24 Eylül 2024 Salı

İHD Küçükçekmece raporu: Çocuk teşhis için emniyete götürülmüş

İHD İstanbul Şubesi, Küçükçekmece'de bir çocuğun iki erkek tarafından cinsel istismara maruz bırakılmasını ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaşarak, uyarılarda bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 23 Nisan'da İstanbul Küçükçekmece'de 5 yaşında bir çocuğun, iki erkek tarafından cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin rapor hazırladı.
 
Olayın anlatıldığı raporda, olay sonrasında yaşanan süreçte yalan haberlerin yayıldığına, faillerin Suriyeli olduğu iddia edilerek Suriyelilere yönelik bir kışkırtmaya dönüştüğü ve bu kışkırtmanın  "idam isteriz", "hadım isteriz" kampanyası ile devam ettiği hatırlatıldı. Olayın infial yarattığı belirtilen raporda, "Olayın gerçekleştiği mahallede yaşayanlarca yürüyüşler gerçekleştirilmiş, çocukların istismardan korunması için devlet tarafından tedbirler alınması talep edilmiştir. Çocuğun öldüğüne dair haberlerin yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra da metrobüste ve Beyoğlu'nda kız çocuklarına yönelik taciz ve alıkoyma girişimleri yaşandığı haberleri tansiyonu yükseltmeye devam etmiştir" denildi.
 
Raporda, "Olaya ilişkin yapılan ön araştırmada, 22 Nisan Pazartesi günü gerçekleşen olaya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmaya dair gizlilik kararı verildiği ve yayın yasağı getirildiği, mağdur çocuğun beyanının Çocuk İzlem Merkezinde bulunan uzman ve avukat eşliğinde alındığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın aileye destek sağlanacağına dair açıklama yaptığı öğrenilmişitir" ifadelerine yer veildi.
 
Heyetin izlenimleri ve edindiği bilgiler ise şu şekilde: 
 
-Mahalleye girişte ilk dikkat çeken şey, akrep tabir edilen zırhlı polis araçlarının mahalle içinde dolaşmaları olmuştur. Bunun olayla alakalı olduğu düşünülmüşse de mahalle sakinlerinin verdiği bilgiye göre bu durum rutin ve bu olay evvelinde de söz konusu olan bir uygulamadır.
 
-Sokaklarda çocukların yokluğu dikkat çekmiştir. Genel olarak çok çocuklu ailelerin yaşadığı ve çocukların sokakta oynadığı bu mahallede, bu olaydan sonra çocukların sokaktan çekildiği, sokağa çıkmadıkları ya da çıkarılmadıkları ve mahallelinin tedirgin olduğu, diğer çocukların da yaşanan bu olaydan olumsuz etkilendikleri bilgisi alınmıştır.
 
-Mahalleli, 'failin mahalleyi yakından bilen birisi olduğu' kanaatini dile getirmiş 'cani aramızda', 'çocuklarımızı ne yapacağız?' diyerek endişesini belirtmiştir.
 
-Heyetimiz, mahallede çocuk oyun alanları/parkların oldukça yetersiz olduğunu da not etmiştir.
 
-Çocuğun 12 aile ferdi ile beraber yaşadığı evine gidildiğinde, evin ziyarete gelenler nedeniyle çok kalabalık olduğu, bir gün evvel tedavisi tamamlanarak taburcu edilen çocuğun o kalabalık içinde evde bulunduğu, büyüklerin çocuğa acıyarak yaklaştıkları, çocuğun bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkmak için babayı zorladığı, oyun oynamak isteğini dile getirerek ağladığı, babanın ne yapacağını bilmez durumda çocuğu sakinleştirmeye çalıştığı gözlenmiştir.
 
-Kısa bir süre evvel çocuğun teşhis için emniyete götürüldüğü öğrenilmiştir.
 
