1 Ekim 2024 Salı

IŞİD'in kaçırdığı Êzidî çocuklar sağlık krizi yaşıyor

IŞİD çetelerinin esaretinden kurtulan birçok çocuk, kalıcı yaralar, hastalıklar veya fiziksel sakatlıklarla geri döndü.

Uluslararası Af Örgütü'nün yayımladığı bir rapora göre, IŞİD tarafından kaçırılan ve daha sonra ailelerine geri dönen 2 bin kadar Êzidî çocuk fiziksel ve ruhsal bir sağlık krizi yaşıyor. 

"Terörün Mirası: IŞİD Şiddetinden Hayatta Kalan Êzidî Çocukların Durumu" başlıklı rapor, aynı zamanda, IŞİD çetelerinin tecavüzü sonucu doğan çocukların annelerinden zorla ayrılmasına son verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. 

IŞİD, 2014 ile 2017 arasında, Irak'ta Êzidîlere karşı savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve BM'nin soykırım olarak tanımladığı suçlar işlemişti. 

Artı Gerçek'in haberine göre 56 sayfalık rapor, IŞİD tarafından kaçırılan, işkenceye maruz kalan, savaşmaya zorlanan, tecavüze uğrayan, daha sonrasında ailelerine geri dönen bin 992 çocuğun birçok yönden karşı karşıya kaldığı zorlukları ortaya koyuyor.

IŞİD çetelerinin esaretinden kurtulan birçok çocuk, kalıcı yaralar, hastalıklar veya fiziksel sakatlıklarla geri döndü. Travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon, bu çocukların en sık yaşadığı ruhsal sağlık sorunları arasında. Çocukların sıklıkla gösterdiği semptomlar ve davranışlar arasında saldırganlık, geçmişi hatırlama, kabuslar, sosyal ortamlardan geri çekilme ve ruh halinde ani değişimler yer alıyor.

ERKEK ÇOCUKLAR SAVAŞMAYA ZORLANDI
Rapora göre, IŞİD'in esir aldığı binlerce Êzidî erkek çocuk aç bırakıldı, işkenceye uğradı ve savaşmaya zorlandı. Bunun sonucunda, eski çocuk askerler daha büyük oranda ciddi sağlık sorunları ve fiziksel sakatlıklar yaşıyor. Kollarını veya bacaklarını kaybeden çocuklar var.

Bu çocuklar esas kimliklerini, dillerini ve isimlerini silmek için kasten uygulanan yoğun propaganda, siyasi telkin ve askeri eğitime maruz kalmıştı. Bu nedenle Êzidî erkek çocuklar çoğunlukla sosyal ortamdan soyutlanıyor.  

Uluslararası Af Örgütü'nün görüştüğü 14 eski çocuk askerin yarısından fazlası, geri döndükten sonra psikososyal destek, sağlık desteği, mali veya diğer türde herhangi bir destek almadıklarını söyledi.

Af Örgütü, görüşme yaptığı kişileri korumak için çocuklarını anlatımlarını takma isimlerle aktardı.

'BİR İNSANIN BAŞINA GELEBİLECEK EN FECİ ŞEY'
Raporda, 15 yaşında zorla savaştırılan Sahir'in anlatımları şöyle: "Savaşmaya zorlandım. Ya savaşacaktım ya da ölecektim. Başka seçeneğim yoktu. Benim kontrolüm dışındaydı. Hayatta kalmak için savaşa katıldım. Bu bir insanın başına gelebilecek en feci, en aşağılayıcı şey. Esaretten döndükten sonra tek aradığım benimle ilgilenecek, bir nebze destek olacak, 'senin için buradayım' diyecek biriydi. Tek aradığım buydu ama bunu hiçbir zaman bulamadım."

Êzidî kız çocuklar ise IŞİD esareti altında cinsel şiddet de dahil çeşitli ihlallere maruz kaldı. Bu çocuklar bir dizi sağlık sorunu yaşıyor. Rapora göre, travmatik fistüller, yara izleri ve gebeliği doğuma kadar sürdürememe gibi sorunlar buna dahil.

'IŞİD'DEN HESAP SORULMASINI İSTİYORUM'
Beş yıl boyunca IŞİD tarafından esir tutulan 14 yaşındaki Randa, şunları anlatıyor: "Beni evlendirdiklerinde daha çocuktum. Çok acı çektirdiler. Geleceğimin daha iyi olmasını istiyorum. IŞİD'den bana yaptıkları için hesap sorulmasını istiyorum."

Raporda, bir sivil toplum örgütünde çalışan bir doktorun anlatımları da yer aldı. Buna göre, doktor, 9 ila 17 yaşları arasında tedavi ettiği neredeyse tüm kız çocukların tecavüze veya diğer türde cinsel şiddete uğramış olduğunu belirtiyor.

Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, cinsel şiddete uğrayan kız çocuklara yönelik hizmet ve programların yetersiz olduğunu ve çocukların büyük ölçüde ihmal edildiğini belirtiyor.

