sözlerine başlayan Erçe, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların, gençlerin, devrimcilerin, sosyalistlerin on yıllardır bu ülkede yaşanan katliamlar ve hukuksuzluklar için adalet aradığını kaydetti. Mücadeleleri ortaklaştırmanın önemine dikkat çeken Erçe, adalet arayışlarının asla yılmayacağını kaydetti. Demokrasiden ve halkların kardeşliğinden yana olduklarının altını çizen Erçe, Aleviler olarak sürekli asimilasyon ve baskı politikalarına maruz kaldıklarını ifade etti.

ERÇE: SİVAS KATLİAMI İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR
Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğraması tehdidine dikkat çeken Erçe, şöyle devam etti: "Sivas katliamı, insanlığa karşı yapılmış bir suçtur. Arkasında devlet olmasaydı bugüne kadar, şurası utanç müzesi yapılırdı. Bugünkü siyasal atmosferin siyasi iktidarın yol taşlarını döşediler. Bugünkü tek adam rejiminin yollarını döşediler. Bugün Hizbullah nerede? Nerede sevgili canlar? Meclis'te. O gün burada, 'Kahrolsun demokrasi, yaşasın şeriat' diyorlardı. Şimdi diktatör, şeriatçı bir yapıya doğru evriliyor Türkiye. Buna karşı uyanık olmak zorundayız. Okullarda bugüne kadar zorunlu din dersleriyle asimile edildik. Yetmedi. Buna karşı çıktık. Okulları, imam hatip okullarına çevirdiler. Şimdi ise, bir projeyle Diyanet İşleri Başkanlığının ortak imzalarıyla bütün okullara gidiyorlar. Bu saldırıyı kabul edecek miyiz? Hayır. Bütün kurumları, eğitim sendikalarını çağıracağız. Toplanacağız ve önümüzdeki günlerde sokaklara çıkacağız. Mitingler yapacağız.  Karanlığa teslim olmayacağız. Sivas'ın ışığını söndürmeyeceğiz. Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Er ya da geç ama mutlaka biz kazanacağız."