28 Eylül 2024 Cumartesi

Karadeniz'deki hapishaneler raporu: İşkence sürüyor

Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Karadeniz'deki hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor açıkladı. Tutsakların çıplak arama başta olmak üzere işkenceye maruz kaldıkları, yasak olmadığı halde yayınların verilmediği belirtildi. Raporda, Metin Aktin'in de ihlallere karşı 13 Şubat'tan beri açlık grevinde olduğu kaydedildi.9

Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Ordu E Tipi, Giresun Espiye L Tipi, Trabzon, Beşikdüzü T Tipi, Rize, Kalkandere L Tipi ve Bayburt M Tipi Kapalı hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor açıkladı.

Van Barosu'nda yapılan basın toplantısında konuşan Komisyon üyesi Cüneyt Ergün,tutuklu ve hükümlülere, haklarında toplatma kararı olmayan gazete, dergi ve kitap gibi süreli ve süresiz yayınların "yasak" denilerek verilmediğini kaydetti.

Tutsakların hastaneye sevk taleplerinin aylar sonra yerine getirildiğini, tedavi sırasında kelepçenin çıkarılmadığını kaydeden Ergün, acil hasta olanların dahi ring araçlarıyla hastaneye götürüldüğünü belirtti. Ergün, "Spor zamanı ve saatinin de en asgari sınırda tutulduğu ve çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiği, yine sohbet haklarının mahpuslara hiçbir surette verilmediği, kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğu söylemler doğrultusunda tespit edilmiştir. Cezaevine ilk defa gelen mahpusların, haklarında disiplin cezaları olmamasına rağmen uzunca bir süre tek kişilik koğuşta tutuldukları, Metin Aktin isimli bir mahpusun bu durumun keyfiyetten kaynaklandığını düşündüğünü ve 13 Şubat tarihinden itibaren açlık grevine başladığı söylemler doğrultusunda tespit edilmiştir" dedi.

Kimi hapishanelerde bulunan hasta tutsaklara ilaçlarının aylar sonra verildiği, tedavilerinin de düzenli yapılmadığını aktaran Ergün, şu bilgileri verdi: "Yine bir kısım cezaevlerinde ilk defa cezaevine gelen mahpusların çıplak aramaya maruz bırakıldığı, bunu kabul etmeyen mahpusların işkenceye varan muamelelere maruz bırakıldıkları, zorla üstlerinin çıkarıldığı gibi hususlar söylemler doğrultusunda tespit edilmiştir. Hakların kullanımının, bir başka kişinin inisiyatifinde olması, bunların aynı zamanda keyfi biçimde kısıtlanmasını olanaklı kılmaktadır. Yetkililer, Cezaevi Müdürleri, kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasa’dan alan yasal düzenlemelere aykırı işlemler ve uygulamalar yapmaktadır. Bu durum gerek mahpuslarda gerek ailelerinde gerekse mahpusların avukatlarında ve biz insan hakları örgütlerinde cezaevi sistemine ilişkin ciddi güvensizlikler oluşturmaktadır."

Ergün, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve Kamu Denetçiliği Kurumu'nu göreve çağırdı.

Komisyon tarafından hazırlanan raporda şu bilgiler yer aldı:

GİRESUN ESPİYE L TİPİ HAPİSHANESİ
- Yasak denilerek okumak istedikleri Yeni Yaşam Gazetesi'nin kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir.

- Kısmi arama adı altındaki aramalar, baskın şeklinde sürekli bir biçimde ve detaylı olarak arama yapıldığı ve bu aramalarda infaz korumaların bağırmalarına maruz kalındığı belirtilmiştir.

- Mahpuslar hastaneye götürülürken bekleme odasında farklı suç grupları ile aynı odalarda tutulduklarını belirtmişlerdir.

- Mahpuslar 5 ay evvelinde Giresun E Tipi'nden getirildiklerini anlatmakla, geldiklerinden bu zaman dilimine kadar geçen 5 aylık sürede kitaplarının kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir. Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Yine, sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.