-Yakın zamanda doğum yapmış ve 6 çocuğu bulunan annenin, bu olay nedeniyle oldukça zorlandığı, anne ve babanın destek almaya ve yönlendirmeye açık oldukları ve çocuğu gözeten bir anlayışla konuya yaklaştıkları, gözlenmiş,
 
-Bir gün evvel Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan sosyal hizmet ve psikolog tarafından ailenin ziyaret edildiği öğrenilmiştir.
 
-Mağdur çocuğun akrabalarının oldukça öfkeli oldukları, failin bir an evvel yakalanmasını istedikleri, Mahallede çocukların da katıldığı ve "idam isteriz", "hadım isteriz" dövizlerinin taşındığı protestolar gerçekleştiği,
 
-İstismarcının bir Suriyeli göçmen olduğu yönünde yaygın bir propaganda yapıldığı, göçmenlere karşı öfkenin giderek arttığı, her an Suriyelilere yönelik bir saldırının başlayabileceği izlenimi edinilmiş, ailenin psikolojik ve hukuki destek ihtiyacı olduğunu tespit eden heyetimiz, psikolojik destek yanında hukuki destek sağlanabileceğini aileye ilettikten sonra, ailenin ve çocuğun içinde bulunduğu hassas durumu gözeterek evden ve mahalleden ayrılmıştır.
 
-Raporumuzun hazırlık çalışması devam ederken, Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi ve 3 kadın hukukçunun aileye destek için gönüllü oldukları ve ailenin bu desteği kabul ettiği, 26 Nisan tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasına göre ise failin yakalanıp tutuklandığı ve Suriyeli olmadığı öğrenilmiştir.
 
Derneğin olayla ilgili görüş ve önerileri ise şöyle:
 
-Mağdur çocuğun, ailesinin ve bölgede yaşayan çocuklar başta olmak üzere tüm mahalle sakinlerinin olaydan ciddi bir şekilde olumsuz etkilendiklerini ve bu travmanın atlatılabilmesi için psikolojik, sosyal ve hukuki destek sağlanması gerektiğini,
 
-Mahallede çocuk oyun alanları/parkların oldukça yetersiz olduğu tespit edildiğinden, çocukların sokağa çıkamamaları durumunda evde kapalı kalmalarının yaratacağı sakıncaların gözden kaçırılmaması gerektiği ve çocuklara yeterli ve güvenli oyun alanları açılması gerektiğini,
 
-Çocuk istismar olaylarındaki artışın durdurulması ve istismarın önlenmesi için devletin acil, etkili önlemler alması gerektiğini,
 
-Toplumdaki adalet duygusunun sağlıklı oluşabilmesi bakımından,bu olay özelinde de mağdur çocuğa ve yakınlarına zarar vermeyecek yöntemler gözetilerek etkin soruşturma yürütülmesi ve failin cezalandırılmasının sağlanması gerektiğini,
 
-Failin Suriye'li olmadığına dair haberin Suriyeli'lere yönelik linç saldırısına dönüşebilecek bir provokasyonu engellediği kanaatinde olup, suçun ve cezanın şahsiliği prensibinden de uzaklaşmadan, halkın bu provokasyonlara karşı dikkatli olması, ırkçı yaklaşım ve saldırılara izin vermemesi gerektiği,
 
-Çocuk istismar olaylarının "idam" ve "hadım" cezaları tartışmalarını gündeme taşımak için bahane olarak kullanmak isteyenlere prim verilmemesi gerektiği, tespit ve öneri olarak sunmaktadır.
 
Dernek, kamuoyunu da şu sözlerle uyardı: "Tasarlanarak, devlet eliyle işlenen bir cinayet" olarak tanımlanan ve yaşam hakkını ortadan kaldıran 'idam'ın bir cezalandırma yöntemi olarak önerilmemesi gerektiğinin, yine talep edilen "hadım cezası" ile de çocuğa istismar suçunun sadece maskelenebileceğini ve bu cezaların çocuğa istismarı önleme konusunda işe yaramayacağı gibi, insan hakları bakımından kabul edilemez sakıncalar içerdiğinin de altını çizmektedir."