TECAVÜZ SONUCUNDA DOĞUM YAPAN KADINLAR
IŞİD militanlarının Êzidî kadın ve çocuklara yönelik tecavüzü sonucu yüzlerce çocuk dünyaya geldi. Bu çocukların büyük kısmı; Êzidî Yüksek Ruhani Konseyi'nin yaklaşımı ve Irak'ta 'bilinmeyen' veya Müslüman babanın çocuklarının Müslüman olarak kaydedilmesini gerektiren yasalar nedeniyle Êzidî toplumunun bir parçası olarak kabul edilmiyor.

Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre, kadınların birçoğu, çocuklarını geride bırakmaları için baskıya uğradıklarını, buna zorlandıklarını ve hatta yanıltıldıklarını; bu durumun kendilerinde şiddetli bir ruhsal ızdıraba yol açtığını söylüyor. Kadınlar, ayrıca ilerleyen aşamada çocuklarını ziyaret edebilecekleri veya onlarla yeniden bir araya gelebilecekleri yönünde sözler verildiğini ancak bu sözlerin yerine getirilmediğini anlatıyor. Kadınlar, güvenliklerinden endişe ettikleri için ailelerine ve topluluklarına çocuklarına kavuşmak istediklerini de söyleyemiyor.

Raporda, bu kadınların açıklamaları aktarıldı. 22 yaşındaki Canan, "Toplumumuz ve dünyadaki herkese 'bizi ve çocuklarımızı kabul edin' demek istiyorum. Bu kişilerden çocuk sahibi olmak istemedim. Çocuk doğurmak zorunda bırakıldım. Babasıyla bir araya gelmeyi kesinlikle istemem ama oğluma kavuşmaya ihtiyacım var" diyor.

Kızından zorla ayrılan 24 yaşındaki Hanan ise şunları belirtiyor: "Diğer annelerle aynı duyguları yaşıyorum. Hepimiz kendimizi öldürmeyi düşündük veya bunu denedik. Biz de insanız, haklarımız var, çocuklarımızın yanımızda olmasını istiyoruz. IŞİD'le ne yaşamış olursak olalım şimdi daha da kötüsünü yaşıyoruz. Çözüme ihtiyacımız var."

Uluslararası Af Örgütü, bu sorunun çözümü olarak, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi uluslararası kurumlara, bu kadınlar ve çocuklarının başka bir ülkeye yerleştirilmesini öneriyor.

EĞİTİME ERİŞİM VE DİĞER SORUNLAR
Êzidî çocuklar, esir tutuldukları yıllarda resmi eğitim olanaklarından yoksun bırakıldı. Şimdi ise hızlandırılmış öğrenim programlarının varlığından haberdar olmamaları ya da bürokratik sürecin külfetli olması nedeniyle birçoğu bu programlardan faydalanamıyor.

Ancak uzmanlara göre, çocukların yaşadıkları travmanın üstesinden gelebilmeleri için okula gitmeleri çok önemli.

IŞİD esaretinden kurtulan 16 yaşındaki Nahla, "Okula geri döndükten sonra hayat normale döndü ve kendimi daha iyi hissettim. Geleceğiniz olması için okula gitmeniz gerek" diyor.

Rapora göre, esaretten kurtulan Êzidî çocukların birçoğu, Kürtçe yerine Arapça konuşuyor. Bu durum, çocukların aileleri ve topluluklarıyla tam anlamda bütünleşmesini engelliyor.

AİLELER YOKSULLAŞTI
Rapordaki bir diğer dikkat çekici nokta, çocuklarını kurtarmak için on binlerce dolar ödemek zorunda kalan Êzidî aileler, şimdi borç içinde yaşıyor.

'ŞİMDİ DE TERÖRÜN MİRASIYLA KARŞI KARŞIYALAR'
Raporun sonuçlarını değerlendiren Uluslararası Af Örgütü Kriz Müdahale Direktör Yardımcısı Matt Wells, "Bu çocuklar için geçmişin kabusu geri çekilmiş olsa da zorluklar devam ediyor. Korkunç suçlardan hayatta kalan çocuklar şimdi de terörün mirasıyla karşı karşıya. Bu çocukların aileleri ve toplumlarıyla tam anlamda yeniden bütünleşebilmeleri için gelecek yıllarda fiziksel ve ruhsal sağlıklarına öncelik verilmelidir" diyor.

Çocukların yaralarını sarmak için kendi başlarına bırakıldığı eleştirisinde bulunan Wells, çocuklarından ayrılan Êzidî kadınlar için ise şunları söylüyor: "Êzidî kadınlar esir tutuldu, işkenceye maruz kaldı ve diğer türde cinsel şiddete uğradı. Artık başka bir cezalandırmaya maruz kalmamalılar. Çocuklarıyla bir araya gelmeye ihtiyaçları var. Irak'taki risklerin boyutları göz önünde bulundurulduğunda, Êzidî kadınlara başka bir ülkede yeniden yerleştirme imkânı sunulmalıdır." 

*Fotoğraf: Foto Muhabir Adam Ferguson