- Mehmet Reşit isimli mahpusun Mardin Cezaevi'nden 45 gün önce getirildiğini, getirildikten sonra doğrudan tek kişilik koğuşa götürüldüğünü, 45 gündür burada tutulduğunu, kendisinin bir disiplin cezasının söylendiği kadarı ile olmadığını, bu durumun keyfiyetten kaynaklandığını belirtmişlerdir.

- Mahpuslar 8 kişilik koğuşta 24 kişi kaldıklarını belirtmekle zaman zaman çok zor anlar yaşadıklarını belirtmişlerdir.

- Mahpuslar kantinden satın aldıklarını malzemelerin fiyatlarının fahiş olduklarını belirtmiş, yine kantinden fahiş fiyata satın aldıkları bu şeylerin kalitesiz olduklarını söylemişlerdir. Başka alternatifleri olmadığından almak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.

- Hasta olan mahpuslara ilaçlarının zamanında verilmediğini, bunun keyfiyete dönüştüğünü belirtmişlerdir.

- Mehmet Emin Susın isimli mahpusun ileri derecede şeker hastası olduğunu, hareketlerinin çok yavaşladığını ve yürürken refakate ihtiyaç duyduğunu, bu surette cezaevinde hayatını tek başına idame ettirebilecek bir kimse olmadığını belirtmişlerdir.

- Mehmet Darga isimli mahpusun ileri derecede tansiyon ve şeker hastası olduğunu ve yine kendisinin sürekli bir biçimde refakate ihtiyacı olan bir kimse olduğunu ve bu surette cezaevinde hayatını tek başına idame ettirebilecek bir kimse olmadığını belirtmişlerdir.

- Aydın Genç isimli mahpusun her iki böbreğinde aşırı tahrifat olduğu belirtilmiştir.

TRABZON BEŞİKDÜZÜ HAPİSHANESİ
- İlk defa cezaevine gelen mahpusların çıplak aramaya maruz bırakıldığını bunu kabul etmeyen mahpusların işkenceye varan muamelelere maruz bırakıldıklarını, zorla üstlerinin çıkarıldığını söylemişlerdir.

- İnfaz koruma memurlarının keyfi tutumları ile tehdit ve küfürlerine maruz kaldıklarını belirtmiştir.

- Cezaevine ilk defa gelen mahpusların aylarca tek kişilik koğuşlarda tutulduğunu bunun keyfiyete dönüştürüldüğünü, bu uygulamanın hücre cezasına benzettiklerini belirtmişlerdir.

- Metin Aktin isimli mahpusun cezaevinde ilk geldiği andan itibaren (yaklaşık 2 ay olduğu belirtilmiştir) tek kişilik koğuşta tutulduğunu ve bu mahpusun hiçbir taleplerinin keyfi olarak kabul edilmediğini, arkadaşlarının yanına geçme talebinin kabul edilmemesi dolayısıyla 13.02.2020 tarihinden bu yana açlık grevinde bulunduğunu belirtmişlerdir.

- Keyfi uygulamalar mahpuslar tarafından kabul edilmediğinde infaz koruma memurlarının hakaretlerine maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Bu hakaretlere ilişkin yapmış oldukları suç duyurularında etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve takipsizlik ile sonuçlandığını belirtmişlerdir.

- Mahpuslar 8 Kişilik koğuşta 16 kişi kaldıklarını belirtmekle zaman zaman çok zor anlar yaşadıklarını belirtmişlerdir.

- Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.

- Her bir mahpus için 4 kitap kotası getirilmiş ve kitap dışında yer alan argümanlar da kitap statüsüne alınıp bu kotadan düşülmüştür.

- Yasaklama kararı olmayan kitapların keyfi uygulamalar ile verilmediği belirtilmiştir. Verilen kitapların da teslimi geç yapıldığını belirtilmiştir.

- Hastaneye götürüldüklerinde 7-8 saat boyunca kelepçeli halde ring denilen aracın içerisinde bekletildiklerini belirtmişlerdir.

- Mahpusların kimlik taşıması zorunlu kılındığını ve bulundurmadıkları zaman ne hastaneye, ne revire, ne görüşe ne de spora çıkarılmalarının engellendiğini belirtmişlerdir.

- İnfaz hâkimliğinin bu yönde kararı olmasına rağmen aynı cezaevinde bulunan arkadaşlarına mektup kitap, vb. materyaller gönderemediklerini belirtmişlerdir.

