23 Kasım 2024 Cumartesi

Karabük Hapishanesinde 17 tutsak tahliye edilmiyor

Karabük Hapishanesine ilişkin hazırlanan raporu paylaşan DEM Parti milletvekili Newroz Uysal Aslan, hapishanede şartlı tahliye hakkının 2021'den bu yana hiçbir siyasi tutsağa kullandırılmadığını, 17 tutsağın infazının yakıldığını aktardı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Karabük Hapishanesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği'yle (İHD), partinin Ankara'da bulunan genel merkezinde ortak basın açıklaması düzenledi. Komisyon üyesi ve Şırnak milletvekili Newroz Uysal Aslan, Karabük T Tipi Hapishanesinde siyasi tutsakların koşullu salıverilme haklarının 3 yıldır kesintisiz olarak engellendiğini belirtti.

14 Haziran'da TEM şube ekipleri tarafından 2 odaya baskın düzenlendiğini ve ardından komisyon olarak bir heyetle hapishaneyi ziyaret ettiklerini hatırlatan Aslan, "Ziyaretimizin sonrasında yine Karabük Cezaevinde tahliyesi engellenen mahpuslar hakkında bir rapor hazırlayacağımızı kamuoyuna iletmiştik. Yakından takip ettiğimiz gelişmeler neticesinde ve en son yapılan ziyaretlerdeki gözlem ve tespitlerle, Karabük Hapishanesinde hukuka aykırı olarak tahliyesi engellenen mahpuslar raporunu bugün sizlerle paylaşacağız" dedi.

'BU HUKUKSUZLUK KAYNAĞINI İMRALI'DAN ALIYOR'
Yaşadıkları coğrafyada büyük bir hukuksuzluk, keyfilik ve toplumsal çürümeyle karşı karşıya olduklarını belirten Aslan, bu hukuksuzluğun kaynağını İmralı Hapishanesinde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarında tutulmasından aldığını söyledi.

İmralı'da sürdürülen rejimin tüm hapishanelere ve topluma yayıldığını belirten Aslan, "İmralı'daki mutlak iletişimsizliği ve insanlık dışı işkenceyi görmezden gelme halinin toplumsal sorunların ve hukuksuzlukların tartışılma zeminlerini ortadan kaldıran bir yönü vardır. Toplumu kutuplaştırarak Kürt meselesi başta olmak üzere çözüm tartışmasını tecride alan; bir taraftan hukuksuzlukları ve keyfiliği normalize ederken, bir taraftan da görünmez kılan toplumsal tecrit ve iletişimsizlik hali kurumsallaştırılıyor" dedi.

'2021'DEN BU YANA HİÇBİR SİYASİ TUTSAK ŞARTLI TAHLİYE EDİLMEDİ'
İdare Gözlem Kurullarının özellikle uzun yıllar hapishanede kalmış ve infaz süresini tamamlamış politik tutsakların tahliyesini engellemek üzere kurulduğunu belirten Aslan, Karabük Hapishanesinde 2021 yılından bu yana şartlı tahliye tarihi gelen hiçbir siyasi tutsağa bu hakkın kullandırılmadığını söyledi.

'17 TUTSAĞIN TAHLİYESİ ENGELLENDİ'
Aslan, şöyle devam etti: "Yapılan başvurular, incelenen belgeler ve görüşmeler neticesinde, Karabük Hapishanesinde 16 Eylül 2024'te 17 mahpusun koşullu salıverme tarihi gelmesine rağmen tahliye edilmediği; birçok mahpusun da haklarında iki ya da üç kez koşullu salıverilme tarihi verilmesine rağmen salıverilmelerinin kurul kararıyla ertelendiği tespit edilmiştir. Olumsuz değerlendirmelerde kopyala-yapıştır ezber gerekçelerin hakim olduğunu ve infaz hakimliği tarafından kurul değerlendirmesinin bir karar esası olarak değerlendirildiğini tespit etmiş bulunmaktayız. Şartlı tahliye hakkı engellenen 17 mahpusun isimleri şöyle: Şirin Taşdemir, Hakkı Aygün, Halil Temel, Kadri Alkoç, Ahmet Bayna, Ejder Doğan, Ali Koç, Mehmet Sarıaltun, Abdullah Ok, Aydın Kudat, Abdurrahman Güner, Mustafa Karakaya, Hasan Öğüt, Adem Oktay, Ali Haydar Elyakut, Metin Çakır, Muhittin Pirinçioğlu."

"İyi hale ilişkin olumsuz değerlendirme gerekçelerine baktığımızda ise olmayan disiplin soruşturmalarını, kaldırılmış disiplin cezalarını, pişmanlık dayatmasını, somut dayanağı olmayan toplumla bütünleşmeye hazır olunmadığına dair kanaati görüyoruz" diyen Aslan, pişmanlık dayatmasının siyasi tutsakları teslim alma ve iradelerini kırma amacı taşıdığını söyledi.

'ŞARTLI TAHLİYE HAKKI GASP EDİLEN TUTSAKLAR DERHAL SERBEST BIRAKILMALI'
Aslan, şu ifadeleri kullandı: "İdari ve gözlem kurulunun kendini mahkeme yerine koyarak TCK'da yer alan suç tipi için ayrı ayrı düzenlenen etkin pişmanlığı mahpuslara tekrar dayattığını görüyoruz. Bu ise yargılama aşamasında hakim tarafından değerlendirilmesi gereken pişmanlık kavramının, infaz aşamasında idari bir kurul tarafından tekrar ve özellikle hükümlü aleyhine değerlendirilmesi anlamına gelmektedir ve ceza hukukuna hakim olan mükerrer değerlendirme ya da yargılama yasağına da aykırıdır. Tüm bu nedenlerle, teslim almak, esir etmek ve irade kırmak için infazları uzatılan, özgürlükleri gasp edilen siyasi tutsakların derhal özgürlüklerine kavuşmalarının önü açılmalı, bunun için gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli, paralel yargılama işlevi gören idari ve gözlem kurulları da ivedilikle kaldırılmalıdır."