- Kırtasiye malzemeleri, iç çamaşırları, çorap vb. ihtiyaç malzemeleri nedensiz bir şekilde verilmediği belirtilmiştir. Bu yönde infaz hâkimliğine yaptıkları başvuruya, infaz hakimliği cezaevinin bu yönde bir kararı olmadığı için infaz hakimliği karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiği belirtilmiştir.

- Mahpuslar kantinden satın aldıklarını malzemelerin fiyatlarının fahiş olduklarını belirtmiş, yine kantinden fahiş fiyata satın aldıkları bu şeylerin kalitesiz olduklarını söylemişlerdir. Başka alternatifleri olmadığından almak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.

- Mahpuslar cezaevi demirbaşı sayılabilecek sandalye gibi malzemelerin cezaevi idaresi tarafından kendilerinin karşılaması gerektiğini belirtmişlerdir.

- Elektrik giderlerinin kendileri tarafından karşılandığını, bunun ile birlikte sayaç değerlerinin fatura ile örtüşmediğini, elektrik faturasının çok maliyetli olduğunu belirtmişlerdir.

- Aktarılan sorunlara ilişkin sürekli olarak idare tarafından "yaparız, ederiz" dendiğini, ancak bir çözüm üretilmediğini belirtmişlerdir.

RİZE, KALKANDERE CEZAEVİ
- Bütün siyasi mahpusların 4 koğuşa ayrıldığını ve bu 4 koğuşun cezaevinin 4 ayrı bloğuna gönderildiğini ve kimsenin kimseden haberinin olmadığını ve bu surette arkadaşları ile görüşemediklerini ve haber alamadıklarını söylemişlerdir. Bu uygulama ile yan taraflarında bulunan koğuşlara diğer suç gruplarında bulunan mahpusların alındığını, bu uygulamanın sorunlara neden olduğunu belirtmişlerdir. Öyle ki yaşam tarzları dahi farklı olan bu suç gruplarında bulunan mahpuslarla anlaşamadıklarını, sabah uyanma saatlerinin gece uyuma saatlerinin farklı olduklarını, maç izledikleri zaman gürültü çıkardıklarını, bağırdıklarını, duvarlara vurduklarını, belirtmişlerdir.
 
- Hastaneye sevk taleplerine 8 ay sonra cevap verildiğini belirtmişlerdir.
 
- Spor zamanı ve saati de en asgari sınırda tutulduklarını, çoğu zaman keyfi tutumlarla engellendiğini belirtmişlerdir. Yine sohbet haklarının kendilerini hiçbir surette verilmediğini aktarmışlardır. Kütüphane, kurs-atölye alanları tamamen kendilerine kapatılmış durumda olduğunu belirtmişlerdir.
 
- İlk defa cezaevine gelen mahpusların çıplak aramaya maruz bırakıldığını bunu kabul etmeyen mahpusların işkenceye varan muamelelere maruz bırakıldıklarını, zorla üstlerinin çıkarıldığını söylemişlerdir. Bu konuda Kemal Yiğit ve Murat Bakudan isimli mahpusların suç duyurusunda bulunduğunu ve yargı sürecinin devam ettiğini belirtmişlerdir.
 
- Mehmet Oğan isimli 60 yaşındaki mahpusun ağır kalp hastası olduğunu refakate ihtiyaç duyduğunu, hayatını cezaevinde tek başına idame ettiremediğini belirtmişlerdir.
 
- Bedrettin Barol isimli mahpusun 66 yaşında olduğunu, kendisinin tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının olduğunu dile getirmişlerdir. Yaşı itibariyle refakate ihtiyaç duyduğunu, hayatını cezaevinde tek başına idame ettiremediğini belirtmişlerdir.

BAYBURT M TİPİ HAPİSHANESİ
- Bu cezaevinde sadece 2 erkek siyasi mahpusun bulunduğunu ve bu mahpusların başka cezaevlerine gönderilme taleplerinin bulunduğunu, bu taleplerinin aylardır karşılık bulmadığını, tecride benzer tarzda hayatlarını idame ettirdiklerini belirtmişlerdir.